Süleyman SAYAN
Köşe Yazarı
Süleyman SAYAN
 

Fight Club

Ülkemize yaşanan deprem felaketinin ardından, kaybettiğimiz canlarımıza Allah'tan rahmet, kederli ailelerine baş sağlığı dilerken, yaralı kurtulan ve evsiz kalan vatandaşlarımıza da geçmiş olsun diyerek yazıma başlamak istiyorum... Ortadoks Protestan ve Katolik kiliselerindeki birbirinden farklı anlamları olan Papazın futbol dünyasında bambaşka bir anlamı vardır. Kelime olarak marjinal görünse de Futbolda "papaz" diye tabir edilen oyuncular, takımda sözü geçen, ağırlığı olan, abi olarak görülen futbolcular için kullanılır. Aslında yaşla falan pek alakası yoktur. O oyuncu gençken de papaz oyuncudur. Ama yinede göze batanlar genelde takımdan bir tık büyüktür. Takımın içinde böyle oyuncu kalmadığı zaman sorun yaşanıyor. Böyle futbolcular gerektiğinde takımı ateşler, gerektiğinde hata yapanları uyarır. Birlik ve beraberliği sağlar. Fakat böyle oyuncuların sayısı arttığında da bir takım sorunlar baş gösterir... Konyaspor takımının 2013 yılında lige son çıktığından beri bir çok oyuncu geldi gitti. Kimileri unutulmadı, kimisinin şehri terk ettiğinden emin olmak için hava alanları arandı. Fakat özellikle son 10 maçlık dönemde takım bir hastalığa tutuldu. Konyaspor gol yediği pozisyonlarda hattaki neredeyse tüm oyuncular ellerini açıp suçlu arıyor. Bu oyuncular takım olgusundan uzaklaşıp ayrı birer papaz oyuncu nidalarına benziyor. Papaz oyuncu bir iki tane iken faydalıdır. Sayı arttığında problemlerde artar, üstelik lider olmadığı halde kendisini lider sanan oyuncular ayrı sorun oluşturur. Buraya şimdilik bir mim koyalım. Zira yeni teknik ekiple bırakın galibiyeti gol bile atamamanın stresi olabilir... Fenerbahçe karşısında son anda kalede de fire verince çok çok zor bir maç olacağından hiçbirimizin şüphesi yoktu. Ancak ben bu maçta hocayı, takımı, kaleci Erhan'ı eleştirmeyeceğim. Bir maçta bir takımın başına gelebilecek hemen hemen tüm olumsuzluklar Fenerbahçe deplasmanında başımıza gelmişti. Şansız bir penaltı golü ile maçta geriye düşmüştük. Aslında bu gole kadar pozisyon bulamasa da, vermeyen bir takım hüviyeti vardı. Fakat ne olduysa bu golden sonra oldu. Mame'nin ilk sarı kartının neden geldiğini anlamak güçken, maç içerisinde benzer pozisyonlara defalarca şahit olup kartsız geçiştiren hakem 2. sarıdan hücum koordinasyonunu sağlayan tek oyuncuyu dışarı atıvermişti. Hoca havlu atmak yerine en uca Michalak'ı koyup sistem değişikliğine gitti. Yapılacak en güzel hamleydi. Daha sert defans yapıp, Michalak ile kontra aramak! Fakat her ne kadar yorumcular burada sakatlığa Slazai'nin sebep olmadığını düşüncesine sahipseler de süratli oyuncuların bu tür pozisyonlarda sakatlığını defalarca gördük. Faul çalmaya tenezzül dahi etmediler. Dolayısıyla hücum oynayacak tek oyuncu Mehmet Ali oyuna dahil oldu. Fenerbahçe'nin çok bir şey yapmasına gerek kalmamıştı. Eli kolu bağlanmış, kulübesi zayıf bir kişi eksik bir Konyaspor! İlk yarı uzatma dakikalarında gelen gol umutlarımızı tüketmişti. Halil Umut Meler bu ligde maç yönetmeye başladığından beri bu kadar kötü maç yönettiğini görmemiştim. Sadece Konyaspor'u hakkı yendi demiyorum, baştan sona iki takıma da vasat bir yönetim sergiledi. Her şeye rağmen ikinci yarı daha hareketli başlamıştı. Fakat yenilen şansızlık gollerine bir yenisi daha eklenmiş ve fark 3'e çıkmıştı. 4.gol öncesinde Bouchalakis'e yapılan faulü görmeyen Meler, bir sonraki pozisyonu görüp serbest vuruşa hükmetmişti. Slazai'nin kötü indirdiği top kaleye yönelmiş ve talihsiz bir gol daha yemiştik. Fenerbahçe 4 gollü bir galibiyet almıştı. Ancak onların eksik oynayan takımımıza karşı skor haricinde bariz kaliteli bir oyunları yoktu. Defans hattında her kafadan bir ses çıkar tarzda vücut dilleri skordan daha tehlikeli bir durum gibi görünüyor. Calvo'nun başlattığı kötü performans silsilesine önce defans sonra tüm takım ayak uydurmuştu. Fakat bu kadar eksikle oynanan maç kesinlikle ölçü olacak bir maç değildir. Önümüzdeki maçlarda yeni transferlerin, sakat ve cezalıların takıma dahil olmasıyla bambaşka bir Konyaspor izleyeceğimize inanıyorum. Farkındayım, hoca değişikliği ile takım gol bile atamadı. Bu geçici bir durum, mağlubiyete rağmen ben gösterilen mücadeleden memnunum. Seri galibiyetler geleceğine inanıyorum. Fenerbahçe'ye farklı yenilsek bile Mehmet Ali'yi kazandığımızı düşünüyorum. Öz güven sorununu bu maçta attığını, bundan sonra çok daha başarılı olacağını söyleyebiliriz. Biraz daha sabredip önümüzdeki 2 maçtan gelecek skorlara bakalım, 'hoca iyi mi, kötü mü?' sonra yorum yapmak daha mantıklı diyebilirim. Konyaspor'da darbeye bağlı sakatlıklar gün geçtikçe artıyor, ne yapıyorlar 40 gündür maçta yok basına kapalı antrenmanda 'fight club mü?' yapıyorlar ilginç! Maçın sözü: yenile yenile yenmeyi öğreneceğiz...
Ekleme Tarihi: 26 Şubat 2023 - Pazar

Fight Club

Ülkemize yaşanan deprem felaketinin ardından, kaybettiğimiz canlarımıza Allah'tan rahmet, kederli ailelerine baş sağlığı dilerken, yaralı kurtulan ve evsiz kalan vatandaşlarımıza da geçmiş olsun diyerek yazıma başlamak istiyorum...

Ortadoks Protestan ve Katolik kiliselerindeki birbirinden farklı anlamları olan Papazın futbol dünyasında bambaşka bir anlamı vardır.

Kelime olarak marjinal görünse de Futbolda "papaz" diye tabir edilen oyuncular, takımda sözü geçen, ağırlığı olan, abi olarak görülen futbolcular için kullanılır. Aslında yaşla falan pek alakası yoktur. O oyuncu gençken de papaz oyuncudur. Ama yinede göze batanlar genelde takımdan bir tık büyüktür. Takımın içinde böyle oyuncu kalmadığı zaman sorun yaşanıyor. Böyle futbolcular gerektiğinde takımı ateşler, gerektiğinde hata yapanları uyarır. Birlik ve beraberliği sağlar. Fakat böyle oyuncuların sayısı arttığında da bir takım sorunlar baş gösterir...

Konyaspor takımının 2013 yılında lige son çıktığından beri bir çok oyuncu geldi gitti. Kimileri unutulmadı, kimisinin şehri terk ettiğinden emin olmak için hava alanları arandı. Fakat özellikle son 10 maçlık dönemde takım bir hastalığa tutuldu. Konyaspor gol yediği pozisyonlarda hattaki neredeyse tüm oyuncular ellerini açıp suçlu arıyor. Bu oyuncular takım olgusundan uzaklaşıp ayrı birer papaz oyuncu nidalarına benziyor. Papaz oyuncu bir iki tane iken faydalıdır. Sayı arttığında problemlerde artar, üstelik lider olmadığı halde kendisini lider sanan oyuncular ayrı sorun oluşturur. Buraya şimdilik bir mim koyalım. Zira yeni teknik ekiple bırakın galibiyeti gol bile atamamanın stresi olabilir...

Fenerbahçe karşısında son anda kalede de fire verince çok çok zor bir maç olacağından hiçbirimizin şüphesi yoktu. Ancak ben bu maçta hocayı, takımı, kaleci Erhan'ı eleştirmeyeceğim. Bir maçta bir takımın başına gelebilecek hemen hemen tüm olumsuzluklar Fenerbahçe deplasmanında başımıza gelmişti. Şansız bir penaltı golü ile maçta geriye düşmüştük. Aslında bu gole kadar pozisyon bulamasa da, vermeyen bir takım hüviyeti vardı. Fakat ne olduysa bu golden sonra oldu. Mame'nin ilk sarı kartının neden geldiğini anlamak güçken, maç içerisinde benzer pozisyonlara defalarca şahit olup kartsız geçiştiren hakem 2. sarıdan hücum koordinasyonunu sağlayan tek oyuncuyu dışarı atıvermişti.

Hoca havlu atmak yerine en uca Michalak'ı koyup sistem değişikliğine gitti. Yapılacak en güzel hamleydi. Daha sert defans yapıp, Michalak ile kontra aramak! Fakat her ne kadar yorumcular burada sakatlığa Slazai'nin sebep olmadığını düşüncesine sahipseler de süratli oyuncuların bu tür pozisyonlarda sakatlığını defalarca gördük. Faul çalmaya tenezzül dahi etmediler. Dolayısıyla hücum oynayacak tek oyuncu Mehmet Ali oyuna dahil oldu. Fenerbahçe'nin çok bir şey yapmasına gerek kalmamıştı. Eli kolu bağlanmış, kulübesi zayıf bir kişi eksik bir Konyaspor! İlk yarı uzatma dakikalarında gelen gol umutlarımızı tüketmişti. Halil Umut Meler bu ligde maç yönetmeye başladığından beri bu kadar kötü maç yönettiğini görmemiştim. Sadece Konyaspor'u hakkı yendi demiyorum, baştan sona iki takıma da vasat bir yönetim sergiledi. Her şeye rağmen ikinci yarı daha hareketli başlamıştı. Fakat yenilen şansızlık gollerine bir yenisi daha eklenmiş ve fark 3'e çıkmıştı. 4.gol öncesinde Bouchalakis'e yapılan faulü görmeyen Meler, bir sonraki pozisyonu görüp serbest vuruşa hükmetmişti. Slazai'nin kötü indirdiği top kaleye yönelmiş ve talihsiz bir gol daha yemiştik.

Fenerbahçe 4 gollü bir galibiyet almıştı. Ancak onların eksik oynayan takımımıza karşı skor haricinde bariz kaliteli bir oyunları yoktu. Defans hattında her kafadan bir ses çıkar tarzda vücut dilleri skordan daha tehlikeli bir durum gibi görünüyor. Calvo'nun başlattığı kötü performans silsilesine önce defans sonra tüm takım ayak uydurmuştu. Fakat bu kadar eksikle oynanan maç kesinlikle ölçü olacak bir maç değildir. Önümüzdeki maçlarda yeni transferlerin, sakat ve cezalıların takıma dahil olmasıyla bambaşka bir Konyaspor izleyeceğimize inanıyorum.

Farkındayım, hoca değişikliği ile takım gol bile atamadı. Bu geçici bir durum, mağlubiyete rağmen ben gösterilen mücadeleden memnunum. Seri galibiyetler geleceğine inanıyorum.

Fenerbahçe'ye farklı yenilsek bile Mehmet Ali'yi kazandığımızı düşünüyorum. Öz güven sorununu bu maçta attığını, bundan sonra çok daha başarılı olacağını söyleyebiliriz.

Biraz daha sabredip önümüzdeki 2 maçtan gelecek skorlara bakalım, 'hoca iyi mi, kötü mü?' sonra yorum yapmak daha mantıklı diyebilirim.

Konyaspor'da darbeye bağlı sakatlıklar gün geçtikçe artıyor, ne yapıyorlar 40 gündür maçta yok basına kapalı antrenmanda 'fight club mü?' yapıyorlar ilginç!

Maçın sözü: yenile yenile yenmeyi öğreneceğiz...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.