Bu Taahhütname Nereden Çıktı?..

Türkiye (STG) - SEYDİŞEHİR TOROSLAR GAZETESİ | 30.06.2025 - 11:21, Güncelleme: 30.06.2025 - 11:21
 

Bu Taahhütname Nereden Çıktı?..

ALİ SAYLAM KÖŞE YAZISI

  Geçtiğimiz günlerde Bakanlık oluruyla Suğla Su Depolama Barajı’ndan 50 bin dekarlık tarım arazisinin sulanmasına izin verilmesi, bölgedeki çiftçilerimiz için bir nebze umut olmuştu. Evet, bu kararın geçici olduğunu çiftçiler de biliyordu. Ama hiç değilse toprağını kuraklıktan kurtarmak isteyen üretici için can suyu anlamına geliyordu bu karar. Tam umutlanmışken şimdi de ortaya bir taahhütname çıktı! Ne var bu taahhütnamede derseniz, kelimenin tam anlamıyla çiftçiye yük üstüne yük… Metne göre çiftçi bir daha barajdan su talep etmeyecek, pompaların tükettiği enerji bedelini ödeyecek, suyun ulaşıp ulaşmamasından Sulama Birliği sorumlu olmayacak, suyun verilme şekline de itiraz edilmeyecek. Yani kısacası, “suyu verdik ama sonra siz ne yaparsanız yapın” deniliyor. Bana sorarsanız bu taahhütnamenin kabul edilebilir hiçbir yanı yok. Ancak asıl altını çizmek istediğim başka bir konu var: Bu metinde Suğla Barajı’nın Seydişehir’le doğrudan bir ilgisi olmadığı, bölgenin esas olarak Beyşehir Gölü’nden beslenen kaynaklarla sulanacağı açıkça belirtilmiş. Bir kez daha görüyoruz ki Suğla Barajı, Seydişehir’e fayda sağlamadığı gibi, tarihi bir projeye de ket vurmuş durumda. Ne projesi mi? Ta Abdülhamit döneminde planlanan, Seydişehir-Çumra-Konya Ovası’nı sulu tarıma açacak olan o meşhur Çarşamba Kanalı’nın güzergâhı… Suğla Barajı’nın bugünkü konumuyla bu tarihi plan da sekteye uğramış durumda. Şimdi soruyorum: Devlet yıllar önce Seydişehir’in sulu tarıma elverişli bölgeleri için trilyonluk yatırımlar yaptı. Sulama kanalları döşendi, altyapılar hazırlandı. Peki tüm bunlar kaderine mi terk edilecek? Çiftçinin emeği, umudu, toprağı göz göre göre kuraklığa mı bırakılacak? Hayır! Buna razı olmamalıyız. Artık günü kurtaran, geçici çözümler yerine kalıcı adımlar atılmalı. Ve bir kez daha vurguluyorum: Seydişehir’in tarımsal geleceği, kendi su kaynaklarının Suğla Barajı’na kazandırılmasıyla mümkün olabilir. Geç kalmadan bu konuda adım atılmalı, çiftçinin sesi duyulmalı. Çünkü mesele sadece bir sezonluk su değil; mesele toprağın geleceği, üretimin devamı, çiftçinin ayakta kalma mücadelesidir.
ALİ SAYLAM KÖŞE YAZISI

 

Geçtiğimiz günlerde Bakanlık oluruyla Suğla Su Depolama Barajı’ndan 50 bin dekarlık tarım arazisinin sulanmasına izin verilmesi, bölgedeki çiftçilerimiz için bir nebze umut olmuştu. Evet, bu kararın geçici olduğunu çiftçiler de biliyordu. Ama hiç değilse toprağını kuraklıktan kurtarmak isteyen üretici için can suyu anlamına geliyordu bu karar.

Tam umutlanmışken şimdi de ortaya bir taahhütname çıktı! Ne var bu taahhütnamede derseniz, kelimenin tam anlamıyla çiftçiye yük üstüne yük… Metne göre çiftçi bir daha barajdan su talep etmeyecek, pompaların tükettiği enerji bedelini ödeyecek, suyun ulaşıp ulaşmamasından Sulama Birliği sorumlu olmayacak, suyun verilme şekline de itiraz edilmeyecek. Yani kısacası, “suyu verdik ama sonra siz ne yaparsanız yapın” deniliyor.

Bana sorarsanız bu taahhütnamenin kabul edilebilir hiçbir yanı yok. Ancak asıl altını çizmek istediğim başka bir konu var: Bu metinde Suğla Barajı’nın Seydişehir’le doğrudan bir ilgisi olmadığı, bölgenin esas olarak Beyşehir Gölü’nden beslenen kaynaklarla sulanacağı açıkça belirtilmiş.

Bir kez daha görüyoruz ki Suğla Barajı, Seydişehir’e fayda sağlamadığı gibi, tarihi bir projeye de ket vurmuş durumda. Ne projesi mi? Ta Abdülhamit döneminde planlanan, Seydişehir-Çumra-Konya Ovası’nı sulu tarıma açacak olan o meşhur Çarşamba Kanalı’nın güzergâhı… Suğla Barajı’nın bugünkü konumuyla bu tarihi plan da sekteye uğramış durumda.

Şimdi soruyorum: Devlet yıllar önce Seydişehir’in sulu tarıma elverişli bölgeleri için trilyonluk yatırımlar yaptı. Sulama kanalları döşendi, altyapılar hazırlandı. Peki tüm bunlar kaderine mi terk edilecek? Çiftçinin emeği, umudu, toprağı göz göre göre kuraklığa mı bırakılacak?

Hayır! Buna razı olmamalıyız. Artık günü kurtaran, geçici çözümler yerine kalıcı adımlar atılmalı. Ve bir kez daha vurguluyorum: Seydişehir’in tarımsal geleceği, kendi su kaynaklarının Suğla Barajı’na kazandırılmasıyla mümkün olabilir. Geç kalmadan bu konuda adım atılmalı, çiftçinin sesi duyulmalı.

Çünkü mesele sadece bir sezonluk su değil; mesele toprağın geleceği, üretimin devamı, çiftçinin ayakta kalma mücadelesidir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.