Bahçesini Adeta Tarihi Bir Müzeye Çevirdi(Videolu)

Yaşam (STG) - SEYDİŞEHİR TOROSLAR GAZETESİ | 22.09.2023 - 20:16, Güncelleme: 22.09.2023 - 20:44
 

Bahçesini Adeta Tarihi Bir Müzeye Çevirdi(Videolu)

Seydişehir Pınarbaşı Mahallesi’nde bulunan bahçesini milli kahramanlarımızın objeleri ile süsleyen Kezban Gören her geçen gün yeni objeler ekleyerek bahçesini hayal dünyası ile birlikte genişletiyor.

Bugüne kadar birçok milli kahramanımıza ev sahipliği yapan bahçeye bu yılda Seydişehirli (Isparta Senirkentli Milli Mücadele Kahramanı) Kara Fatma, Polis Cemil, Şerife Bacı’nın objeleri de eklendi.  Çok kitap okuyan, okuduğu kitaplardan ilham alarak milli kahramanlarımızdan objeler yapmaya başlayan Kezban Gören’in en büyük ideallerinden birisi de yeni nesil başta olmak üzere insanlarımızın da bu kahramanlarımızı unutmaması.  Toroslar gazetesi ekibi olarak bizleri de bahçesinde ağırlayan Kezban Gören, bahçede bulunan tüm kahramanların hikâyelerini tek tek bizlere de anlattı. Ancak aralarındaki Seydişehirli Kara Fatma’nın hikâyesi hepimizi derinden etkiledi. Kezban Gören bu işe öyle gönül vermiş ki anlatırken heyecanlı ve etkili üslûbunun yanında yoğun duyguları ile adeta gözleri doluyor.  Bahçe mi, tarihi bir müze mi?  Bahçesine gelen misafirlerinin objeleri görünce hayranlıklarını gizleyemediğini aktaran Gören; “Bu bahçe bana babamdan kaldı. Biz de eşle dostla çay içelim diye çiçeklerle donatarak güzel bir bahçeye dönüştürdük. Bir yandan da kitap okumayı oldukça seven birisiyim. Okuduğum kitaplarda geçen kahramanlarımızı hayalimde canlandırırım. Daha sonra bunları tıpkı hayalimdeki gibi objelere çevirmeye başladım. Yaptığım hayali kahramanlarının hepsinin beni derinden etkileyen hikâyeleri var. Bu uğraşımı 8-10 yıldır severek devam ettiriyorum. Ziyarete gelen eşimiz dostumuzda sağ olsunlar oldukça ilgi gösteriyorlar. Objelerin hikâyelerini kendilerine severek ve heyecanla aktarıyorum. Bu bahçeye hayal dünyası mı hobi bahçesi mi denir artık gelip görenler kendisi karar veriyor. Bazı misafirlerimiz burasının bahçe olmaktan çıkıp tarihi bir mekâna dönüştüğünü de söylüyor. Tüm bunlar beni çok onure ediyor.” Şeklinde konuştu.  İbretlik Bir Kahramanlık Seydişehirli Kara Fatma… Hepsi milli mücadele kahramanımız olan Tanrı Misafiri, Falcı Bacı, Yörük Ali ve Şerife Bacı gibi kahramanlarımızın objeleri ile bahçesini süsleyen Gören, son olarak da Polis Cemil ve Seydişehirli Kara Fatma’yı hayal bahçesine ilave etmişti. 1960’lı yıllarda Seydişehir’de vefat eden Kara Fatma’yı ölmeden önce kendisinin de gördüğünü ve hatırladığını söyleyen Kezban Gören tüm minnet duygusu ile bize hikâyesini anlattı.  Seydişehirli Kara Fatma’nın bu ülkenin kurtuluşunda nasıl fedakârlıklar yapıldığının en büyük göstergesi olduğunu vurgulayan Gören; “Seydişehirli Kara Fatma aslen Isparta/ Senirkent Doğumlu. Abisini balkan savaşlarında kaybetmiş. Ailesine milli mücadeleye katılacağım, abimin intikamını alacağım diyor ancak ailesi izin vermiyor. Onları dinlemeyip abisinin kıyafetini giyip ve onun kimliğini alarak askerlik şubesine gidiyor. Askerlik şubesi kendisini direk cepheye göndermiş. Cephede 3 yıl savaştıktan sonra başındaki kumandan kendisinin üstün başarılarından dolayı onbaşılık rütbesi vermiş. Onbaşılık rütbesini aldıktan sonra ailesine mektup yazma ihtiyacı hissetmiş. Ailesine yazdığı mektupta ben onbaşı Ali oldum. Ben şu karargâhta çalışıyorum deyince ailesi inanmamışlar. Dayısı ben gidip bakıp geleyim, kötü yola düştüyse orda vurup öldürürüm demiş. Dayısıyla karargâhta görüştüğünde benim kadın olduğumu kimseye söylemeyeceksin. Kimsenin haberi yok. Ben 3 yıldır erkeklerle omuz omuza savaşıyorum. Kimse bilemedi beni diyor. Ancak dayısı komutanıyla konuşurken ağzından kaçırıyor. Komutan hayretler içinde kalıyor. Acilen Mustafa Kemal’e telgraf açıyor. Mustafa Kemal’den telgrafın cevabı geliyor. Durdurmayın hemen arabaya bindirin doğru Bursa’ya gönderin. Bursa’daki ağır hastaların tedavi gördüğü hastanede cepheden gelen hastalara bakmak için daha faydalı olacağı düşünülüyor ve öyle de oluyor. Askerlerin iyi olması için çabaların yanı sıra boş durmuyor. Askerlere çorap örüyor, sökükleri dikiyor. Daha sonra Mustafa Kemal, Kara Fatma’ya gazilik madalyası veriyor. Ve Mustafa Kemal’in tavsiye ettiği biriyle evleniyor. Aydın’a gidip yerleşiyorlar. Orada bir çocukları oluyor. Mehmet ismini koyuyorlar. Kara Fatma’nın eşi orada verem hastalığından vefat ediyor. Savunmasız Ahmet ismindeki çocuğuyla tek başına çaresiz orda kalıyor. Bizim Seydişehir’den de Ali Çileli adında biri Aydın’a çalışmaya gidiyor. Zengin bir ağanın çiftliğinde çalışırken ağa, Ali sen bekâr mısın? Diyor. Burada bir Fatma var. Kocası öldü çocuğuyla kaldı. Onunla evlendirelim mi seni? Diyor. Olur diyor ve orada evleniyorlar. Evlendikten sonra Aydın’da işleri bitiyor. Çileli Ali, Kara Fatma’ya paramızda var, gidelim Seydişehir’de yaşayalım diyor. İlçemize gelip burada yaşamaya başlıyorlar. 1960 yılında öldüğünde benim çok iyi aklım eriyordu. Belediye’nin orada bulunan Çatlı Kemal mezarlığına gömdüler. Çileli Ali’den kara Fatma’nın çocuğu olmuyor. Zincirli Taş sokağının lokumcunun olduğu ev onlarındı. Ben çok iyi hatırlıyorum bir seferde kendisini görmüşlüğüm var.” diye anlattı.   
Seydişehir Pınarbaşı Mahallesi’nde bulunan bahçesini milli kahramanlarımızın objeleri ile süsleyen Kezban Gören her geçen gün yeni objeler ekleyerek bahçesini hayal dünyası ile birlikte genişletiyor.

Bugüne kadar birçok milli kahramanımıza ev sahipliği yapan bahçeye bu yılda Seydişehirli (Isparta Senirkentli Milli Mücadele Kahramanı) Kara Fatma, Polis Cemil, Şerife Bacı’nın objeleri de eklendi. 

Çok kitap okuyan, okuduğu kitaplardan ilham alarak milli kahramanlarımızdan objeler yapmaya başlayan Kezban Gören’in en büyük ideallerinden birisi de yeni nesil başta olmak üzere insanlarımızın da bu kahramanlarımızı unutmaması. 

Toroslar gazetesi ekibi olarak bizleri de bahçesinde ağırlayan Kezban Gören, bahçede bulunan tüm kahramanların hikâyelerini tek tek bizlere de anlattı. Ancak aralarındaki Seydişehirli Kara Fatma’nın hikâyesi hepimizi derinden etkiledi. Kezban Gören bu işe öyle gönül vermiş ki anlatırken heyecanlı ve etkili üslûbunun yanında yoğun duyguları ile adeta gözleri doluyor. 

Bahçe mi, tarihi bir müze mi? 

Bahçesine gelen misafirlerinin objeleri görünce hayranlıklarını gizleyemediğini aktaran Gören; “Bu bahçe bana babamdan kaldı. Biz de eşle dostla çay içelim diye çiçeklerle donatarak güzel bir bahçeye dönüştürdük. Bir yandan da kitap okumayı oldukça seven birisiyim. Okuduğum kitaplarda geçen kahramanlarımızı hayalimde canlandırırım. Daha sonra bunları tıpkı hayalimdeki gibi objelere çevirmeye başladım. Yaptığım hayali kahramanlarının hepsinin beni derinden etkileyen hikâyeleri var. Bu uğraşımı 8-10 yıldır severek devam ettiriyorum. Ziyarete gelen eşimiz dostumuzda sağ olsunlar oldukça ilgi gösteriyorlar. Objelerin hikâyelerini kendilerine severek ve heyecanla aktarıyorum. Bu bahçeye hayal dünyası mı hobi bahçesi mi denir artık gelip görenler kendisi karar veriyor. Bazı misafirlerimiz burasının bahçe olmaktan çıkıp tarihi bir mekâna dönüştüğünü de söylüyor. Tüm bunlar beni çok onure ediyor.” Şeklinde konuştu. 

İbretlik Bir Kahramanlık Seydişehirli Kara Fatma…

Hepsi milli mücadele kahramanımız olan Tanrı Misafiri, Falcı Bacı, Yörük Ali ve Şerife Bacı gibi kahramanlarımızın objeleri ile bahçesini süsleyen Gören, son olarak da Polis Cemil ve Seydişehirli Kara Fatma’yı hayal bahçesine ilave etmişti. 1960’lı yıllarda Seydişehir’de vefat eden Kara Fatma’yı ölmeden önce kendisinin de gördüğünü ve hatırladığını söyleyen Kezban Gören tüm minnet duygusu ile bize hikâyesini anlattı. 

Seydişehirli Kara Fatma’nın bu ülkenin kurtuluşunda nasıl fedakârlıklar yapıldığının en büyük göstergesi olduğunu vurgulayan Gören; “Seydişehirli Kara Fatma aslen Isparta/ Senirkent Doğumlu. Abisini balkan savaşlarında kaybetmiş. Ailesine milli mücadeleye katılacağım, abimin intikamını alacağım diyor ancak ailesi izin vermiyor. Onları dinlemeyip abisinin kıyafetini giyip ve onun kimliğini alarak askerlik şubesine gidiyor. Askerlik şubesi kendisini direk cepheye göndermiş. Cephede 3 yıl savaştıktan sonra başındaki kumandan kendisinin üstün başarılarından dolayı onbaşılık rütbesi vermiş. Onbaşılık rütbesini aldıktan sonra ailesine mektup yazma ihtiyacı hissetmiş. Ailesine yazdığı mektupta ben onbaşı Ali oldum. Ben şu karargâhta çalışıyorum deyince ailesi inanmamışlar. Dayısı ben gidip bakıp geleyim, kötü yola düştüyse orda vurup öldürürüm demiş. Dayısıyla karargâhta görüştüğünde benim kadın olduğumu kimseye söylemeyeceksin. Kimsenin haberi yok. Ben 3 yıldır erkeklerle omuz omuza savaşıyorum. Kimse bilemedi beni diyor. Ancak dayısı komutanıyla konuşurken ağzından kaçırıyor. Komutan hayretler içinde kalıyor. Acilen Mustafa Kemal’e telgraf açıyor. Mustafa Kemal’den telgrafın cevabı geliyor. Durdurmayın hemen arabaya bindirin doğru Bursa’ya gönderin. Bursa’daki ağır hastaların tedavi gördüğü hastanede cepheden gelen hastalara bakmak için daha faydalı olacağı düşünülüyor ve öyle de oluyor. Askerlerin iyi olması için çabaların yanı sıra boş durmuyor. Askerlere çorap örüyor, sökükleri dikiyor. Daha sonra Mustafa Kemal, Kara Fatma’ya gazilik madalyası veriyor. Ve Mustafa Kemal’in tavsiye ettiği biriyle evleniyor. Aydın’a gidip yerleşiyorlar. Orada bir çocukları oluyor. Mehmet ismini koyuyorlar. Kara Fatma’nın eşi orada verem hastalığından vefat ediyor. Savunmasız Ahmet ismindeki çocuğuyla tek başına çaresiz orda kalıyor. Bizim Seydişehir’den de Ali Çileli adında biri Aydın’a çalışmaya gidiyor. Zengin bir ağanın çiftliğinde çalışırken ağa, Ali sen bekâr mısın? Diyor.

Burada bir Fatma var. Kocası öldü çocuğuyla kaldı. Onunla evlendirelim mi seni? Diyor. Olur diyor ve orada evleniyorlar. Evlendikten sonra Aydın’da işleri bitiyor. Çileli Ali, Kara Fatma’ya paramızda var, gidelim Seydişehir’de yaşayalım diyor. İlçemize gelip burada yaşamaya başlıyorlar.

1960 yılında öldüğünde benim çok iyi aklım eriyordu. Belediye’nin orada bulunan Çatlı Kemal mezarlığına gömdüler. Çileli Ali’den kara Fatma’nın çocuğu olmuyor. Zincirli Taş sokağının lokumcunun olduğu ev onlarındı. Ben çok iyi hatırlıyorum bir seferde kendisini görmüşlüğüm var.” diye anlattı. 

 

Habere ifade bırak !
Habere Ek Video
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.