BANKAMATİK BABASI…

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 15.06.2019 - 05:34, Güncelleme: 15.06.2019 - 05:34
 

BANKAMATİK BABASI…

Hakkı Balcı'nın Yazısı..

Her şeyi bilen, hatta O’ndan daha iyi bildiğini zanneden bir toydum halbuki… İş sahibi olmuş, evlenmiştim… Pardon! İşimi ‘O’ bulmuş, ‘O’ evlendirmişti beni… Sabahı henüz devirmiştim… İşyerimdeki odamdan hedefsiz şekilde kalkmış koridorda boş adımlarla yürürken ayağım kapıya takıldığı anda farkına vardım odamdan çıktığımı… Geriye döndüğüm anda feryat figan girdi kardeşim… “Abi Babamm…” Anladım ki! ‘O’ gitmişti… Aklım gitmiş, canım gitmişti… Ne annem ne de diğer kardeşlerim haberdardı… Taşağıl’da bulgur kazanları kurulmuş gümrah içinde altına odunlar sürülerek kışlık yiyeceklerin hazırlığı yapılıyordu… Annemin feryadını hatırlıyorum “Oğlum baban mı?” Kardeşlerimle birlikte herkesin yıkılışını… Bulgur için hazırlanan kazanlar babam için hazırlanmış Sevilen adamdı… Ömrü anlamak ve katlanmak arasında geçmiş, yiğit adamdı babam… Kimsenin hakkını yemedi ama bütün haklarından feragat edecek tevazuu ile hep verme meyillisi oldu… Dünyanın sonu gelmişti sanki… Küçük kız kardeşim göz yaşları ile ‘abi nolur başınız sağ olsun, Allah cennette kavuştursun demesinler…” diyerek babasının gidişini kabullenmediğini göz yaşları ile anlatıyordu… Hasılı; dünyanın sonu gelmemiş ve hayat devam ediyordu… Yaşama sevincimin yıkıldığı tarih ise; tam 21 yıl sonra annemin gidişiydi… Kamuda görevli olduğum yıllarda şehir merkezinde seyahat halinde iken ön koltukta oturan arkadaşım sağ tarafa bakarak… - “Babacığım, babacığım… seni çok seviyorum babacığım…” diyerek el sallıyordu… Şaşkındım zira arkadaşımın babası yıllar önce ölmüştü… Babacığım diye kime hitap edebilirdi… Sordum; - Abi sen kafayı mı yedin kaç yıl oldu baban vefat edeli… Kime diyorsun babacığım diye…” Parmağı ile işaret ederek; - Abi bak bak, 20 metre ileride… Safça bakıyorum… Hatta tereddüte düşüyorum…Babası ölmemiş miyd? Yanlış mı hatırlıyordum… Bu salak halime kahkahayla gülüyordu iş arkadaşım… - Ya Hakkı’cığım hakikaten safsın…  Babandan para istesen vermez amma onlar ne zaman istersen verir bak şunlara bi… Gösterdiği şey Belediye parkının içinde bulunan bankamatiklerdi… Babacığım derken küçük dilini çıkartan… Evlatlarımdan razıyım hiçbir zaman bana bankamatik gözüyle bakmadılar… Rabbim onlara selamet versin… Hayırlı, huzurlu ömürler nasip etsin… Can yücel’ göre baba ise; Baban giderse; Başı dumanlı dağın gider Atan gider, sırtın gider çınar ağacın gider yaslanacak yer bulamazsın… Baban giderse Darda sana yetişen elin gider Aklın gider , canın gider Şu dağlanmış yüreğinde Çocuk kalan yanın gider Baban giderse Öpülecek elin gider. Bayram gider… Hülasası; Kötü babalar hariç ; Bütün babaların babalar gününü gönülden tebrik ediyorum…
Hakkı Balcı'nın Yazısı..

Her şeyi bilen, hatta O’ndan daha iyi bildiğini zanneden bir toydum halbuki…

İş sahibi olmuş, evlenmiştim…

Pardon!

İşimi ‘O’ bulmuş, ‘O’ evlendirmişti beni…

Sabahı henüz devirmiştim…

İşyerimdeki odamdan hedefsiz şekilde kalkmış koridorda boş adımlarla yürürken ayağım kapıya takıldığı anda farkına vardım odamdan çıktığımı…

Geriye döndüğüm anda feryat figan girdi kardeşim…

“Abi Babamm…”

Anladım ki! ‘O’ gitmişti…

Aklım gitmiş, canım gitmişti…

Ne annem ne de diğer kardeşlerim haberdardı…

Taşağıl’da bulgur kazanları kurulmuş gümrah içinde altına odunlar sürülerek kışlık yiyeceklerin hazırlığı yapılıyordu…

Annemin feryadını hatırlıyorum “Oğlum baban mı?”

Kardeşlerimle birlikte herkesin yıkılışını…

Bulgur için hazırlanan kazanlar babam için hazırlanmış

Sevilen adamdı…

Ömrü anlamak ve katlanmak arasında geçmiş, yiğit adamdı babam…

Kimsenin hakkını yemedi ama bütün haklarından feragat edecek tevazuu ile hep verme meyillisi oldu…

Dünyanın sonu gelmişti sanki…

Küçük kız kardeşim göz yaşları ile ‘abi nolur başınız sağ olsun, Allah cennette kavuştursun demesinler…” diyerek babasının gidişini kabullenmediğini göz yaşları ile anlatıyordu…

Hasılı; dünyanın sonu gelmemiş ve hayat devam ediyordu…

Yaşama sevincimin yıkıldığı tarih ise; tam 21 yıl sonra annemin gidişiydi…

Kamuda görevli olduğum yıllarda şehir merkezinde seyahat halinde iken ön koltukta oturan arkadaşım sağ tarafa bakarak…

- “Babacığım, babacığım… seni çok seviyorum babacığım…” diyerek el sallıyordu…

Şaşkındım zira arkadaşımın babası yıllar önce ölmüştü… Babacığım diye kime hitap edebilirdi…

Sordum;

- Abi sen kafayı mı yedin kaç yıl oldu baban vefat edeli… Kime diyorsun babacığım diye…”

Parmağı ile işaret ederek;

- Abi bak bak, 20 metre ileride…

Safça bakıyorum… Hatta tereddüte düşüyorum…Babası ölmemiş miyd? Yanlış mı hatırlıyordum… Bu salak halime kahkahayla gülüyordu iş arkadaşım…

- Ya Hakkı’cığım hakikaten safsın…  Babandan para istesen vermez amma onlar ne zaman istersen verir bak şunlara bi…

Gösterdiği şey Belediye parkının içinde bulunan bankamatiklerdi… Babacığım derken küçük dilini çıkartan…

Evlatlarımdan razıyım hiçbir zaman bana bankamatik gözüyle bakmadılar… Rabbim onlara selamet versin… Hayırlı, huzurlu ömürler nasip etsin…

Can yücel’ göre baba ise;

Baban giderse;

Başı dumanlı dağın gider

Atan gider, sırtın gider

çınar ağacın gider yaslanacak yer bulamazsın…

Baban giderse

Darda sana yetişen elin gider

Aklın gider , canın gider

Şu dağlanmış yüreğinde

Çocuk kalan yanın gider

Baban giderse

Öpülecek elin gider.

Bayram gider…

Hülasası;

Kötü babalar hariç ; Bütün babaların babalar gününü gönülden tebrik ediyorum…

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.