ÇINAR ?KUMPAS KURUP HAKSIZLIĞA UĞRATTILAR?
ÇINAR ?KUMPAS KURUP HAKSIZLIĞA UĞRATTILAR?
Görevinden alınan Ziraat Odası Başkanı Ramazan Çınar 40 gün sonra basın toplantısı yaptı.
Görevinden alınan Ziraat Odası Başkanı Ramazan Çınar 40 gün sonra basın toplantısı yaptı.
Görevinden alınan Ziraat Odası Başkanı Ramazan Çınar 40 gün sonra basın toplantısı yaptı.
Müfettiş raporunda belirtilen görevini kötüye kullanma suçuna istinaden ziraat odası meclisinden kendi isteği doğrultusunda çıkan kararla görevinden alınan Ramazan Çınar, sözü edilen raporda isnat olan suçlara bakıldığı zaman haksızlığa uğradığımı adeta bir kumpas yürütülerek hukuksuz bir durumla karşı karşıya geldiğini belirtti.
Odayı devraldıklarından 480 bin lira borcu olduğunu, bu borcu ödemekle kalmayıp odaya yapılan işlerle odaya önemli bir hizmet kazandırdığını belirten Ramazan Çınar:
‘‘ Bana soracaksınız niye 40 gün bekledin diye bu 40 gün içerisinde gerekli hukuksal incelemelerimi yaptırdım ve idari mahkeme açtık. Şimdi de sayın basın mensuplarıyla bir araya gelerek kamuoyunu durumum hakkında doğru bilgilendirmesi için açıklamalarda bulunmak istedim. Öyle umuyorum ki mahkemeden çıkan sonuçla adalet er ya da geç tecelli edecek.’’ Dedi.
Başkan Ramazan Çınar basın toplantısında şubat ayında yapılacak ve şimdiden çalışmalara başlanan ziraat odası seçimlerine aday olacağı mesajını verdi.
Başkan Çınar “Göreve geldikten sonraki icraatlarını müfettiş raporundaki suçlamaları basın mensuplarına anlatarak elimdeki dosyalarda da görüldüğü gibi ziraat odasının bir kuruşu cebime girmediği gibi iyi niyetli çalışmalarımızla oda hem borç batağından kurtulmuş hem de düzenli bir çalışma iklimine girmiştir.Tüm detayları sizlerle paylaşıyorum ve bu detayları tüm çiftçi arkadaşlarıma da anlatacağım bu detaylar incelendiğinde görülecek ki yaşadıklarımızın şahsımı ilgilendiren ama ziraat odasının menfaatleriyle ilgili bir durum olduğu açıkça görülecektir.” Dedi.
Başkan Çınar sözlerine şu şekilde devam etti:
“ 2011 yılında yapılan seçimle Seydişehir Ziraat Odası seçimlerinde göreve geldim. Göreve Yönetim Kurulu Başkanı olarak 07.02.2011 Tarihinde başladım. Ancak göreve gelmemizin hemen akabinde eski yönetim ibra edilemediğinden mevcut sorunları çözmek için müfettiş incelemesi talep edilmiş ve ilk müfettişin ardından tekrar bir açık çıkması üzerine 2.kez müfettiş görevlendirilmesini istenmiştir. Bu süreç içerisinde üstlendiğimiz görevleri Oda meclis kararı olmadan yerine getirmemiş ve meclis kararlarının uygulayıcısı olarak yönetim kurulu ile birlikte hareket edilmiştir. Ancak Ziraat Odasının önceki dönemden gelen devlete karşı vergi ,SSK ve birlik payı, ilaç laboratuvar bayilerinin borçları ve çalışan ve emekli olan personel maaş ve tazminatları ile birlikte toplam 480.000TLcivarında borçla karşılaştık. Bu sorunların çözümü için önce meclis bilgilendirilmiş sonrasında Birlikle görüşülmüş ve Birlik tarafından 15.000TL yardım alarak abartmamak kaydı ile üyelerden fazla aidat alabileceğimizi beyan etmişlerdir.Buna rağmen 0 dekar yani ziraai faaliyet göstermeyen Bağkurlu üyelerden (emekli olmak için ) 22.TL yerine 25 TL almak üzere ve daha önceki yıllarda pancar kooperatifine ve Toprak Mahsulleri ofisine ürünlerini satan vatandaşların emekli olabilmek için 6111 sayılı yasa gereğince Ziraat Odası kaydı zorunluluğu gösterildiği ve bu kişilere ilk kayıt yapar iken 100TL alınmıştır. Bu şahıslar emekli olmaları sebebiyle Oda kayıtları silinmiş kişilerdir. Bu süreç içerisinde 2 teftiş geçiren Oda ‘ya ilk gelen müfettiş bunun yasal olmadığı ,suç olduğu ifade etmemiş eğer ki yanlış bir uygulama var ise bu konuda hiçbir uyarıda bulunulmamıştır.Bu uygulamanın suç ve usulsüz olduğuna inanmamakla birlikte ODA MECLİSİ kararı ile kararlaştırılan yıllık aidatın sebebi de şahsım görülmüş olup halen bu karar uygulanmaktadır.
Hakkımda fazla ve eksik aidat alma , laboratuvar satışı ile Odanın alacaklısı konumuna geçtiği şahıstan kısmi tahsilat yapılmaması , kapatılan iktisadi işletmelerden hiçbirinin faaliyet ve çalışma alanında olmayan ileri kurulması planlanan veteriner kliniği için alındığı savunulan eliza cihazının 5 yıl boyunca borcunun ödenmeği , alacaklısı olan firmaya borcuna takas edilmesi sebebine dayalı bir takım suçlamalar yer almaktadır. İsnad edilen suçlamalardan tek başına görevden alınmamı veyahut suçlamamı gerektiren hiçbir işlemimbulunmamasına, Yönetim kurulu olarak uygulanan kararların meclis kararına dayanmasına rağmen eski yönetimin aksaklıklarının faturası Yönetim Kurulu Başkanı olarak şahsıma kesilmiştir.Teslim almadığım malların bedeli zimmet sayılmış, kapatılan iktisadi işletmenin emtialarının , 6111 sayılı yasadan yararlanılarak giderleştirilmeleri suç sayılmış ,yapılan işlemin varsa bir usulsüzlüğü işlemi yapan şahsım olmamasına rağmen sorumlu addedilmiş, varsa bir kusur ve görevi kötüye kullanma bundan yönetim kurulunun ya da yönetim kuruluna bazı yetkiler veren bazılarını da kendi karara bağlayan Oda meclisinin tamamının görevden alınması gerekirken yönetim kurulu başkanı olarak şahsımın görevden alınması hukuka aykırıdır. İlk müfettiş sayımında belirlenen 152 Ticari mallar ile belirlenin üstünde stok hesabı çıkarılmış ve eski yönetimin usulsüz işlemleri şahsıma sirayet ettirilerek iş bu noktaya gelinmiştir.Ziraat Odaları Birliği dayanağı olmayan ve usulsüz yapılan teftişe istinaden tutulan raporları yargı kararı olmaksızın suç saymıştır.
Ziraat Odaları Kongre Yönetmeliği'nin 3.maddesinin 3,4,5 fıkraları ile ‘’ Birlik müfettişlerince yapılan teftiş ve inceleme sonucunda ; Oda ve oda malları aleyhine suç işlediği müfettiş raporu ile tespit olunan oda meclis ve yönetim kurulu üyelerine Kanunun 33 ve Nizamnamenin 43.ncü maddesi kapsamında fiiline uygun olarak Oda Meclisince ODADAN UZAKLAŞTIRMA cezası verilir. Süresi ne olursa olsun odadan uzaklaştırma cezası alanlar ceza süresi içerisinde yapılacak seçimlere katılamazlar, varsa delegelikleri düşer.Disiplin cezası ile odadan uzaklaştırılan ve delegeliği düşen oda meclis ve yönetim kurulu asıl ve yedek üyelerinin üyelikleri de sona erer. Sona eren üyelerin yerine yedekleri göreve çağrılır.’’ Hükmü yer aldığı ve de bunu yasal dayanak yapılarak görevden alınmama ve odadan uzaklaştırılmama dair işlem tesis edilme kararı alındığı , bu kararın uygulamaya konulması için Seydişehir Ziraat Odasına yazılı talimat verdiği görülmektedir.
Ancak bu Ziraat Odaları Kongre Yönetmeliği'ni araştırmamız neticesinde ulaşılamamıştır. Böyle bir Yönetmeliğin 3011 sayılı Kanun gereği, (kamu tüzel kişilerinin kamuyu ilgilendiren yönetmelikleri) Resmi Gazete'de yayımlanması gerekirken, yaklaşık 5 milyon kayıtlı çiftçiyi ilgilendiren Kongre Yönetmeliği, Resmi Gazete'de yayımlanmadığı tesbit edilmiştir. Bu sebeple de ilgiliyönetmelik yok hükmündedir. Birlik yönetimi hukuka aykırı kararla görevime son vermekte, aynı zamanda oda meclis üyesi olarak delegeliğime bu yönetmeliği dayanak göstererek üyeliklerine son vermektedir. 6964 sayılı Kanun ve tüzükte oda delegeliğinin düşürülmesiyle ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anayasanın 38.maddesine açıkça aykırı olan bu düzenleme ile Kanunda ve tüzükte yer verilmeyen bir cezai yaptırımın, yönetmelikle düzenlenmesi hukuken mümkün değildir.
6964 sayılı yasada Oda Yönetim Kurullarının çalışmalarını mesleki ahlak ve ülkenin genel menfaatlerine uygun yürütmemesi ,mevzuata uymaması, görevlerini kötüye kullanmasına ilişkin tesbitin kim veyahut kimler tarafından belirleneceği ve ne şekilde belirleneceği açıkça düzenlenmediğinden hakkımda gerekçe gösterilen tesbitin ancak Cumhuriyet Savcılığınca yapılacak cezai takibat ve neticesinde açılacak olan kamu davası ile hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan belirlenemeyeceği , (masumiyet karinesi) düşünülmemiştir. Tesbitin kim tarafından ve ne şekilde yapılacağına dair 6964 sayılı kanun da düzenleme bulunmadığından yasaya aykırı yönetmelik ile bu yetkinin belirlenmesi mümkün olmadığından Kongre yönetmeliği Resmi Gazete de yayımlanmış olsa bile veyahut geçerli olması için yayımlanması gerekmese bile şu hali ile yapılan işlemin yasal dayanağı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği hukuka aykırı kararının uygulanması için Oda Meclisine talimat vermiştir. Seydişehir Ziraat Odası, Ziraat Odaları Birliğinin yazılı talimatını yerinde görmemelerine rağmen aynen Birliğin verdiği yazılı talimat doğrultusunda hareket etmişlerdir. Dolayısıyla meclisin aldığı şahsımın görevine son verilmesine dair karar da bu işlemin yapılmasını gerektirecek bir sebebe dayalı olmadığı ,gösterilen sebebin ise hukuka ve gerçeğe uygun olmadığı,uyulması gereken yasa ,tüzük ve yönetmelikler ile hukukun genel ilkelerine uyulmadığı , olaya göre yanlış bir kuralın uygulanması neticesinde bu sonuca gelindiği , idarenin takdir yetkisini kullanırken kamu yararına uygun kullanmadığı, ölçülülük ve orantılık ilkesine göre verilen kararın ağır olduğu dolayısıyla hukuki güvenlik ve istikrar ilkesinin de ihlal edildiği açıkça meclis kararından anlaşılmaktadır.
3- Seydişehir Ziraat Odası Meclis kararı şahsıma 05.05.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Meclis kararının içeriğinden de şahsımın görevden alınmasına dair işleme Oda meclisinin de inanmadığı anlaşılmaktadır.
. MADDE 30. — 6964 sayılı Kanunun 33 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir………..Uzaklaştırma cezası, yönetim kurulunun teklifi üzerine meclis tarafından verilir. Denilmektedir. Bu hususta Yönetim Kurulunun bir teklifi bulunmadan uzaklaştırma cezası tayin edilmiştir.6964 sayılı yasanın 18/5 maddesi uyarınca : Oda yönetim kurullarının, çalışmalarını meslekî ahlâk ve ülkenin genel menfaatlerine uygun yürütmemesi, mevzuata uymaması, görevlerini kötüye kullanması hallerinde, oda meclisleri tarafından görevlerine son verilip yerlerine…….. denilerek yönetim kurulunun yerine sadeceşahsımın görevden alınması kanuna uygun olmamıştır.
Odanın zarara uğratılmasında görevi kötüye kullanma var ise bu sorumluluk yönetim kurulu veyahut Oda meclisinin olması gerekirken bireysel olarak şahsımın görevi kötüye kullandığı düşünülerek tek başıma görevden alınmam yasal dayanaktan yoksundur.
** Şahsımın sorumlu tutulduğu zehirli buğdayın miadının dolmasının sözkonusu olmadığı, bahsi geçen 500kg lık zehirli buğdayın 200 kg nın satışı yapıldığı ve bunun gelirinin kayda girdiği halde 350 Kg dan zarar uğradığı teftişe raporunda asılsız olarak belirlendiği,
** 28.03.2011 tarihli stok sayım tutanağının fiilen yapılan bir tesbitolmadığı,Seydişehir Ziraat Odasının deposunun kapasitesinin 300 çuval kükürt almaya yeterli olmadığı, 2.müfettiş raporunda stok sayım tutanağında görülenlerden fazla çıkış yapıldığı ( dolayısıyla ilk sayımın hatalı olduğunun kanıtıdır. )
**Şahsımın başkanlığı döneminde teslim alınan zirai emtialar ile 28.03.2011 tarihli stok kayıtlarının karşılaştırılması sonucu stok açığı ortaya çıkmayacağı,
**Eliza cihazının amortisman düşümlerinin şahsımın göreve gelmesinden evvel başlanıldığı ve meclis kararı ile laboratuvarın kapatılması neticesinde bu cihazın alınan firmaya olan borcuna takas yapıldığı ve ticari sürümü olmayan bir mal olması sebebiyle pazarlık usulü ile satıldığı ,
** 6111 sayılı yasa Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede mevcut olmayan (faturasız olarak satılan)ve de halen mevcut olan emtiaların fatura düzenlenmek suretiyle gider olarak gösterilmesi fiilinde şahsımın imzasının bile bulunmadığı , zaten olmayan bir malın satılması ile fiilen halen Odada bulunan emtialardan hareketle ele zimmeti oluşturacak nitelikte bir menfaat geçmesi mümkün olmadığı,
**Eski yönetimin emtiaların ederinin üzerinde bir fiyatla vadeli olarak alındığı ancak iktisadi işletmenin kapatılması sebebiyle mecburen bu çıkışların yapıldığı , 6111 sayılı yasaya göre yapılan işlemin yöntem olarak hatalı olması halinde bunu yapan kişinin de şahsım olmadığı ve de yapılan işlemlerde tek başına sorumluluğumu doğuran hiçbir bağımsız tasarrufum bulunmadığı, zararına satış ve iade işlemlerinin genel sekreter (ilgili emtialar genel sekretere zimmetli )ve serbest muhasebeci tarafından meclis kararına istinaden yapıldığıve şahsıma bu işlemi takip edenler ve imzası bulunanlardan daha fazla bir sorumluluk yüklenmesi hukuka aykırı olmuştur. Zira genel sekreterin sorumluluğu içerisinde yer alan bu emtialarla ilgili en ufak bir sorumluluk addedilmeyerek, yönetim kurulu başkanı sıfatıyla genel sekretere zimmetli bir malın meclis kararı ile satışının müsebbibi şahsım gösterilmiştir.
4-Türkiye Ziraat Odaları Birliği müfettişi tarafından 350 kg zehirli buğdayın miadı dolduğundan bahisle (Odanın ziraat mühendisi personelinin iş akdinin feshi meclis kararı ile alındığından, Oda bünyesinde çalışan ziraat mühendisi kalmadığından zehirli buğday satışı Bitki Koruma Ürünleri Toptan ve Perakende satılması ile depolanması hakkında yönetmeliğin (EK35 ) 5.ve 6. Gereğince yapamaması sebebine dayalıolduğu ,aksine satışın yapılmasının yasak olduğu için ) görevimi kötüye kullandığı belirtilerek ederi kadar şahsımın sorumluluğunun belirlendiği ve bunun ederi 700 TL’yi mal odada bulunmasına rağmen Oda zararı saydığı görülmektedir. Ancak şahsım 14.05.2014 tarihine kadar depoda 7 çuval(350 kg) değil 6 çuval yaklaşık 300 kg zehirli buğday olduğunu bilmemekteydim. Buna ilişkin araştırmam neticesinde 500 kg alımına ilişkin ne Oda meclisinin kararı ne de Yönetim Kurulunun ne de şahsımın tek başına aldığı bir karar bulunmadığı, Bu zirai emtia genel sekreterin harcama yetkisine dayanılarak eski çalışan Aynur Gözpınar Çelik döneminde sipariş edildiği anlaşılmıştır. ( Zehirli buğday hususunda göreve gelmeden evvel ve sonrasında geçen seneki fare patlaması sebebiyle çiftçilerden zehirli buğday talebi olduğu genel sekreter tarafından şahsımabildirilmiştir.Bu hususta ne yapabileceğimi sordum, genel sekreterde (iktisadi işletme açık iken) tedbir amaçlı olarak bir kısım zehirli buğday alınabileceğini söylemiştir.Fare patlaması sebebiyle 1 kg zehirli buğday 2 TL’ye alınabilecek iken 10-15TL arasına yükselmiş ve zehirli buğday yurt dışından ithal edilmişti. Bu sebeple de çiftçinin mağdur olmaması için önceye dayalı taleplerde dikkate alınarak tedbiren 500 kg zehirli buğday alımı genel sekreterin doğrudan harcama yetkisine dayanılarak yapılmıştır. Bunun çiftçiye veyahut başka bir firmaya satılmak üzere teslimi hususunda doğrudan şahsımın talimatı yoktur. Çünkü bu husus genel sekreterin görev alanına girmektedir. Malın yok olmasına sebebiyet verilmemiştir. Mal halen mevcuttur.
Kaldı ki eski yönetim zamanında alınmış ve son kullanma tarihleri geçmiş emtialar için eski yönetime atfen bir işlem yapılmaması ve bu miktarlar yönü ile eski yönetimin sorumluluğu belirlenmeyerek bu durumdan da tek başına şahsımın sorumlu tutulduğu anlaşılmaktadır.
Yine eski yönetim zamanında alınmış olan ve alındığı tarihten sonra hiç kullanılmayan(kullanılır halde olmadığı halde) emtianın (ELİZA) neden alındığı , kullanılmadığı halde amortisman düşümü neden yapıldığı sorgulanmamıştır. Öyle ki ELİZA(kan tahlil cihazı) cihazını çalıştıracak teknik eleman olmadığı ve de bu cihazın kullanılacağı klinik vb. bir teşkilatın Oda iktisadi işletmelerinin faaliyetinde olmadığı halde hangi gerekçe ile alındığı tarafımızca anlaşılamamıştır. Ancak böylesinelüzümsuz bir emtianın yüksek maliyetlealımının görevi kötüye kullanma görülmeyerek buna ilişkin borcu kapatmanın yanında işletmenin kapatılması esasına dayalı olarak pazarlık usulü ile yapılan işlemden dolayı tek başına şahsımın görevi kötüye kullanma suçunu işlediği düşünülmesi hukuka aykırıdır. Yine elektronik aletlerin yıllar içerisinde sürekli yenilerinin çıkması ve alındığı tarihten 5 yıl sonra alışına yakın bir bedele satılabilmesi hayatın olağan akışına terstir. Zira bu malın ticari sürümün fazla olmaması sebebiyle piyasadan daha ucuza 1.el alınabilirliği hepsi birlikte değerlendirilmiş ve pazarlık yapılarak ancak borca ve ferilerine (5 yıllık faizi)karşılık takas yapılmıştır. Hatta bedeli ödendiği ve stok kaydında olan ancak fiilen Odada bulunmayan Süt Analiz Cihazının(bunun da çalıştırılacağı , kullanılacağı yer mekan ve teknik personel olmamasına rağmen neden alındığı anlaşılamayan ) nerede olduğunun hesabı eski yönetime sorulmayıp,işletmenin meclis kararı ile kapatılması sebebi ile olmayan bir malı stok affına göre çıkışını yapmak amacında olan idarenin bu işlemini şahsımın şahsi kararı gibi değerlendirip o emtia bedeli kadar zimmet saymak yasal değildir. Yine Eliza cihazının alındığı firmaya (pazarlık yapılarak) borca karşılık verilmesi sebebiyle Odayı zarara sokulduğu ifade edilmiş ise de Eliza cihazının alımından kaynaklanan borcun 5 yıldır ödenmediği, İktisadi işletmenin kapatılması kararından sonra firma sahibi Odayı icraya vereceği 5 yıldır bakiye borcun ödenmediği bu durumun faizi ve ferileri ile birlikte o dönemde ödeme güçlüğü içerisinde olan Odayı madden ve manen zarara uğraması ihtimali ortaya çıkmıştır. Meclis kararı ile pazarlık usulü ile satış yetkisi verilen iş bu emtia için Konya civarında araştırma yapılmış olup bir tek Selçuklu Tıp Fakültesinde bulunduğu ve de ticari sürümü olmayan bir emtia olduğu, teknolojik bir alet olduğu için sürekli değişim gösterdiği ve bu sebeple de rağbet gören bir emtia olmadığı anlaşılmıştır. Bu firmanın da sıkıştırması ve iktisadi işletmenin kapatılması etkeniyle firmayla pazarlık yapılarak borca takas yapılmıştır. Kimyacılar Medikalin ilgili alacağını icra yolu ile tahsile kalkışması neticesinde hem Seydişehir Ziraat Odasının o günkü şartlar dahilinde itibarı zedelenecek hem de ödeme güçlüğü içerisinde bulunan kurum faizi ve ferileri ile birlikte daha fazla para ödemek durumunda kalacağı düşünülmeksizin 3.265.65TL zarara uğrama iddiası soyut ve mesnetsiz kalmaktadır. Üstelik bu malın ODA MECLİSİ kararı ile pazarlıkla satışı yönünde karar alınmış iken bu işlemi gerçekleştiren şahsım olmamasına karşın muhatabın tek şahsım olarak belirlenmesi hukuka uygun değildir.
Ahmet Kaplan isimli şahsa satışı pazarlık usulü ile yapılmış laboratuvar satışından sonra senetlerde kısmi olarak tahsil edilmiş ,senet borçlusuna müracaat hakkı kaybedilmediği, senetlerin zamanaşımı sürelerinin dolmadığı halde bu bedeli tahsil ciheti kalmamış gibi tamamının şahsımdan tahsiline(bu hususta Oda meclisinin kararını uygulayan yönetim kurulu olmasına karşılık) yönelik işlemin hatalı hukuki dayanaktan yoksun olduğu , (Oda meclisinde şahsım olarak senetlerin takibi ve haciz işlemi gündeme getirilmiş ve Oda meclisi borçlunun borcunu ödemesi için malların haczedilmemesini, senetlerin takibini istememiştir.)Bu satılan laboratuvar emtialarının Odaya maliyeti 77.836TL olduğu ve 43.346TL amortismanı bulunduğu bunun düşülmesi ile 34.490TL + KDV ile birlikte 41.781.19TL olduğu , Ahmet Kaplan’a ise pazarlıkla maliyetinden de fazlasına satıldığı ve şu aşamaya kadar 39.100’ye tekabül eden tahsilatın bulunduğu (Ziraat Odasına ait laboratuvarın Ahmet Kaplan’a satılan demirbaş maliyeti ve amortismanlarının hesaplanması , Ziraat Odası defter ve muhasebe kayıtlarının ibrazının istenmesi ile hesaplama yapılması )ve müfettişin hesapladığı oranda bir zararda bulunmadığı.( Laboratuvarın satışı için meclis karar vermiş ve bu satış için yönetimden oluşan komisyona yetki verilmiştir. Bu komisyonda şahsım ile birlikte , Zühtü Bilgin ile Hakkı Akpınar yer almıştır. Bu komisyondan şahsımın tek başına sorumluluğu söz konusu olamaz. Zira Zühtü Bilgin de bu komisyonda yer almaktadır. Hakkı ile şahsımın sorumluluğu düşünülerek Zühtü Bilgin’in sorumluluk potasından çıkarılmasının mantığı anlaşılır değildir. Ahmet Kaplan isimli şahsın ödeme güçlüğü içerisinde yer almasına sebep işçisinin onu şikayet etmesi ve İl Tarım tarafından kapatılmasına dair verilen karardır. Bu şahıs aslında borcunu ödeyebilecek kapasitede bir şahıs idi ve de ödeme yapıyordu. Taki kapatma kararına kadar. Bu süreçte senetler meselesini Oda meclisine bizzat şahsım götürmüştür. Oda meclisi ise yukarı yani Birlik ile görüşmemi istemiş ve de Birlik Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Hepokur bey ile toplantı esnasında telefonla görüşülmüştür. Kendisine durumu izah ettikten sonra ‘’ adamdan yeni senet alın salıverin gitsin ‘’demiştir. Mecliste kararı bu şekilde almıştır. Şahıs Odaya hemen çağrılmış ve YENİ SENET ALINMIŞTIR . Sonrasında ikinci müfettiş gelince şahsım talimatımla senetler müfettişin önüne koydurttum.Kendisine durumu aktardım. Bu şahıs yetkisi dahilinde olmasına karşın senetleri icraya koyun dememiştir. Çünkü laboratuvar malzemelerinin giriş fiyatlarının oldukça üstünde bir değer ile satışı yapıldığını, amortisman değerlerinin düşüldüğünde yapılan tahsilatların buna yakın bir değerde olduğu ve bu malların icra yolu ile teslim alınması halinde yeni bir yük geleceği ve bu adamın böylelikle hiç ödeme imkanı kalmayacağını gittiği yerde kurduğu düzen ile ödemeye tekrar başladığı anlaşılmakla haricen çözmeye çalışılması söylenmiştir. Ve halen de bu senetler icraya verilmemiştir.
Yıllık aidatları tek başına belirlemediğim ve Oda meclisi kararına istinaden tahsilatların yapıldığı varsa bir sorumlu onunda Oda meclisi olduğu ancak yer alan Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin Ziraat Odası Başkanlığına bildirdiği 31.12.2010 tarihli yazısı gereği yıllık aidatın asgari ücretin %2’sinden az 5 katından fazla olmayacak şekilde ……. Bir açıklama olduğu ve meclisinde bu orana göre aidatı belirlenmiştir. Bu işlemin yapıldığı dönemde Odanın Okay Gülerce isimli bir müfettiş tarafından denetimi yapılmış ve aidatlar irdelenmiştir. Ancak bu hususta bir sorun görülmediği (EK 4 20.04.2011 tarihli cevaplı teftiş raporu)idari işlemin muhatabı başkaları olması gerekirken tek başına belirtilen yönlerden sebep gösterilerek şahsımın görevden alınması sağlanmıştır. Ancak gösterilen iş bu sebepler yukarıda açıklandığı üzere gerçek ve hukuki değildir. ; yıllık aidat alımı hususunda tamamen Oda meclisinin kararına istinaden işlem yapılmıştır. Aidat toplama işlemini oda personeli yapmaktadır. Oda personelinden hiç bir kimse şahsımı veyahut Oda meclisini uyarmamıştır. Bu karar da önceki müfettiş tarafından da inceleme konusu yapılmış fakat tarafımıza yanlış yapıyorsunuz düzeltin gibi bir talimat verilmemiş herhangi bir soruşturma başlatılmamıştır. Eğer ki bu aidatlar konusunda fazla tahsilat yapılması ilk girişlerde ve de Bağkurlulardansözkonusu olup eksik tahsilatlar ise Birlik tarafından gönderilen genelgelere göre mümkün göründüğü için bu şekilde meclis karar almıştır. (Asgari brüt ücretin %2’sinden az %5’inden fazla olamaz hükmüne göre belirleme yapılmıştır)BU uygulama eksik veyahut fazla ise ve de hatalı ise halen bu uygulamaya devam edilmekte ancak Birlik müfettişlerince bu uygulamaya son verin şeklinde bir talimat bulunmamaktadır. Bu hali ile halen bazı üyelerden fazla aidat bazı üyelerden de eksik aidat alımı devam etmektedir.
5-Şahsımın göreve başladığı dönem itibariyle ticari mallar olarak 40.494.75TL’lik emtia bulunduğu, bunun 12.302.82TL’sinin eski sorumlu Aynur Gözpınar Çelik’ten zimmet nedeniyle sorumluluğu bulunduğu, 2.059.56TL’nin çatıda bulunan malzemeler olduğuve bunun tutanakla teslim alınmadığı, 3.610.00TL 30.03.2011 tarihli tutanakile ilk müfettiş tarafından hatalı sayımdan kaynaklandığı,891.88TL olarak değeri olan Çiçek toprağı olarak 88 .sırada yer alan emtianın aslında Alsil çuval olarak kayda alındığı ve bunun da stoktan mahsup edilmesi gerektiği, 1.420.27TL’lik zararına satışile 2.967.44TL’lik Belediyeye hibe edilen malzemeler, 16.513.95TL’lik iade ve satıştan kaynaklanan mahsuplarile birlikte Özkan Taşpınar firmasından tahsilatı yapılan 71.00TL, 40 kg. korunganın miadı dolduğundan çimlenmediği için değeri olan 236.16TL’nin giderleştirilemediğihepsi birlikte değerlendirildiğinde 9 TL gibi oldukça cüzi bir rakam ortaya çıkmaktadır
Göreve başlamasının hemen ardından Odaya ait demirbaşları teslim alması için M. Sıtkı Hözmen görevlendirilmiştir. O dönem ki mesul müdürden İlaç bayii Demirbaş mevcuduile İlaç Bayii Stokları, Laboratuvar demirbaş mevcudunu genel sekreter teslim almış ve görevi gereği bu mallar genel sekretere zimmetlenmiştir.
Olağan Genel Kurul da 2007-2008-2009-2010 yıllarına ait gelir ve gider ibra edilemediğinden yeni teşekkül eden Oda Meclisi bir komisyon kurarak 21.02.2011 tarihinde toplanmışlardır. Bu komisyonda12580 sayı 22.02.2011 tarihli de yer alan kararı almışlardır. Bu karar ile ;
· Yönetim Kurulu ve Oda Meclisi tutanaklarında yeterli imza olmadığı ve kararların usulüne uygun alınmadığı, yapılan harcamaların karar altına alınmadan faturalandırılarak gider gösterildiği , giderler arasında afaki fark bulunduğu , Odanın iktisadi teşekkülü olan ilaç bayiinden eski yönetim kurulu başkanının şahsi borçlarına mukabil ilaç verilerek ödeme yapıldığı ve fatura kesilmediği ayrıca ilaç satışında bir standart fiyat olmayıp farklı müşterilere aynı mal farklı fiyatlara satılarak keyfi fiyat uygulandığı ve faturasız mal satıldığı,Odanın hizmet aracı olmadığı halde tamir bakım onarım ve yedek parça faturası alınarak ödeme yapıldığı, demirbaş envanterinde eksiklikler olduğu bu demirbaşların nerede olduğunun bilinmediği anlaşılmıştır. Odamız hükmi şahsiyetlere olan maddi yükümlülüklerini yerine getirmediğinden faizi gibi zararlara muhatap olduğu ……. Müfettiş talep edilerek odamızın teftişe tabi tutulması şeklindedir.
· Son 10 yılda Birlik Payını ödemeyen ve diğer kamu kurum borçlarını ödemeyen Seydişehir Ziraat Odası kurulduğu günden bugüne hiç teftiş edilmemiştir. Birliğe karşı yükümlülerini yerine getirmeyen bu Odaya karşı denetim görevini gereği gibi üstlenmeyen Birlik , yönetime yeni gelen şahsımın bulunduğu dönem için Birlik payını ödeyen ve de devlete olan yükümlülüklerini yerine getirmiştir. Üstelik eski yönetimin Birliğe olan birlik payından kaynaklı alacağı için şahsım Oda adına 160.000TL’lik bonoyu Birliğe teslim ettim.
Tüm suçlamaların kabul edilebilirliği yoktur. Görevimi layıkıyla yerine getirmeye çalıştım ve de zimmet veyahut görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacak hiçbir eylemde bulunmadım menfaat temin etmedim. Öyle bir zihniyette bulunmuş olsaydım Odaya 2 defa müfettiş incelemesi talep etmez şu anda Ziraat Odası Başkanı olarak görevimin başında olurdum. Bu açıklanan hususların hepsi müfettişlere şahsım tarafından aktarılan hususlardır .Teftiş amacı görevin gereklerini yerine getirmekte yol gösterici, bilgilendirici ve de eğitici olmalarıdır. Oysa 3.5 yıl boyunca Oda da bulunan bir müfettişin yanlış bir uygulama sebebi ile şahsımızı yönlendirmemesi dahi (meğer ki Odaya karşı tarafımızdan yapılanlar suç ) suça iştirak etmek ve zararın artmasına sebep olmaktır. Meğer ki Odanın zarara uğraması sözkonusu o dönem için bu husus amir konumunda olan müfettişin de görevini gereği gibi yerine getirmediği sonucu çıkmaktadır. Kaldı ki meclis olarak alınan kararın tek başıma talimatla yeniden karar aldırılması gerekliliği yok iken sorumluluğun tek başıma üstüme yıkıldığı teftiş raporları ile anlaşılmaktadır.Odanın 480 .000TL borcunu borçlarını sıfırladık.Fazla toplanan bir para var ise bunu cebime indirmedim devlete ve 3.şahıslara olan Oda borçlarını ödedik. Ben hukuka adalete ve TC Devletine sonuna kadar güvenmekteyim. Ve adaletin er ya da geç yerini bulacağına inancım sonsuzdur. Bu suçlamalara karşı önümüzdeki sene Şubat ayında yapılacak seçimlere yeniden aday olacağım. Adaylığım sürecinde canla başla çalışmama devam edip ve bu haksızlıkları her delegeye ,ulaşabildiğim her çiftçiye anlatacağım. Seçilmem halinde de bu haksızlıkların hesabını kumpasçılardan tek tek soracağım.
Saygılarımla Ramazan Çınar “
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.