ÇINAR ?KUMPAS KURUP HAKSIZLIĞA UĞRATTILAR?

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 17.06.2014 - 01:34, Güncelleme: 17.06.2014 - 01:34
 

ÇINAR ?KUMPAS KURUP HAKSIZLIĞA UĞRATTILAR?

Görevinden alınan Ziraat Odası Başkanı Ramazan Çınar 40 gün sonra basın toplantısı yaptı.

Görevinden alınan Ziraat Odası Başkanı Ramazan Çınar 40 gün sonra basın toplantısı yaptı. Müfettiş raporunda belirtilen görevini kötüye kullanma suçuna istinaden ziraat odası meclisinden kendi isteği doğrultusunda çıkan kararla görevinden alınan Ramazan Çınar, sözü edilen raporda isnat olan suçlara bakıldığı zaman haksızlığa uğradığımı adeta bir kumpas yürütülerek hukuksuz bir durumla karşı karşıya geldiğini belirtti. Odayı devraldıklarından 480 bin lira borcu olduğunu, bu borcu ödemekle kalmayıp odaya yapılan işlerle odaya önemli bir hizmet kazandırdığını belirten Ramazan Çınar: ‘‘ Bana soracaksınız niye 40 gün bekledin diye bu 40 gün içerisinde gerekli hukuksal incelemelerimi yaptırdım ve idari mahkeme açtık. Şimdi de sayın basın mensuplarıyla bir araya gelerek kamuoyunu durumum hakkında doğru bilgilendirmesi için açıklamalarda bulunmak istedim. Öyle umuyorum ki mahkemeden çıkan sonuçla adalet er ya da geç tecelli edecek.’’ Dedi. Başkan Ramazan Çınar basın toplantısında şubat ayında yapılacak ve şimdiden çalışmalara başlanan ziraat odası seçimlerine aday olacağı mesajını verdi. Başkan Çınar  “Göreve geldikten sonraki icraatlarını müfettiş raporundaki suçlamaları basın mensuplarına anlatarak elimdeki dosyalarda da görüldüğü gibi ziraat odasının bir kuruşu cebime girmediği gibi iyi niyetli çalışmalarımızla oda hem borç batağından kurtulmuş hem de düzenli bir çalışma iklimine girmiştir.Tüm detayları sizlerle paylaşıyorum ve bu detayları tüm çiftçi arkadaşlarıma da anlatacağım bu detaylar incelendiğinde görülecek ki yaşadıklarımızın şahsımı ilgilendiren ama ziraat odasının menfaatleriyle ilgili bir durum olduğu açıkça görülecektir.” Dedi. Başkan Çınar  sözlerine şu şekilde devam etti: “ 2011 yılında yapılan seçimle Seydişehir Ziraat Odası  seçimlerinde göreve  geldim. Göreve  Yönetim Kurulu Başkanı olarak 07.02.2011 Tarihinde  başladım. Ancak  göreve gelmemizin hemen  akabinde  eski yönetim ibra edilemediğinden mevcut  sorunları çözmek için müfettiş incelemesi talep edilmiş ve  ilk müfettişin ardından  tekrar bir açık çıkması üzerine 2.kez müfettiş görevlendirilmesini istenmiştir.  Bu  süreç içerisinde  üstlendiğimiz  görevleri  Oda meclis kararı olmadan    yerine getirmemiş  ve meclis kararlarının uygulayıcısı  olarak yönetim kurulu ile birlikte hareket edilmiştir. Ancak  Ziraat Odasının önceki dönemden gelen  devlete karşı vergi ,SSK ve birlik payı, ilaç laboratuvar bayilerinin  borçları ve  çalışan ve emekli olan  personel maaş ve tazminatları ile birlikte toplam 480.000TLcivarında  borçla karşılaştık. Bu sorunların çözümü için önce  meclis bilgilendirilmiş sonrasında  Birlikle görüşülmüş ve  Birlik tarafından 15.000TL  yardım  alarak  abartmamak kaydı ile   üyelerden fazla aidat alabileceğimizi beyan etmişlerdir.Buna rağmen 0 dekar yani  ziraai faaliyet göstermeyen  Bağkurlu üyelerden (emekli olmak için ) 22.TL yerine 25 TL almak üzere ve daha önceki yıllarda pancar  kooperatifine ve Toprak Mahsulleri ofisine ürünlerini satan  vatandaşların  emekli olabilmek için 6111 sayılı yasa gereğince  Ziraat Odası kaydı zorunluluğu gösterildiği  ve  bu kişilere ilk kayıt yapar iken 100TL alınmıştır. Bu şahıslar emekli olmaları sebebiyle Oda kayıtları silinmiş kişilerdir. Bu süreç içerisinde  2    teftiş geçiren Oda  ‘ya ilk gelen müfettiş  bunun yasal olmadığı ,suç olduğu  ifade etmemiş eğer ki yanlış bir uygulama var ise  bu konuda   hiçbir uyarıda bulunulmamıştır.Bu uygulamanın suç ve usulsüz olduğuna inanmamakla birlikte ODA MECLİSİ kararı ile kararlaştırılan yıllık aidatın  sebebi de şahsım görülmüş olup    halen   bu karar  uygulanmaktadır.                            Hakkımda  fazla  ve eksik aidat alma , laboratuvar   satışı ile Odanın alacaklısı konumuna geçtiği    şahıstan   kısmi tahsilat yapılmaması , kapatılan iktisadi işletmelerden hiçbirinin faaliyet  ve çalışma alanında olmayan  ileri kurulması planlanan   veteriner kliniği için alındığı savunulan  eliza cihazının  5 yıl  boyunca borcunun ödenmeği  , alacaklısı olan firmaya  borcuna takas edilmesi sebebine dayalı bir takım   suçlamalar yer almaktadır.  İsnad edilen  suçlamalardan  tek  başına görevden alınmamı  veyahut suçlamamı  gerektiren  hiçbir  işlemimbulunmamasına, Yönetim kurulu olarak uygulanan  kararların meclis kararına dayanmasına  rağmen eski yönetimin aksaklıklarının faturası  Yönetim Kurulu Başkanı olarak şahsıma kesilmiştir.Teslim almadığım  malların bedeli zimmet sayılmış, kapatılan iktisadi işletmenin   emtialarının , 6111 sayılı yasadan yararlanılarak giderleştirilmeleri suç sayılmış ,yapılan işlemin varsa bir usulsüzlüğü  işlemi yapan şahsım olmamasına rağmen  sorumlu  addedilmiş, varsa bir kusur  ve  görevi kötüye kullanma bundan yönetim kurulunun ya da  yönetim kuruluna bazı yetkiler veren  bazılarını da kendi  karara bağlayan Oda meclisinin  tamamının görevden alınması  gerekirken  yönetim kurulu başkanı olarak şahsımın görevden alınması  hukuka aykırıdır.  İlk müfettiş sayımında belirlenen  152 Ticari mallar ile belirlenin üstünde  stok hesabı çıkarılmış ve  eski yönetimin usulsüz işlemleri şahsıma  sirayet ettirilerek iş bu noktaya gelinmiştir.Ziraat Odaları Birliği  dayanağı olmayan ve usulsüz yapılan teftişe istinaden tutulan  raporları yargı kararı olmaksızın suç saymıştır.    Ziraat Odaları Kongre Yönetmeliği'nin 3.maddesinin 3,4,5 fıkraları ile ‘’ Birlik müfettişlerince  yapılan teftiş  ve inceleme sonucunda ; Oda ve oda malları aleyhine  suç işlediği müfettiş raporu ile   tespit olunan oda meclis ve  yönetim kurulu üyelerine  Kanunun 33 ve Nizamnamenin 43.ncü maddesi kapsamında fiiline uygun olarak Oda Meclisince ODADAN UZAKLAŞTIRMA  cezası verilir. Süresi ne olursa olsun odadan uzaklaştırma cezası alanlar ceza süresi içerisinde  yapılacak seçimlere  katılamazlar, varsa delegelikleri düşer.Disiplin cezası ile odadan uzaklaştırılan  ve delegeliği düşen oda meclis ve yönetim kurulu asıl ve yedek üyelerinin  üyelikleri de sona erer. Sona eren üyelerin yerine  yedekleri göreve çağrılır.’’ Hükmü yer aldığı ve de  bunu yasal dayanak yapılarak   görevden alınmama ve odadan uzaklaştırılmama dair işlem tesis edilme kararı alındığı , bu kararın uygulamaya konulması için  Seydişehir Ziraat Odasına  yazılı talimat verdiği görülmektedir. Ancak bu   Ziraat Odaları Kongre Yönetmeliği'ni araştırmamız neticesinde ulaşılamamıştır. Böyle bir Yönetmeliğin   3011 sayılı Kanun gereği, (kamu tüzel kişilerinin kamuyu ilgilendiren yönetmelikleri) Resmi Gazete'de yayımlanması gerekirken, yaklaşık 5 milyon kayıtlı çiftçiyi ilgilendiren Kongre Yönetmeliği, Resmi Gazete'de yayımlanmadığı tesbit edilmiştir. Bu sebeple de   ilgiliyönetmelik yok hükmündedir. Birlik yönetimi hukuka aykırı kararla   görevime son vermekte, aynı zamanda  oda meclis üyesi olarak  delegeliğime bu  yönetmeliği dayanak göstererek üyeliklerine  son vermektedir.  6964 sayılı Kanun  ve tüzükte  oda delegeliğinin düşürülmesiyle ilgili bir düzenlemeye  yer verilmemiştir. Anayasanın 38.maddesine açıkça aykırı olan bu düzenleme ile Kanunda ve tüzükte yer verilmeyen bir cezai yaptırımın, yönetmelikle düzenlenmesi hukuken mümkün değildir. 6964 sayılı  yasada    Oda Yönetim Kurullarının  çalışmalarını  mesleki ahlak ve  ülkenin genel menfaatlerine  uygun yürütmemesi ,mevzuata uymaması, görevlerini kötüye kullanmasına ilişkin tesbitin kim veyahut kimler tarafından  belirleneceği ve ne şekilde belirleneceği açıkça düzenlenmediğinden  hakkımda   gerekçe gösterilen tesbitin   ancak  Cumhuriyet Savcılığınca yapılacak cezai takibat ve neticesinde açılacak olan kamu davası ile hakkında kesinleşmiş bir  yargı kararı olmadan  belirlenemeyeceği , (masumiyet karinesi)  düşünülmemiştir. Tesbitin kim tarafından ve  ne şekilde yapılacağına dair  6964 sayılı kanun da düzenleme bulunmadığından  yasaya aykırı yönetmelik  ile bu yetkinin belirlenmesi mümkün olmadığından  Kongre yönetmeliği  Resmi Gazete de yayımlanmış olsa bile  veyahut  geçerli olması için yayımlanması gerekmese  bile  şu hali ile yapılan işlemin  yasal dayanağı bulunmadığı anlaşılmaktadır.  Türkiye Ziraat Odaları Birliği hukuka aykırı kararının uygulanması için  Oda Meclisine talimat vermiştir. Seydişehir Ziraat Odası, Ziraat Odaları Birliğinin yazılı talimatını yerinde görmemelerine rağmen  aynen Birliğin verdiği yazılı talimat doğrultusunda  hareket etmişlerdir.  Dolayısıyla meclisin aldığı  şahsımın görevine son verilmesine dair  karar da   bu işlemin yapılmasını gerektirecek  bir sebebe dayalı olmadığı ,gösterilen sebebin ise  hukuka ve gerçeğe uygun olmadığı,uyulması gereken yasa ,tüzük ve yönetmelikler ile hukukun genel ilkelerine  uyulmadığı , olaya göre   yanlış  bir kuralın uygulanması neticesinde  bu sonuca gelindiği , idarenin takdir yetkisini kullanırken  kamu yararına  uygun kullanmadığı, ölçülülük ve orantılık ilkesine göre verilen kararın ağır olduğu dolayısıyla hukuki güvenlik ve istikrar ilkesinin de ihlal edildiği açıkça  meclis kararından anlaşılmaktadır.                      3- Seydişehir Ziraat Odası Meclis   kararı  şahsıma  05.05.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Meclis kararının içeriğinden de  şahsımın görevden alınmasına dair işleme  Oda meclisinin  de inanmadığı anlaşılmaktadır. . MADDE 30. — 6964 sayılı Kanunun 33 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir………..Uzaklaştırma cezası, yönetim kurulunun teklifi üzerine meclis tarafından verilir. Denilmektedir. Bu hususta Yönetim Kurulunun bir teklifi bulunmadan    uzaklaştırma cezası tayin edilmiştir.6964 sayılı yasanın  18/5 maddesi uyarınca  :   Oda yönetim kurullarının, çalışmalarını meslekî ahlâk ve ülkenin genel menfaatlerine uygun yürütmemesi, mevzuata uymaması, görevlerini kötüye kullanması hallerinde, oda meclisleri tarafından görevlerine son verilip yerlerine……..  denilerek yönetim kurulunun yerine  sadeceşahsımın  görevden alınması  kanuna uygun olmamıştır.                  Odanın zarara uğratılmasında  görevi kötüye kullanma  var ise  bu sorumluluk   yönetim kurulu veyahut Oda meclisinin olması gerekirken   bireysel olarak  şahsımın görevi kötüye kullandığı  düşünülerek  tek başıma görevden alınmam  yasal dayanaktan yoksundur. ** Şahsımın sorumlu tutulduğu  zehirli buğdayın miadının dolmasının sözkonusu olmadığı, bahsi geçen  500kg lık zehirli buğdayın  200 kg nın  satışı yapıldığı ve  bunun gelirinin kayda girdiği halde  350 Kg dan zarar uğradığı teftişe raporunda asılsız olarak belirlendiği, ** 28.03.2011 tarihli   stok sayım tutanağının  fiilen yapılan bir tesbitolmadığı,Seydişehir Ziraat Odasının    deposunun kapasitesinin  300 çuval kükürt almaya yeterli olmadığı, 2.müfettiş raporunda stok sayım tutanağında görülenlerden fazla çıkış yapıldığı (  dolayısıyla  ilk sayımın  hatalı olduğunun kanıtıdır. ) **Şahsımın başkanlığı  döneminde teslim alınan   zirai emtialar ile  28.03.2011 tarihli  stok kayıtlarının karşılaştırılması sonucu    stok açığı ortaya çıkmayacağı, **Eliza cihazının amortisman düşümlerinin  şahsımın göreve gelmesinden  evvel  başlanıldığı   ve   meclis kararı ile laboratuvarın kapatılması neticesinde bu cihazın alınan firmaya olan borcuna takas yapıldığı ve  ticari sürümü olmayan bir  mal olması sebebiyle pazarlık usulü ile satıldığı , ** 6111  sayılı yasa Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede mevcut olmayan (faturasız olarak satılan)ve de halen mevcut olan emtiaların fatura düzenlenmek suretiyle  gider olarak gösterilmesi fiilinde şahsımın   imzasının bile bulunmadığı , zaten olmayan bir malın satılması ile fiilen halen Odada bulunan  emtialardan hareketle  ele zimmeti oluşturacak nitelikte  bir menfaat geçmesi  mümkün olmadığı, **Eski yönetimin emtiaların ederinin üzerinde bir fiyatla vadeli olarak alındığı ancak   iktisadi işletmenin kapatılması sebebiyle  mecburen bu çıkışların yapıldığı , 6111 sayılı yasaya göre    yapılan işlemin yöntem olarak hatalı olması halinde  bunu  yapan  kişinin  de şahsım olmadığı ve de yapılan işlemlerde tek başına sorumluluğumu doğuran  hiçbir bağımsız tasarrufum bulunmadığı,  zararına satış ve iade işlemlerinin genel sekreter (ilgili emtialar genel sekretere zimmetli )ve  serbest muhasebeci tarafından   meclis kararına istinaden  yapıldığıve şahsıma   bu işlemi takip edenler ve imzası bulunanlardan daha fazla bir  sorumluluk yüklenmesi hukuka aykırı olmuştur. Zira   genel sekreterin sorumluluğu içerisinde yer alan   bu emtialarla ilgili en ufak bir   sorumluluk addedilmeyerek, yönetim kurulu başkanı sıfatıyla genel sekretere  zimmetli bir malın  meclis kararı ile satışının müsebbibi şahsım gösterilmiştir.         4-Türkiye Ziraat Odaları Birliği müfettişi tarafından 350 kg  zehirli buğdayın miadı dolduğundan bahisle (Odanın ziraat mühendisi personelinin iş akdinin feshi meclis kararı ile alındığından,  Oda bünyesinde çalışan    ziraat mühendisi kalmadığından zehirli buğday satışı  Bitki Koruma Ürünleri Toptan ve Perakende  satılması ile depolanması hakkında yönetmeliğin (EK35 ) 5.ve 6. Gereğince yapamaması  sebebine dayalıolduğu ,aksine satışın yapılmasının yasak olduğu için   ) görevimi kötüye kullandığı belirtilerek ederi kadar şahsımın  sorumluluğunun belirlendiği ve bunun ederi 700 TL’yi  mal odada bulunmasına rağmen  Oda zararı  saydığı görülmektedir. Ancak şahsım 14.05.2014 tarihine kadar depoda 7 çuval(350 kg) değil   6 çuval yaklaşık 300 kg zehirli buğday olduğunu  bilmemekteydim. Buna ilişkin araştırmam neticesinde  500 kg alımına ilişkin  ne Oda meclisinin kararı ne de Yönetim Kurulunun ne de  şahsımın tek başına aldığı bir  karar bulunmadığı, Bu zirai emtia genel sekreterin  harcama yetkisine dayanılarak eski çalışan Aynur Gözpınar Çelik döneminde sipariş edildiği anlaşılmıştır.  (  Zehirli buğday hususunda  göreve gelmeden evvel ve sonrasında   geçen seneki fare patlaması sebebiyle çiftçilerden zehirli buğday talebi   olduğu genel sekreter tarafından   şahsımabildirilmiştir.Bu hususta  ne yapabileceğimi sordum, genel sekreterde (iktisadi işletme açık iken)  tedbir amaçlı olarak  bir kısım zehirli buğday alınabileceğini söylemiştir.Fare patlaması sebebiyle 1 kg  zehirli buğday  2 TL’ye alınabilecek iken 10-15TL arasına yükselmiş ve  zehirli buğday yurt dışından ithal edilmişti. Bu sebeple de  çiftçinin  mağdur olmaması için  önceye dayalı taleplerde dikkate alınarak tedbiren 500 kg zehirli buğday alımı genel sekreterin doğrudan harcama yetkisine dayanılarak  yapılmıştır.  Bunun çiftçiye veyahut başka bir firmaya    satılmak üzere  teslimi hususunda doğrudan şahsımın  talimatı yoktur. Çünkü bu husus  genel sekreterin görev alanına  girmektedir.  Malın yok  olmasına sebebiyet verilmemiştir. Mal halen mevcuttur.               Kaldı ki    eski yönetim zamanında alınmış  ve  son kullanma tarihleri geçmiş   emtialar için  eski yönetime  atfen  bir  işlem yapılmaması ve bu miktarlar yönü ile eski  yönetimin sorumluluğu belirlenmeyerek  bu durumdan da tek başına  şahsımın sorumlu tutulduğu anlaşılmaktadır.              Yine eski yönetim zamanında alınmış olan ve alındığı tarihten sonra hiç kullanılmayan(kullanılır halde olmadığı halde)  emtianın  (ELİZA)  neden alındığı  , kullanılmadığı halde amortisman düşümü neden yapıldığı sorgulanmamıştır. Öyle ki ELİZA(kan tahlil cihazı) cihazını çalıştıracak teknik eleman olmadığı ve de bu cihazın kullanılacağı  klinik vb. bir teşkilatın Oda iktisadi işletmelerinin faaliyetinde olmadığı   halde  hangi gerekçe ile alındığı tarafımızca anlaşılamamıştır. Ancak böylesinelüzümsuz bir emtianın  yüksek maliyetlealımının  görevi kötüye kullanma görülmeyerek  buna ilişkin borcu kapatmanın yanında  işletmenin kapatılması esasına dayalı olarak pazarlık usulü ile yapılan işlemden dolayı tek başına şahsımın görevi kötüye kullanma suçunu işlediği düşünülmesi hukuka aykırıdır.  Yine   elektronik aletlerin    yıllar içerisinde  sürekli yenilerinin çıkması ve   alındığı tarihten  5 yıl sonra  alışına yakın bir bedele satılabilmesi hayatın olağan akışına terstir. Zira   bu malın ticari sürümün  fazla olmaması sebebiyle  piyasadan daha ucuza 1.el alınabilirliği hepsi  birlikte değerlendirilmiş ve  pazarlık yapılarak ancak borca  ve ferilerine (5 yıllık   faizi)karşılık  takas yapılmıştır.  Hatta bedeli ödendiği ve stok kaydında olan ancak fiilen   Odada bulunmayan Süt Analiz Cihazının(bunun da çalıştırılacağı , kullanılacağı  yer mekan ve teknik personel olmamasına rağmen neden alındığı anlaşılamayan ) nerede olduğunun hesabı eski yönetime sorulmayıp,işletmenin  meclis kararı ile kapatılması sebebi ile  olmayan bir malı stok affına göre  çıkışını yapmak amacında olan idarenin bu işlemini şahsımın şahsi  kararı gibi değerlendirip o  emtia bedeli kadar zimmet saymak yasal değildir.  Yine Eliza cihazının  alındığı firmaya  (pazarlık yapılarak)  borca karşılık verilmesi sebebiyle   Odayı zarara sokulduğu ifade edilmiş ise de   Eliza cihazının alımından kaynaklanan  borcun   5 yıldır ödenmediği,               İktisadi işletmenin kapatılması kararından sonra   firma sahibi  Odayı icraya vereceği 5 yıldır bakiye borcun ödenmediği  bu durumun faizi ve ferileri  ile birlikte o dönemde ödeme güçlüğü içerisinde olan Odayı  madden   ve manen zarara uğraması ihtimali ortaya çıkmıştır. Meclis kararı ile   pazarlık usulü ile satış yetkisi verilen iş bu emtia için   Konya civarında araştırma yapılmış olup bir tek  Selçuklu Tıp Fakültesinde bulunduğu ve de   ticari sürümü olmayan bir emtia olduğu, teknolojik  bir alet olduğu için sürekli değişim gösterdiği ve bu sebeple de  rağbet gören bir emtia olmadığı  anlaşılmıştır. Bu firmanın da   sıkıştırması ve   iktisadi işletmenin kapatılması etkeniyle  firmayla pazarlık yapılarak   borca takas  yapılmıştır.  Kimyacılar Medikalin  ilgili alacağını icra yolu ile tahsile kalkışması neticesinde hem Seydişehir Ziraat Odasının o  günkü şartlar dahilinde itibarı zedelenecek hem de   ödeme güçlüğü içerisinde bulunan kurum faizi ve ferileri ile birlikte daha fazla  para ödemek durumunda kalacağı  düşünülmeksizin 3.265.65TL  zarara uğrama iddiası soyut  ve mesnetsiz  kalmaktadır. Üstelik bu malın  ODA MECLİSİ kararı ile pazarlıkla satışı yönünde   karar alınmış iken   bu işlemi gerçekleştiren şahsım  olmamasına karşın  muhatabın tek şahsım   olarak belirlenmesi  hukuka uygun değildir.             Ahmet Kaplan isimli şahsa  satışı pazarlık usulü ile yapılmış laboratuvar satışından  sonra  senetlerde kısmi  olarak tahsil edilmiş   ,senet borçlusuna müracaat hakkı kaybedilmediği, senetlerin zamanaşımı sürelerinin dolmadığı halde  bu bedeli tahsil ciheti kalmamış gibi  tamamının şahsımdan tahsiline(bu hususta Oda meclisinin kararını uygulayan  yönetim kurulu olmasına karşılık) yönelik  işlemin hatalı hukuki dayanaktan yoksun olduğu , (Oda meclisinde şahsım olarak  senetlerin takibi ve haciz işlemi gündeme getirilmiş ve Oda meclisi   borçlunun borcunu ödemesi için malların haczedilmemesini, senetlerin takibini istememiştir.)Bu satılan   laboratuvar emtialarının Odaya  maliyeti  77.836TL olduğu ve  43.346TL amortismanı bulunduğu bunun düşülmesi ile   34.490TL + KDV ile birlikte 41.781.19TL olduğu , Ahmet Kaplan’a ise pazarlıkla    maliyetinden de fazlasına satıldığı  ve şu aşamaya kadar 39.100’ye  tekabül eden tahsilatın bulunduğu  (Ziraat Odasına ait laboratuvarın Ahmet Kaplan’a satılan demirbaş maliyeti ve  amortismanlarının  hesaplanması , Ziraat Odası  defter ve muhasebe kayıtlarının ibrazının istenmesi ile  hesaplama yapılması )ve  müfettişin hesapladığı oranda bir  zararda bulunmadığı.( Laboratuvarın satışı için  meclis    karar vermiş ve bu satış için yönetimden oluşan komisyona yetki verilmiştir. Bu komisyonda  şahsım ile birlikte  , Zühtü Bilgin ile Hakkı Akpınar yer almıştır. Bu   komisyondan  şahsımın  tek başına sorumluluğu söz konusu olamaz. Zira  Zühtü Bilgin de bu komisyonda yer almaktadır. Hakkı ile şahsımın   sorumluluğu düşünülerek Zühtü Bilgin’in  sorumluluk potasından çıkarılmasının mantığı anlaşılır değildir.   Ahmet Kaplan isimli şahsın  ödeme güçlüğü içerisinde yer almasına sebep   işçisinin onu şikayet etmesi ve İl Tarım tarafından kapatılmasına dair verilen karardır. Bu şahıs  aslında borcunu ödeyebilecek kapasitede bir şahıs idi ve de  ödeme yapıyordu. Taki kapatma kararına kadar. Bu  süreçte   senetler  meselesini  Oda meclisine  bizzat şahsım  götürmüştür.  Oda meclisi ise yukarı yani Birlik ile görüşmemi  istemiş  ve de   Birlik Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Hepokur bey ile  toplantı esnasında telefonla görüşülmüştür.   Kendisine durumu izah ettikten sonra  ‘’ adamdan yeni senet alın salıverin gitsin ‘’demiştir. Mecliste   kararı bu şekilde almıştır.   Şahıs  Odaya hemen çağrılmış  ve           YENİ SENET ALINMIŞTIR .  Sonrasında  ikinci müfettiş gelince  şahsım talimatımla   senetler  müfettişin  önüne koydurttum.Kendisine durumu aktardım. Bu şahıs yetkisi dahilinde olmasına karşın  senetleri icraya koyun dememiştir. Çünkü  laboratuvar malzemelerinin giriş fiyatlarının oldukça üstünde bir değer ile  satışı yapıldığını, amortisman değerlerinin  düşüldüğünde yapılan tahsilatların buna yakın bir değerde olduğu ve bu malların icra yolu ile teslim alınması halinde    yeni bir yük  geleceği ve bu adamın böylelikle hiç ödeme imkanı kalmayacağını gittiği yerde kurduğu düzen ile ödemeye tekrar başladığı anlaşılmakla  haricen çözmeye çalışılması  söylenmiştir. Ve halen de bu senetler icraya verilmemiştir.              Yıllık aidatları  tek başına belirlemediğim  ve Oda meclisi kararına istinaden tahsilatların yapıldığı varsa bir   sorumlu onunda Oda meclisi olduğu ancak  yer alan  Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin Ziraat Odası Başkanlığına bildirdiği  31.12.2010 tarihli  yazısı gereği   yıllık aidatın asgari ücretin %2’sinden az 5 katından  fazla olmayacak  şekilde  ……. Bir açıklama olduğu ve meclisinde bu orana göre aidatı belirlenmiştir. Bu işlemin yapıldığı dönemde  Odanın Okay Gülerce isimli bir müfettiş tarafından denetimi yapılmış ve aidatlar irdelenmiştir. Ancak bu hususta  bir sorun görülmediği (EK 4     20.04.2011 tarihli cevaplı teftiş raporu)idari işlemin muhatabı başkaları olması gerekirken tek başına   belirtilen yönlerden    sebep gösterilerek şahsımın görevden alınması sağlanmıştır. Ancak gösterilen iş bu sebepler yukarıda açıklandığı üzere gerçek ve hukuki değildir. ;   yıllık aidat  alımı hususunda  tamamen  Oda meclisinin kararına istinaden  işlem  yapılmıştır.  Aidat toplama işlemini   oda personeli yapmaktadır. Oda personelinden hiç bir kimse şahsımı   veyahut Oda meclisini   uyarmamıştır. Bu karar da  önceki  müfettiş  tarafından da inceleme konusu yapılmış fakat tarafımıza  yanlış yapıyorsunuz düzeltin gibi bir talimat verilmemiş  herhangi bir soruşturma  başlatılmamıştır. Eğer ki  bu  aidatlar konusunda  fazla tahsilat yapılması   ilk girişlerde  ve de Bağkurlulardansözkonusu olup eksik   tahsilatlar ise   Birlik tarafından gönderilen genelgelere göre  mümkün göründüğü için bu şekilde   meclis karar almıştır. (Asgari brüt ücretin %2’sinden az  %5’inden fazla olamaz  hükmüne göre belirleme yapılmıştır)BU   uygulama  eksik veyahut  fazla ise  ve de hatalı ise  halen  bu uygulamaya devam edilmekte  ancak  Birlik müfettişlerince bu uygulamaya son verin    şeklinde bir  talimat bulunmamaktadır. Bu hali ile   halen bazı üyelerden fazla  aidat  bazı üyelerden de eksik aidat alımı devam etmektedir.                5-Şahsımın  göreve başladığı dönem itibariyle  ticari mallar olarak 40.494.75TL’lik  emtia  bulunduğu, bunun 12.302.82TL’sinin eski sorumlu Aynur Gözpınar Çelik’ten zimmet nedeniyle sorumluluğu bulunduğu,  2.059.56TL’nin   çatıda bulunan  malzemeler olduğuve bunun   tutanakla teslim alınmadığı, 3.610.00TL  30.03.2011 tarihli tutanakile  ilk müfettiş tarafından hatalı sayımdan kaynaklandığı,891.88TL olarak değeri olan  Çiçek toprağı olarak 88 .sırada yer alan emtianın  aslında Alsil çuval olarak kayda alındığı ve  bunun da stoktan mahsup edilmesi gerektiği, 1.420.27TL’lik zararına satışile 2.967.44TL’lik Belediyeye hibe edilen  malzemeler, 16.513.95TL’lik  iade ve satıştan kaynaklanan mahsuplarile birlikte Özkan Taşpınar firmasından tahsilatı yapılan 71.00TL, 40 kg. korunganın   miadı dolduğundan çimlenmediği için  değeri olan 236.16TL’nin giderleştirilemediğihepsi birlikte değerlendirildiğinde  9 TL gibi oldukça cüzi bir rakam ortaya çıkmaktadır Göreve başlamasının hemen ardından  Odaya ait  demirbaşları  teslim alması için  M. Sıtkı Hözmen  görevlendirilmiştir. O dönem ki  mesul müdürden      İlaç bayii Demirbaş mevcuduile İlaç  Bayii Stokları, Laboratuvar demirbaş mevcudunu genel sekreter teslim  almış ve görevi gereği    bu mallar  genel sekretere zimmetlenmiştir.                                                                                       Olağan Genel Kurul da   2007-2008-2009-2010 yıllarına ait gelir ve gider  ibra edilemediğinden yeni teşekkül eden Oda Meclisi  bir komisyon kurarak 21.02.2011 tarihinde toplanmışlardır.  Bu  komisyonda12580 sayı  22.02.2011 tarihli de yer alan kararı almışlardır.  Bu karar ile   ; ·         Yönetim Kurulu ve Oda Meclisi tutanaklarında yeterli imza olmadığı ve kararların usulüne uygun alınmadığı, yapılan harcamaların  karar altına alınmadan faturalandırılarak gider gösterildiği , giderler arasında afaki fark bulunduğu , Odanın iktisadi teşekkülü olan ilaç bayiinden  eski yönetim kurulu başkanının şahsi borçlarına mukabil  ilaç verilerek ödeme yapıldığı ve fatura kesilmediği ayrıca ilaç satışında  bir standart fiyat olmayıp  farklı müşterilere aynı mal  farklı  fiyatlara satılarak keyfi   fiyat uygulandığı ve faturasız mal satıldığı,Odanın hizmet aracı olmadığı halde  tamir bakım  onarım ve yedek parça  faturası alınarak ödeme yapıldığı, demirbaş  envanterinde  eksiklikler  olduğu bu demirbaşların nerede olduğunun  bilinmediği anlaşılmıştır. Odamız hükmi şahsiyetlere olan  maddi yükümlülüklerini yerine getirmediğinden faizi gibi  zararlara  muhatap olduğu ……. Müfettiş talep edilerek odamızın teftişe tabi tutulması     şeklindedir. ·         Son 10 yılda  Birlik Payını  ödemeyen ve diğer kamu kurum borçlarını ödemeyen  Seydişehir Ziraat Odası  kurulduğu günden bugüne hiç teftiş edilmemiştir. Birliğe karşı yükümlülerini yerine getirmeyen  bu Odaya karşı denetim görevini  gereği gibi üstlenmeyen  Birlik , yönetime  yeni gelen şahsımın  bulunduğu dönem için Birlik payını ödeyen ve de  devlete olan yükümlülüklerini yerine getirmiştir. Üstelik eski yönetimin  Birliğe olan birlik payından kaynaklı alacağı için şahsım  Oda adına 160.000TL’lik  bonoyu Birliğe teslim ettim. Tüm   suçlamaların kabul edilebilirliği yoktur.  Görevimi layıkıyla yerine getirmeye çalıştım ve de  zimmet   veyahut görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacak hiçbir  eylemde bulunmadım menfaat temin etmedim. Öyle bir zihniyette bulunmuş olsaydım  Odaya 2 defa müfettiş incelemesi talep etmez  şu anda    Ziraat Odası Başkanı olarak görevimin başında olurdum. Bu  açıklanan hususların hepsi   müfettişlere  şahsım tarafından aktarılan  hususlardır .Teftiş amacı    görevin gereklerini yerine getirmekte     yol gösterici,  bilgilendirici ve de   eğitici olmalarıdır. Oysa 3.5 yıl boyunca Oda da bulunan bir müfettişin yanlış bir uygulama sebebi ile   şahsımızı   yönlendirmemesi dahi  (meğer ki   Odaya karşı   tarafımızdan yapılanlar  suç )  suça iştirak etmek ve  zararın artmasına   sebep  olmaktır. Meğer ki Odanın zarara uğraması sözkonusu  o dönem için bu husus amir konumunda olan müfettişin de görevini  gereği gibi yerine getirmediği sonucu çıkmaktadır. Kaldı ki   meclis olarak   alınan kararın  tek başıma talimatla yeniden karar aldırılması  gerekliliği  yok iken    sorumluluğun tek başıma üstüme  yıkıldığı  teftiş  raporları ile anlaşılmaktadır.Odanın 480 .000TL borcunu   borçlarını sıfırladık.Fazla toplanan bir para var ise  bunu cebime indirmedim devlete ve   3.şahıslara olan  Oda borçlarını ödedik.   Ben hukuka   adalete ve TC Devletine sonuna kadar   güvenmekteyim. Ve adaletin er ya da  geç  yerini bulacağına  inancım sonsuzdur. Bu suçlamalara karşı   önümüzdeki  sene Şubat ayında yapılacak seçimlere yeniden aday olacağım. Adaylığım sürecinde   canla başla  çalışmama devam edip  ve  bu haksızlıkları  her delegeye ,ulaşabildiğim her çiftçiye anlatacağım. Seçilmem halinde de  bu  haksızlıkların hesabını  kumpasçılardan  tek tek soracağım. Saygılarımla  Ramazan Çınar “
Görevinden alınan Ziraat Odası Başkanı Ramazan Çınar 40 gün sonra basın toplantısı yaptı.

Görevinden alınan Ziraat Odası Başkanı Ramazan Çınar 40 gün sonra basın toplantısı yaptı.

Müfettiş raporunda belirtilen görevini kötüye kullanma suçuna istinaden ziraat odası meclisinden kendi isteği doğrultusunda çıkan kararla görevinden alınan Ramazan Çınar, sözü edilen raporda isnat olan suçlara bakıldığı zaman haksızlığa uğradığımı adeta bir kumpas yürütülerek hukuksuz bir durumla karşı karşıya geldiğini belirtti.

Odayı devraldıklarından 480 bin lira borcu olduğunu, bu borcu ödemekle kalmayıp odaya yapılan işlerle odaya önemli bir hizmet kazandırdığını belirten Ramazan Çınar:

‘‘ Bana soracaksınız niye 40 gün bekledin diye bu 40 gün içerisinde gerekli hukuksal incelemelerimi yaptırdım ve idari mahkeme açtık. Şimdi de sayın basın mensuplarıyla bir araya gelerek kamuoyunu durumum hakkında doğru bilgilendirmesi için açıklamalarda bulunmak istedim. Öyle umuyorum ki mahkemeden çıkan sonuçla adalet er ya da geç tecelli edecek.’’ Dedi.

Başkan Ramazan Çınar basın toplantısında şubat ayında yapılacak ve şimdiden çalışmalara başlanan ziraat odası seçimlerine aday olacağı mesajını verdi.

Başkan Çınar  “Göreve geldikten sonraki icraatlarını müfettiş raporundaki suçlamaları basın mensuplarına anlatarak elimdeki dosyalarda da görüldüğü gibi ziraat odasının bir kuruşu cebime girmediği gibi iyi niyetli çalışmalarımızla oda hem borç batağından kurtulmuş hem de düzenli bir çalışma iklimine girmiştir.Tüm detayları sizlerle paylaşıyorum ve bu detayları tüm çiftçi arkadaşlarıma da anlatacağım bu detaylar incelendiğinde görülecek ki yaşadıklarımızın şahsımı ilgilendiren ama ziraat odasının menfaatleriyle ilgili bir durum olduğu açıkça görülecektir.” Dedi.

Başkan Çınar  sözlerine şu şekilde devam etti:

“ 2011 yılında yapılan seçimle Seydişehir Ziraat Odası  seçimlerinde göreve  geldim. Göreve  Yönetim Kurulu Başkanı olarak 07.02.2011 Tarihinde  başladım. Ancak  göreve gelmemizin hemen  akabinde  eski yönetim ibra edilemediğinden mevcut  sorunları çözmek için müfettiş incelemesi talep edilmiş ve  ilk müfettişin ardından  tekrar bir açık çıkması üzerine 2.kez müfettiş görevlendirilmesini istenmiştir.  Bu  süreç içerisinde  üstlendiğimiz  görevleri  Oda meclis kararı olmadan    yerine getirmemiş  ve meclis kararlarının uygulayıcısı  olarak yönetim kurulu ile birlikte hareket edilmiştir. Ancak  Ziraat Odasının önceki dönemden gelen  devlete karşı vergi ,SSK ve birlik payı, ilaç laboratuvar bayilerinin  borçları ve  çalışan ve emekli olan  personel maaş ve tazminatları ile birlikte toplam 480.000TLcivarında  borçla karşılaştık. Bu sorunların çözümü için önce  meclis bilgilendirilmiş sonrasında  Birlikle görüşülmüş ve  Birlik tarafından 15.000TL  yardım  alarak  abartmamak kaydı ile   üyelerden fazla aidat alabileceğimizi beyan etmişlerdir.Buna rağmen 0 dekar yani  ziraai faaliyet göstermeyen  Bağkurlu üyelerden (emekli olmak için ) 22.TL yerine 25 TL almak üzere ve daha önceki yıllarda pancar  kooperatifine ve Toprak Mahsulleri ofisine ürünlerini satan  vatandaşların  emekli olabilmek için 6111 sayılı yasa gereğince  Ziraat Odası kaydı zorunluluğu gösterildiği  ve  bu kişilere ilk kayıt yapar iken 100TL alınmıştır. Bu şahıslar emekli olmaları sebebiyle Oda kayıtları silinmiş kişilerdir. Bu süreç içerisinde  2    teftiş geçiren Oda  ‘ya ilk gelen müfettiş  bunun yasal olmadığı ,suç olduğu  ifade etmemiş eğer ki yanlış bir uygulama var ise  bu konuda   hiçbir uyarıda bulunulmamıştır.Bu uygulamanın suç ve usulsüz olduğuna inanmamakla birlikte ODA MECLİSİ kararı ile kararlaştırılan yıllık aidatın  sebebi de şahsım görülmüş olup    halen   bu karar  uygulanmaktadır.

                           Hakkımda  fazla  ve eksik aidat alma , laboratuvar   satışı ile Odanın alacaklısı konumuna geçtiği    şahıstan   kısmi tahsilat yapılmaması , kapatılan iktisadi işletmelerden hiçbirinin faaliyet  ve çalışma alanında olmayan  ileri kurulması planlanan   veteriner kliniği için alındığı savunulan  eliza cihazının  5 yıl  boyunca borcunun ödenmeği  , alacaklısı olan firmaya  borcuna takas edilmesi sebebine dayalı bir takım   suçlamalar yer almaktadır.  İsnad edilen  suçlamalardan  tek  başına görevden alınmamı  veyahut suçlamamı  gerektiren  hiçbir  işlemimbulunmamasına, Yönetim kurulu olarak uygulanan  kararların meclis kararına dayanmasına  rağmen eski yönetimin aksaklıklarının faturası  Yönetim Kurulu Başkanı olarak şahsıma kesilmiştir.Teslim almadığım  malların bedeli zimmet sayılmış, kapatılan iktisadi işletmenin   emtialarının , 6111 sayılı yasadan yararlanılarak giderleştirilmeleri suç sayılmış ,yapılan işlemin varsa bir usulsüzlüğü  işlemi yapan şahsım olmamasına rağmen  sorumlu  addedilmiş, varsa bir kusur  ve  görevi kötüye kullanma bundan yönetim kurulunun ya da  yönetim kuruluna bazı yetkiler veren  bazılarını da kendi  karara bağlayan Oda meclisinin  tamamının görevden alınması  gerekirken  yönetim kurulu başkanı olarak şahsımın görevden alınması  hukuka aykırıdır.  İlk müfettiş sayımında belirlenen  152 Ticari mallar ile belirlenin üstünde  stok hesabı çıkarılmış ve  eski yönetimin usulsüz işlemleri şahsıma  sirayet ettirilerek iş bu noktaya gelinmiştir.Ziraat Odaları Birliği  dayanağı olmayan ve usulsüz yapılan teftişe istinaden tutulan  raporları yargı kararı olmaksızın suç saymıştır.

 

 Ziraat Odaları Kongre Yönetmeliği'nin 3.maddesinin 3,4,5 fıkraları ile ‘’ Birlik müfettişlerince  yapılan teftiş  ve inceleme sonucunda ; Oda ve oda malları aleyhine  suç işlediği müfettiş raporu ile   tespit olunan oda meclis ve  yönetim kurulu üyelerine  Kanunun 33 ve Nizamnamenin 43.ncü maddesi kapsamında fiiline uygun olarak Oda Meclisince ODADAN UZAKLAŞTIRMA  cezası verilir. Süresi ne olursa olsun odadan uzaklaştırma cezası alanlar ceza süresi içerisinde  yapılacak seçimlere  katılamazlar, varsa delegelikleri düşer.Disiplin cezası ile odadan uzaklaştırılan  ve delegeliği düşen oda meclis ve yönetim kurulu asıl ve yedek üyelerinin  üyelikleri de sona erer. Sona eren üyelerin yerine  yedekleri göreve çağrılır.’’ Hükmü yer aldığı ve de  bunu yasal dayanak yapılarak   görevden alınmama ve odadan uzaklaştırılmama dair işlem tesis edilme kararı alındığı , bu kararın uygulamaya konulması için  Seydişehir Ziraat Odasına  yazılı talimat verdiği görülmektedir.

Ancak bu   Ziraat Odaları Kongre Yönetmeliği'ni araştırmamız neticesinde ulaşılamamıştır. Böyle bir Yönetmeliğin   3011 sayılı Kanun gereği, (kamu tüzel kişilerinin kamuyu ilgilendiren yönetmelikleri) Resmi Gazete'de yayımlanması gerekirken, yaklaşık 5 milyon kayıtlı çiftçiyi ilgilendiren Kongre Yönetmeliği, Resmi Gazete'de yayımlanmadığı tesbit edilmiştir. Bu sebeple de   ilgiliyönetmelik yok hükmündedir. Birlik yönetimi hukuka aykırı kararla   görevime son vermekte, aynı zamanda  oda meclis üyesi olarak  delegeliğime bu  yönetmeliği dayanak göstererek üyeliklerine  son vermektedir.  6964 sayılı Kanun  ve tüzükte  oda delegeliğinin düşürülmesiyle ilgili bir düzenlemeye  yer verilmemiştir. Anayasanın 38.maddesine açıkça aykırı olan bu düzenleme ile Kanunda ve tüzükte yer verilmeyen bir cezai yaptırımın, yönetmelikle düzenlenmesi hukuken mümkün değildir.

6964 sayılı  yasada    Oda Yönetim Kurullarının  çalışmalarını  mesleki ahlak ve  ülkenin genel menfaatlerine  uygun yürütmemesi ,mevzuata uymaması, görevlerini kötüye kullanmasına ilişkin tesbitin kim veyahut kimler tarafından  belirleneceği ve ne şekilde belirleneceği açıkça düzenlenmediğinden  hakkımda   gerekçe gösterilen tesbitin   ancak  Cumhuriyet Savcılığınca yapılacak cezai takibat ve neticesinde açılacak olan kamu davası ile hakkında kesinleşmiş bir  yargı kararı olmadan  belirlenemeyeceği , (masumiyet karinesi)  düşünülmemiştir. Tesbitin kim tarafından ve  ne şekilde yapılacağına dair  6964 sayılı kanun da düzenleme bulunmadığından  yasaya aykırı yönetmelik  ile bu yetkinin belirlenmesi mümkün olmadığından  Kongre yönetmeliği  Resmi Gazete de yayımlanmış olsa bile  veyahut  geçerli olması için yayımlanması gerekmese  bile  şu hali ile yapılan işlemin  yasal dayanağı bulunmadığı anlaşılmaktadır.

 Türkiye Ziraat Odaları Birliği hukuka aykırı kararının uygulanması için  Oda Meclisine talimat vermiştir. Seydişehir Ziraat Odası, Ziraat Odaları Birliğinin yazılı talimatını yerinde görmemelerine rağmen  aynen Birliğin verdiği yazılı talimat doğrultusunda  hareket etmişlerdir.  Dolayısıyla meclisin aldığı  şahsımın görevine son verilmesine dair  karar da   bu işlemin yapılmasını gerektirecek  bir sebebe dayalı olmadığı ,gösterilen sebebin ise  hukuka ve gerçeğe uygun olmadığı,uyulması gereken yasa ,tüzük ve yönetmelikler ile hukukun genel ilkelerine  uyulmadığı , olaya göre   yanlış  bir kuralın uygulanması neticesinde  bu sonuca gelindiği , idarenin takdir yetkisini kullanırken  kamu yararına  uygun kullanmadığı, ölçülülük ve orantılık ilkesine göre verilen kararın ağır olduğu dolayısıyla hukuki güvenlik ve istikrar ilkesinin de ihlal edildiği açıkça  meclis kararından anlaşılmaktadır.

 

                   3- Seydişehir Ziraat Odası Meclis   kararı  şahsıma  05.05.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Meclis kararının içeriğinden de  şahsımın görevden alınmasına dair işleme  Oda meclisinin  de inanmadığı anlaşılmaktadır.

. MADDE 30. — 6964 sayılı Kanunun 33 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir………..Uzaklaştırma cezası, yönetim kurulunun teklifi üzerine meclis tarafından verilir. Denilmektedir. Bu hususta Yönetim Kurulunun bir teklifi bulunmadan    uzaklaştırma cezası tayin edilmiştir.6964 sayılı yasanın  18/5 maddesi uyarınca  :   Oda yönetim kurullarının, çalışmalarını meslekî ahlâk ve ülkenin genel menfaatlerine uygun yürütmemesi, mevzuata uymaması, görevlerini kötüye kullanması hallerinde, oda meclisleri tarafından görevlerine son verilip yerlerine……..  denilerek yönetim kurulunun yerine  sadeceşahsımın  görevden alınması  kanuna uygun olmamıştır.

                 Odanın zarara uğratılmasında  görevi kötüye kullanma  var ise  bu sorumluluk   yönetim kurulu veyahut Oda meclisinin olması gerekirken   bireysel olarak  şahsımın görevi kötüye kullandığı  düşünülerek  tek başıma görevden alınmam  yasal dayanaktan yoksundur.

** Şahsımın sorumlu tutulduğu  zehirli buğdayın miadının dolmasının sözkonusu olmadığı, bahsi geçen  500kg lık zehirli buğdayın  200 kg nın  satışı yapıldığı ve  bunun gelirinin kayda girdiği halde  350 Kg dan zarar uğradığı teftişe raporunda asılsız olarak belirlendiği,

** 28.03.2011 tarihli   stok sayım tutanağının  fiilen yapılan bir tesbitolmadığı,Seydişehir Ziraat Odasının    deposunun kapasitesinin  300 çuval kükürt almaya yeterli olmadığı, 2.müfettiş raporunda stok sayım tutanağında görülenlerden fazla çıkış yapıldığı (  dolayısıyla  ilk sayımın  hatalı olduğunun kanıtıdır. )

**Şahsımın başkanlığı  döneminde teslim alınan   zirai emtialar ile  28.03.2011 tarihli  stok kayıtlarının karşılaştırılması sonucu    stok açığı ortaya çıkmayacağı,

**Eliza cihazının amortisman düşümlerinin  şahsımın göreve gelmesinden  evvel  başlanıldığı   ve   meclis kararı ile laboratuvarın kapatılması neticesinde bu cihazın alınan firmaya olan borcuna takas yapıldığı ve  ticari sürümü olmayan bir  mal olması sebebiyle pazarlık usulü ile satıldığı ,

** 6111  sayılı yasa Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede mevcut olmayan (faturasız olarak satılan)ve de halen mevcut olan emtiaların fatura düzenlenmek suretiyle  gider olarak gösterilmesi fiilinde şahsımın   imzasının bile bulunmadığı , zaten olmayan bir malın satılması ile fiilen halen Odada bulunan  emtialardan hareketle  ele zimmeti oluşturacak nitelikte  bir menfaat geçmesi  mümkün olmadığı,

**Eski yönetimin emtiaların ederinin üzerinde bir fiyatla vadeli olarak alındığı ancak   iktisadi işletmenin kapatılması sebebiyle  mecburen bu çıkışların yapıldığı , 6111 sayılı yasaya göre    yapılan işlemin yöntem olarak hatalı olması halinde  bunu  yapan  kişinin  de şahsım olmadığı ve de yapılan işlemlerde tek başına sorumluluğumu doğuran  hiçbir bağımsız tasarrufum bulunmadığı,  zararına satış ve iade işlemlerinin genel sekreter (ilgili emtialar genel sekretere zimmetli )ve  serbest muhasebeci tarafından   meclis kararına istinaden  yapıldığıve şahsıma   bu işlemi takip edenler ve imzası bulunanlardan daha fazla bir  sorumluluk yüklenmesi hukuka aykırı olmuştur. Zira   genel sekreterin sorumluluğu içerisinde yer alan   bu emtialarla ilgili en ufak bir   sorumluluk addedilmeyerek, yönetim kurulu başkanı sıfatıyla genel sekretere  zimmetli bir malın  meclis kararı ile satışının müsebbibi şahsım gösterilmiştir.

        4-Türkiye Ziraat Odaları Birliği müfettişi tarafından 350 kg  zehirli buğdayın miadı dolduğundan bahisle (Odanın ziraat mühendisi personelinin iş akdinin feshi meclis kararı ile alındığından,  Oda bünyesinde çalışan    ziraat mühendisi kalmadığından zehirli buğday satışı  Bitki Koruma Ürünleri Toptan ve Perakende  satılması ile depolanması hakkında yönetmeliğin (EK35 ) 5.ve 6. Gereğince yapamaması  sebebine dayalıolduğu ,aksine satışın yapılmasının yasak olduğu için   ) görevimi kötüye kullandığı belirtilerek ederi kadar şahsımın  sorumluluğunun belirlendiği ve bunun ederi 700 TL’yi  mal odada bulunmasına rağmen  Oda zararı  saydığı görülmektedir. Ancak şahsım 14.05.2014 tarihine kadar depoda 7 çuval(350 kg) değil   6 çuval yaklaşık 300 kg zehirli buğday olduğunu  bilmemekteydim. Buna ilişkin araştırmam neticesinde  500 kg alımına ilişkin  ne Oda meclisinin kararı ne de Yönetim Kurulunun ne de  şahsımın tek başına aldığı bir  karar bulunmadığı, Bu zirai emtia genel sekreterin  harcama yetkisine dayanılarak eski çalışan Aynur Gözpınar Çelik döneminde sipariş edildiği anlaşılmıştır.  (  Zehirli buğday hususunda  göreve gelmeden evvel ve sonrasında   geçen seneki fare patlaması sebebiyle çiftçilerden zehirli buğday talebi   olduğu genel sekreter tarafından   şahsımabildirilmiştir.Bu hususta  ne yapabileceğimi sordum, genel sekreterde (iktisadi işletme açık iken)  tedbir amaçlı olarak  bir kısım zehirli buğday alınabileceğini söylemiştir.Fare patlaması sebebiyle 1 kg  zehirli buğday  2 TL’ye alınabilecek iken 10-15TL arasına yükselmiş ve  zehirli buğday yurt dışından ithal edilmişti. Bu sebeple de  çiftçinin  mağdur olmaması için  önceye dayalı taleplerde dikkate alınarak tedbiren 500 kg zehirli buğday alımı genel sekreterin doğrudan harcama yetkisine dayanılarak  yapılmıştır.  Bunun çiftçiye veyahut başka bir firmaya    satılmak üzere  teslimi hususunda doğrudan şahsımın  talimatı yoktur. Çünkü bu husus  genel sekreterin görev alanına  girmektedir.  Malın yok  olmasına sebebiyet verilmemiştir. Mal halen mevcuttur.

 

            Kaldı ki    eski yönetim zamanında alınmış  ve  son kullanma tarihleri geçmiş   emtialar için  eski yönetime  atfen  bir  işlem yapılmaması ve bu miktarlar yönü ile eski  yönetimin sorumluluğu belirlenmeyerek  bu durumdan da tek başına  şahsımın sorumlu tutulduğu anlaşılmaktadır.

             Yine eski yönetim zamanında alınmış olan ve alındığı tarihten sonra hiç kullanılmayan(kullanılır halde olmadığı halde)  emtianın  (ELİZA)  neden alındığı  , kullanılmadığı halde amortisman düşümü neden yapıldığı sorgulanmamıştır. Öyle ki ELİZA(kan tahlil cihazı) cihazını çalıştıracak teknik eleman olmadığı ve de bu cihazın kullanılacağı  klinik vb. bir teşkilatın Oda iktisadi işletmelerinin faaliyetinde olmadığı   halde  hangi gerekçe ile alındığı tarafımızca anlaşılamamıştır. Ancak böylesinelüzümsuz bir emtianın  yüksek maliyetlealımının  görevi kötüye kullanma görülmeyerek  buna ilişkin borcu kapatmanın yanında  işletmenin kapatılması esasına dayalı olarak pazarlık usulü ile yapılan işlemden dolayı tek başına şahsımın görevi kötüye kullanma suçunu işlediği düşünülmesi hukuka aykırıdır.  Yine   elektronik aletlerin    yıllar içerisinde  sürekli yenilerinin çıkması ve   alındığı tarihten  5 yıl sonra  alışına yakın bir bedele satılabilmesi hayatın olağan akışına terstir. Zira   bu malın ticari sürümün  fazla olmaması sebebiyle  piyasadan daha ucuza 1.el alınabilirliği hepsi  birlikte değerlendirilmiş ve  pazarlık yapılarak ancak borca  ve ferilerine (5 yıllık   faizi)karşılık  takas yapılmıştır.  Hatta bedeli ödendiği ve stok kaydında olan ancak fiilen   Odada bulunmayan Süt Analiz Cihazının(bunun da çalıştırılacağı , kullanılacağı  yer mekan ve teknik personel olmamasına rağmen neden alındığı anlaşılamayan ) nerede olduğunun hesabı eski yönetime sorulmayıp,işletmenin  meclis kararı ile kapatılması sebebi ile  olmayan bir malı stok affına göre  çıkışını yapmak amacında olan idarenin bu işlemini şahsımın şahsi  kararı gibi değerlendirip o  emtia bedeli kadar zimmet saymak yasal değildir.  Yine Eliza cihazının  alındığı firmaya  (pazarlık yapılarak)  borca karşılık verilmesi sebebiyle   Odayı zarara sokulduğu ifade edilmiş ise de   Eliza cihazının alımından kaynaklanan  borcun   5 yıldır ödenmediği,               İktisadi işletmenin kapatılması kararından sonra   firma sahibi  Odayı icraya vereceği 5 yıldır bakiye borcun ödenmediği  bu durumun faizi ve ferileri  ile birlikte o dönemde ödeme güçlüğü içerisinde olan Odayı  madden   ve manen zarara uğraması ihtimali ortaya çıkmıştır. Meclis kararı ile   pazarlık usulü ile satış yetkisi verilen iş bu emtia için   Konya civarında araştırma yapılmış olup bir tek  Selçuklu Tıp Fakültesinde bulunduğu ve de   ticari sürümü olmayan bir emtia olduğu, teknolojik  bir alet olduğu için sürekli değişim gösterdiği ve bu sebeple de  rağbet gören bir emtia olmadığı  anlaşılmıştır. Bu firmanın da   sıkıştırması ve   iktisadi işletmenin kapatılması etkeniyle  firmayla pazarlık yapılarak   borca takas  yapılmıştır.  Kimyacılar Medikalin  ilgili alacağını icra yolu ile tahsile kalkışması neticesinde hem Seydişehir Ziraat Odasının o  günkü şartlar dahilinde itibarı zedelenecek hem de   ödeme güçlüğü içerisinde bulunan kurum faizi ve ferileri ile birlikte daha fazla  para ödemek durumunda kalacağı  düşünülmeksizin 3.265.65TL  zarara uğrama iddiası soyut  ve mesnetsiz  kalmaktadır. Üstelik bu malın  ODA MECLİSİ kararı ile pazarlıkla satışı yönünde   karar alınmış iken   bu işlemi gerçekleştiren şahsım  olmamasına karşın  muhatabın tek şahsım   olarak belirlenmesi  hukuka uygun değildir.

            Ahmet Kaplan isimli şahsa  satışı pazarlık usulü ile yapılmış laboratuvar satışından  sonra  senetlerde kısmi  olarak tahsil edilmiş   ,senet borçlusuna müracaat hakkı kaybedilmediği, senetlerin zamanaşımı sürelerinin dolmadığı halde  bu bedeli tahsil ciheti kalmamış gibi  tamamının şahsımdan tahsiline(bu hususta Oda meclisinin kararını uygulayan  yönetim kurulu olmasına karşılık) yönelik  işlemin hatalı hukuki dayanaktan yoksun olduğu , (Oda meclisinde şahsım olarak  senetlerin takibi ve haciz işlemi gündeme getirilmiş ve Oda meclisi   borçlunun borcunu ödemesi için malların haczedilmemesini, senetlerin takibini istememiştir.)Bu satılan   laboratuvar emtialarının Odaya  maliyeti  77.836TL olduğu ve  43.346TL amortismanı bulunduğu bunun düşülmesi ile   34.490TL + KDV ile birlikte 41.781.19TL olduğu , Ahmet Kaplan’a ise pazarlıkla    maliyetinden de fazlasına satıldığı  ve şu aşamaya kadar 39.100’ye  tekabül eden tahsilatın bulunduğu  (Ziraat Odasına ait laboratuvarın Ahmet Kaplan’a satılan demirbaş maliyeti ve  amortismanlarının  hesaplanması , Ziraat Odası  defter ve muhasebe kayıtlarının ibrazının istenmesi ile  hesaplama yapılması )ve  müfettişin hesapladığı oranda bir  zararda bulunmadığı.( Laboratuvarın satışı için  meclis    karar vermiş ve bu satış için yönetimden oluşan komisyona yetki verilmiştir. Bu komisyonda  şahsım ile birlikte  , Zühtü Bilgin ile Hakkı Akpınar yer almıştır. Bu   komisyondan  şahsımın  tek başına sorumluluğu söz konusu olamaz. Zira  Zühtü Bilgin de bu komisyonda yer almaktadır. Hakkı ile şahsımın   sorumluluğu düşünülerek Zühtü Bilgin’in  sorumluluk potasından çıkarılmasının mantığı anlaşılır değildir.   Ahmet Kaplan isimli şahsın  ödeme güçlüğü içerisinde yer almasına sebep   işçisinin onu şikayet etmesi ve İl Tarım tarafından kapatılmasına dair verilen karardır. Bu şahıs  aslında borcunu ödeyebilecek kapasitede bir şahıs idi ve de  ödeme yapıyordu. Taki kapatma kararına kadar. Bu  süreçte   senetler  meselesini  Oda meclisine  bizzat şahsım  götürmüştür.  Oda meclisi ise yukarı yani Birlik ile görüşmemi  istemiş  ve de   Birlik Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Hepokur bey ile  toplantı esnasında telefonla görüşülmüştür.   Kendisine durumu izah ettikten sonra  ‘’ adamdan yeni senet alın salıverin gitsin ‘’demiştir. Mecliste   kararı bu şekilde almıştır.   Şahıs  Odaya hemen çağrılmış  ve           YENİ SENET ALINMIŞTIR .  Sonrasında  ikinci müfettiş gelince  şahsım talimatımla   senetler  müfettişin  önüne koydurttum.Kendisine durumu aktardım. Bu şahıs yetkisi dahilinde olmasına karşın  senetleri icraya koyun dememiştir. Çünkü  laboratuvar malzemelerinin giriş fiyatlarının oldukça üstünde bir değer ile  satışı yapıldığını, amortisman değerlerinin  düşüldüğünde yapılan tahsilatların buna yakın bir değerde olduğu ve bu malların icra yolu ile teslim alınması halinde    yeni bir yük  geleceği ve bu adamın böylelikle hiç ödeme imkanı kalmayacağını gittiği yerde kurduğu düzen ile ödemeye tekrar başladığı anlaşılmakla  haricen çözmeye çalışılması  söylenmiştir. Ve halen de bu senetler icraya verilmemiştir.

 

           Yıllık aidatları  tek başına belirlemediğim  ve Oda meclisi kararına istinaden tahsilatların yapıldığı varsa bir   sorumlu onunda Oda meclisi olduğu ancak  yer alan  Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin Ziraat Odası Başkanlığına bildirdiği  31.12.2010 tarihli  yazısı gereği   yıllık aidatın asgari ücretin %2’sinden az 5 katından  fazla olmayacak  şekilde  ……. Bir açıklama olduğu ve meclisinde bu orana göre aidatı belirlenmiştir. Bu işlemin yapıldığı dönemde  Odanın Okay Gülerce isimli bir müfettiş tarafından denetimi yapılmış ve aidatlar irdelenmiştir. Ancak bu hususta  bir sorun görülmediği (EK 4     20.04.2011 tarihli cevaplı teftiş raporu)idari işlemin muhatabı başkaları olması gerekirken tek başına   belirtilen yönlerden    sebep gösterilerek şahsımın görevden alınması sağlanmıştır. Ancak gösterilen iş bu sebepler yukarıda açıklandığı üzere gerçek ve hukuki değildir. ;   yıllık aidat  alımı hususunda  tamamen  Oda meclisinin kararına istinaden  işlem  yapılmıştır.  Aidat toplama işlemini   oda personeli yapmaktadır. Oda personelinden hiç bir kimse şahsımı   veyahut Oda meclisini   uyarmamıştır. Bu karar da  önceki  müfettiş  tarafından da inceleme konusu yapılmış fakat tarafımıza  yanlış yapıyorsunuz düzeltin gibi bir talimat verilmemiş  herhangi bir soruşturma  başlatılmamıştır. Eğer ki  bu  aidatlar konusunda  fazla tahsilat yapılması   ilk girişlerde  ve de Bağkurlulardansözkonusu olup eksik   tahsilatlar ise   Birlik tarafından gönderilen genelgelere göre  mümkün göründüğü için bu şekilde   meclis karar almıştır. (Asgari brüt ücretin %2’sinden az  %5’inden fazla olamaz  hükmüne göre belirleme yapılmıştır)BU   uygulama  eksik veyahut  fazla ise  ve de hatalı ise  halen  bu uygulamaya devam edilmekte  ancak  Birlik müfettişlerince bu uygulamaya son verin    şeklinde bir  talimat bulunmamaktadır. Bu hali ile   halen bazı üyelerden fazla  aidat  bazı üyelerden de eksik aidat alımı devam etmektedir.

 

             5-Şahsımın  göreve başladığı dönem itibariyle  ticari mallar olarak 40.494.75TL’lik  emtia  bulunduğu, bunun 12.302.82TL’sinin eski sorumlu Aynur Gözpınar Çelik’ten zimmet nedeniyle sorumluluğu bulunduğu,  2.059.56TL’nin   çatıda bulunan  malzemeler olduğuve bunun   tutanakla teslim alınmadığı, 3.610.00TL  30.03.2011 tarihli tutanakile  ilk müfettiş tarafından hatalı sayımdan kaynaklandığı,891.88TL olarak değeri olan  Çiçek toprağı olarak 88 .sırada yer alan emtianın  aslında Alsil çuval olarak kayda alındığı ve  bunun da stoktan mahsup edilmesi gerektiği, 1.420.27TL’lik zararına satışile 2.967.44TL’lik Belediyeye hibe edilen  malzemeler, 16.513.95TL’lik  iade ve satıştan kaynaklanan mahsuplarile birlikte Özkan Taşpınar firmasından tahsilatı yapılan 71.00TL, 40 kg. korunganın   miadı dolduğundan çimlenmediği için  değeri olan 236.16TL’nin giderleştirilemediğihepsi birlikte değerlendirildiğinde  9 TL gibi oldukça cüzi bir rakam ortaya çıkmaktadır

Göreve başlamasının hemen ardından  Odaya ait  demirbaşları  teslim alması için  M. Sıtkı Hözmen  görevlendirilmiştir. O dönem ki  mesul müdürden      İlaç bayii Demirbaş mevcuduile İlaç  Bayii Stokları, Laboratuvar demirbaş mevcudunu genel sekreter teslim  almış ve görevi gereği    bu mallar  genel sekretere zimmetlenmiştir.                                                                                      

Olağan Genel Kurul da   2007-2008-2009-2010 yıllarına ait gelir ve gider  ibra edilemediğinden yeni teşekkül eden Oda Meclisi  bir komisyon kurarak 21.02.2011 tarihinde toplanmışlardır.  Bu  komisyonda12580 sayı  22.02.2011 tarihli de yer alan kararı almışlardır.  Bu karar ile   ;

·         Yönetim Kurulu ve Oda Meclisi tutanaklarında yeterli imza olmadığı ve kararların usulüne uygun alınmadığı, yapılan harcamaların  karar altına alınmadan faturalandırılarak gider gösterildiği , giderler arasında afaki fark bulunduğu , Odanın iktisadi teşekkülü olan ilaç bayiinden  eski yönetim kurulu başkanının şahsi borçlarına mukabil  ilaç verilerek ödeme yapıldığı ve fatura kesilmediği ayrıca ilaç satışında  bir standart fiyat olmayıp  farklı müşterilere aynı mal  farklı  fiyatlara satılarak keyfi   fiyat uygulandığı ve faturasız mal satıldığı,Odanın hizmet aracı olmadığı halde  tamir bakım  onarım ve yedek parça  faturası alınarak ödeme yapıldığı, demirbaş  envanterinde  eksiklikler  olduğu bu demirbaşların nerede olduğunun  bilinmediği anlaşılmıştır. Odamız hükmi şahsiyetlere olan  maddi yükümlülüklerini yerine getirmediğinden faizi gibi  zararlara  muhatap olduğu ……. Müfettiş talep edilerek odamızın teftişe tabi tutulması     şeklindedir.

·         Son 10 yılda  Birlik Payını  ödemeyen ve diğer kamu kurum borçlarını ödemeyen  Seydişehir Ziraat Odası  kurulduğu günden bugüne hiç teftiş edilmemiştir. Birliğe karşı yükümlülerini yerine getirmeyen  bu Odaya karşı denetim görevini  gereği gibi üstlenmeyen  Birlik , yönetime  yeni gelen şahsımın  bulunduğu dönem için Birlik payını ödeyen ve de  devlete olan yükümlülüklerini yerine getirmiştir. Üstelik eski yönetimin  Birliğe olan birlik payından kaynaklı alacağı için şahsım  Oda adına 160.000TL’lik  bonoyu Birliğe teslim ettim.

Tüm   suçlamaların kabul edilebilirliği yoktur.  Görevimi layıkıyla yerine getirmeye çalıştım ve de  zimmet   veyahut görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacak hiçbir  eylemde bulunmadım menfaat temin etmedim. Öyle bir zihniyette bulunmuş olsaydım  Odaya 2 defa müfettiş incelemesi talep etmez  şu anda    Ziraat Odası Başkanı olarak görevimin başında olurdum. Bu  açıklanan hususların hepsi   müfettişlere  şahsım tarafından aktarılan  hususlardır .Teftiş amacı    görevin gereklerini yerine getirmekte     yol gösterici,  bilgilendirici ve de   eğitici olmalarıdır. Oysa 3.5 yıl boyunca Oda da bulunan bir müfettişin yanlış bir uygulama sebebi ile   şahsımızı   yönlendirmemesi dahi  (meğer ki   Odaya karşı   tarafımızdan yapılanlar  suç )  suça iştirak etmek ve  zararın artmasına   sebep  olmaktır. Meğer ki Odanın zarara uğraması sözkonusu  o dönem için bu husus amir konumunda olan müfettişin de görevini  gereği gibi yerine getirmediği sonucu çıkmaktadır. Kaldı ki   meclis olarak   alınan kararın  tek başıma talimatla yeniden karar aldırılması  gerekliliği  yok iken    sorumluluğun tek başıma üstüme  yıkıldığı  teftiş  raporları ile anlaşılmaktadır.Odanın 480 .000TL borcunu   borçlarını sıfırladık.Fazla toplanan bir para var ise  bunu cebime indirmedim devlete ve   3.şahıslara olan  Oda borçlarını ödedik.   Ben hukuka   adalete ve TC Devletine sonuna kadar   güvenmekteyim. Ve adaletin er ya da  geç  yerini bulacağına  inancım sonsuzdur. Bu suçlamalara karşı   önümüzdeki  sene Şubat ayında yapılacak seçimlere yeniden aday olacağım. Adaylığım sürecinde   canla başla  çalışmama devam edip  ve  bu haksızlıkları  her delegeye ,ulaşabildiğim her çiftçiye anlatacağım. Seçilmem halinde de  bu  haksızlıkların hesabını  kumpasçılardan  tek tek soracağım.

Saygılarımla  Ramazan Çınar “

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.