ERTUĞRUL FIRKATEYNİNDE İKİNCİ SEYDİŞEHİRLİ ÇALMANDALI

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 15.09.2018 - 01:29, Güncelleme: 15.09.2018 - 01:29
 

ERTUĞRUL FIRKATEYNİNDE İKİNCİ SEYDİŞEHİRLİ ÇALMANDALI

Araştırmacı yazar Ercan Arslan Ertuğrul Firkateyni şehitlerinden Akçalarlı Necip ile ilgili Milli Savunma Bakanlığı nezdindeki temaslarıyla 2. Seydişehirli şehidin Çalmandalı olduğu bilgisine ulaştı.

Seydişehir’le ilgili yerel tarih çalışmalarıyla bilinen Araştırmacı Tarihçi Ercan Arslan 20 Temmuz 2018 tarihli gazetemizde çıkan haberde Ertuğrul Firkateyninde iki Seydişehirli şehitten Süleyman oğlu Necip’in Akçalar köyünden olduğunu mahkeme kayıtlarına göre ortaya çıkarmıştı. Ertuğrul Firkateyni şehitlerinden ikinci Seydişehirli asker onbaşı Hasan oğlu Hüseyin’in ise Seydişehir’in Çalmanda (Ketenli) köyünden olduğunu belirtti. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Arslan şunları aktardı: “Osmanlı Devleti’nin 19.yüzyılın son çeyreğindeki diplomatik manevralarından olan Ertuğrul Firkateyni’ nin Japonya’ya seyahati, padişah II. Abdülhamid’in irade-i seniyyesiyle 14 Temmuz 1889 yılında İstanbul’dan başladı. Geçtiği limanlarda taşıdığı Halife-Sultan’ın sancağını dalgalandıran Ertuğrul, müslümanların yoğun ilgilerine muhatab olarak, yaşanan bir dizi talihsiz kazanın ardından çok zorda olsa bu uzun yolculuğu 7 Haziran 1890 yılında Yokohama limanına vararak tamamladı. Ertuğrul Fırkateyni diplomatik temasların ardından  16 Eylül 1890 yılında, dönüş yolculuğuna çıkmasından çok kısa süre sonra Oşima kayalıkları yakınlarında tayfuna yakalanarak batmıştır. Ertuğrul Fırkateyni’nin batması ile 527 denizcimiz şehid olmuş, 69 denizcimiz de yaralı olarak kurtulmuştur. Kurtulanlar Japonya’da tedavi edilip 3 ay sonra iki Japon harp gemisiyle İstanbul’a getirilmişlerdir. 128 yıl önce Türk Denizcilik Tarihinin önemli hadiselerinden biri olarak tarihe geçen Ertuğrul Fırkateyni Olayı’nda şehit olan askerlerden  iki tanesi Seydişehirli idi. Seydişehir’in Osmanlı devri mahkeme kayıtlarına göre bunlardan  Süleyman oğlu Necip onbaşının Akçalar köyünden olduğunu tespit etmiştik. Konuyu altı sayfalık bir dilekçe ile Milli Savunma Bakanlığına bildirip bu ismin bakanlığın         web sayfasında yer alması gerektiği hususuna dikkat çekmiştik. Bakanlık ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı nezdinde süren çalışmaların devam ettiği bir süreçte İstanbul Deniz Müzesi Komutanlığı Arşivinde, Bahriye Nezareti “ Ertuğrul Fırkateyni ve Peyki Meserret Gemilerinde Makrufen ölenlerin Eytamına Maaş Tahsisi Defteri” YKL.d-1563/16 nolu belgeye göre  Seydişehirli diğer şehidin ise Çalmanda Köyünden Kaçar Ahmet oğlu Hasan oğlu Hüseyin onbaşı olduğu anlaşılmıştır. İlgili Belgeye göre Akçalarlı Süleyman oğlu Necip bekar olduğu için annesi Fatma Hanım’a 16 Kuruş, Çalmandalı Hasan oğlu Hüseyin ise evli olduğu için annesi Fatma Hanım’a 16 kuruş, eşi Şerife Hanım’a 33 Kuruş maaş bağlanmasına ve durumun Şurayı Bahriye’ye  bildirilmesine 7 Aralık 1891(25 Teşrini Sani 1307) tarihli  yazıyla karar verildiği anlaşılmaktadır.  Bu durum yerelde Seydişehir’imiz , özelde ise Akçalar ve Çalmanda Mahallelerimiz için son derece gurur vericidir. Genç nesilleri geçmişimizin şeref abideleriyle buluşturmak milli bir sorumluluktur. Bu bilinçle çalışmalarımıza devam etmekteyiz” dedi.    
Araştırmacı yazar Ercan Arslan Ertuğrul Firkateyni şehitlerinden Akçalarlı Necip ile ilgili Milli Savunma Bakanlığı nezdindeki temaslarıyla 2. Seydişehirli şehidin Çalmandalı olduğu bilgisine ulaştı.

Seydişehir’le ilgili yerel tarih çalışmalarıyla bilinen Araştırmacı Tarihçi Ercan Arslan 20 Temmuz 2018 tarihli gazetemizde çıkan haberde Ertuğrul Firkateyninde iki Seydişehirli şehitten Süleyman oğlu Necip’in Akçalar köyünden olduğunu mahkeme kayıtlarına göre ortaya çıkarmıştı. Ertuğrul Firkateyni şehitlerinden ikinci Seydişehirli asker onbaşı Hasan oğlu Hüseyin’in ise Seydişehir’in Çalmanda (Ketenli) köyünden olduğunu belirtti. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Arslan şunları aktardı:

“Osmanlı Devleti’nin 19.yüzyılın son çeyreğindeki diplomatik manevralarından olan Ertuğrul Firkateyni’ nin Japonya’ya seyahati, padişah II. Abdülhamid’in irade-i seniyyesiyle 14 Temmuz 1889 yılında İstanbul’dan başladı. Geçtiği limanlarda taşıdığı Halife-Sultan’ın sancağını dalgalandıran Ertuğrul, müslümanların yoğun ilgilerine muhatab olarak, yaşanan bir dizi talihsiz kazanın ardından çok zorda olsa bu uzun yolculuğu 7 Haziran 1890 yılında Yokohama limanına vararak tamamladı. Ertuğrul Fırkateyni diplomatik temasların ardından  16 Eylül 1890 yılında, dönüş yolculuğuna çıkmasından çok kısa süre sonra Oşima kayalıkları yakınlarında tayfuna yakalanarak batmıştır. Ertuğrul Fırkateyni’nin batması ile 527 denizcimiz şehid olmuş, 69 denizcimiz de yaralı olarak kurtulmuştur. Kurtulanlar Japonya’da tedavi edilip 3 ay sonra iki Japon harp gemisiyle İstanbul’a getirilmişlerdir.

128 yıl önce Türk Denizcilik Tarihinin önemli hadiselerinden biri olarak tarihe geçen Ertuğrul Fırkateyni Olayı’nda şehit olan askerlerden  iki tanesi Seydişehirli idi. Seydişehir’in Osmanlı devri mahkeme kayıtlarına göre bunlardan  Süleyman oğlu Necip onbaşının Akçalar köyünden olduğunu tespit etmiştik. Konuyu altı sayfalık bir dilekçe ile Milli Savunma Bakanlığına bildirip bu ismin bakanlığın         web sayfasında yer alması gerektiği hususuna dikkat çekmiştik. Bakanlık ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı nezdinde süren çalışmaların devam ettiği bir süreçte İstanbul Deniz Müzesi Komutanlığı Arşivinde, Bahriye Nezareti “ Ertuğrul Fırkateyni ve Peyki Meserret Gemilerinde Makrufen ölenlerin Eytamına Maaş Tahsisi Defteri” YKL.d-1563/16 nolu belgeye göre  Seydişehirli diğer şehidin ise Çalmanda Köyünden Kaçar Ahmet oğlu Hasan oğlu Hüseyin onbaşı olduğu anlaşılmıştır. İlgili Belgeye göre Akçalarlı Süleyman oğlu Necip bekar olduğu için annesi Fatma Hanım’a 16 Kuruş, Çalmandalı Hasan oğlu Hüseyin ise evli olduğu için annesi Fatma Hanım’a 16 kuruş, eşi Şerife Hanım’a 33 Kuruş maaş bağlanmasına ve durumun Şurayı Bahriye’ye  bildirilmesine 7 Aralık 1891(25 Teşrini Sani 1307) tarihli  yazıyla karar verildiği anlaşılmaktadır.  Bu durum yerelde Seydişehir’imiz , özelde ise Akçalar ve Çalmanda Mahallelerimiz için son derece gurur vericidir. Genç nesilleri geçmişimizin şeref abideleriyle buluşturmak milli bir sorumluluktur. Bu bilinçle çalışmalarımıza devam etmekteyiz” dedi.

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.