Sokak Köpekleri…

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 23.08.2019 - 02:18, Güncelleme: 23.08.2019 - 02:18
 

Sokak Köpekleri…

Büşra Aksakbağı Ay'ın Yazısı..

Seydişehir’in en büyük sorunlarından birisi sokak köpekleri.. Bir gazeteci olarak halkın tepkilerini daha iyi gözlemlediğimizi düşünüyorum ve bu gözlemden şunu çıkardım halkın büyük bir çoğunluğu sokak köpeklerinin toplatılmasından yana. Hatta nefretle bunu talep edenler bile var. Bu yüzden büyük tepkiler alacağımı bildiğim halde bu konuyu yazmaya karar verdim. * Ben hayvanların barınaklara tıkılıp vakti gelince de uyutulmasına karşı olanlardanım. Barınak denilen şey zaten Türkiye’nin hemen her yerinde ölüm kampından farkı olmayan bir yer. Uyutulma denilen şey de bildiğin katletmek. Süslü sözler ile olayın vahametinin kapatılma çabası.. Benim vicdanım bunu kabul etmiyor. * Genelde benim gibi düşünen hayvan severlerin duyduğu klişe sözler şunlar; “insanlara saldırıyorlar, hayvanlara insanlardan daha çok değer veriyorsunuz.” Bir canlının yaşam hakkını savunmak diğerine daha az değer vermek demek değildir. Sapla samanı karıştırmayalım. Sokakta gördüğü her hayvana koşup oynayan, seven birisi olarak bugüne kadar hiçbir hayvandan saldırı görmedim. Tek gördüğüm sevecen gözler ve minnet dolu bakışlardı. Bu demek değil ki hiçbir köpek saldırmıyor. Tabi ki saldıran sokak köpekleri ve bundan zarar görmüş insanlar da mevcut.  Fakat bir köpek şiddet görerek vahşileştirilmediği veya aç kalmadığı sürece saldırıya geçmez. Yani yine insan faktörü var. Bu noktada kapatalım, öldürelim demek ne vicdana sığar ne adalete. Empati yapacak olursak; insanlar arasında tecavüzcüsü, hırsızı, katili var diye tüm insanların uyutulması(!) gibi düşünebiliriz. * Doğru çözüm; barınak ve uzun süren etkili kısırlaştırma süreci ile popülasyonun azaltılması olabilir. Barınaktan kastım ölüm kampları değil. Fiziki anlamda yeterliliğe ulaşmış alanlardan bahsediyorum. Bunları yetkililer yaparken vatandaşlara çağrıda bulunup gönüllü olanlardan destek isterse çok güzel görüntüler oluşabilir. Hem hayvanlara fayda sağlanır hem birliktelik pekişir. İlk gönüllü de benim! Kısırlaştırılmış köpek demek zaten zararsız köpek demektir. Bunun yanında hem ilçe yöneticileri hem biz vatandaşlar hayvanların beslenmesine yönelik sosyal sorumluluk projeleri geliştirirsek inanın aç kalıp saldırgan olmazlar. Kendimizi doyurduk köpek mi kaldı demeyin. Koyacağınız bir kap su, evinizde artan bir kap yemek büyük bir farkındalık oluşturacaktır. * Hayvanlara işkenceye yönelik talep ettiğimiz ve beklediğimiz yasal güncellemelere hayvan ruhsatlandırılması da eklense ne iyi olur. Zira bir hevesle hayvan sahiplenip sokağa bırakanlar yüzünden hem hayvanlar acı çekiyor hem de sokakta ki köpek popülasyonu artıyor.   * Yazacak çok şey var fakat kısaca özetleyelim. Onlarla yaşamayı öğrenmek ve oluşabilecek sorunlara çözüm aramak yerine hemen yok etmeyi düşünmek kısır bir zihnin ürünüdür. Vatandaşından yetkililerine herkes taşın altına elini koyarsa ne hayvanlar ne de insanlar zarar görmeden bu sorunu çözebiliriz. Yeter ki niyetler halis olsun.
Büşra Aksakbağı Ay'ın Yazısı..

Seydişehir’in en büyük sorunlarından birisi sokak köpekleri..

Bir gazeteci olarak halkın tepkilerini daha iyi gözlemlediğimizi düşünüyorum ve bu gözlemden şunu çıkardım halkın büyük bir çoğunluğu sokak köpeklerinin toplatılmasından yana.

Hatta nefretle bunu talep edenler bile var.

Bu yüzden büyük tepkiler alacağımı bildiğim halde bu konuyu yazmaya karar verdim.

*

Ben hayvanların barınaklara tıkılıp vakti gelince de uyutulmasına karşı olanlardanım.

Barınak denilen şey zaten Türkiye’nin hemen her yerinde ölüm kampından farkı olmayan bir yer. Uyutulma denilen şey de bildiğin katletmek. Süslü sözler ile olayın vahametinin kapatılma çabası..

Benim vicdanım bunu kabul etmiyor.

*

Genelde benim gibi düşünen hayvan severlerin duyduğu klişe sözler şunlar; “insanlara saldırıyorlar, hayvanlara insanlardan daha çok değer veriyorsunuz.”

Bir canlının yaşam hakkını savunmak diğerine daha az değer vermek demek değildir. Sapla samanı karıştırmayalım.

Sokakta gördüğü her hayvana koşup oynayan, seven birisi olarak bugüne kadar hiçbir hayvandan saldırı görmedim. Tek gördüğüm sevecen gözler ve minnet dolu bakışlardı.

Bu demek değil ki hiçbir köpek saldırmıyor.

Tabi ki saldıran sokak köpekleri ve bundan zarar görmüş insanlar da mevcut. 

Fakat bir köpek şiddet görerek vahşileştirilmediği veya aç kalmadığı sürece saldırıya geçmez.

Yani yine insan faktörü var.

Bu noktada kapatalım, öldürelim demek ne vicdana sığar ne adalete.

Empati yapacak olursak; insanlar arasında tecavüzcüsü, hırsızı, katili var diye tüm insanların uyutulması(!) gibi düşünebiliriz.

*

Doğru çözüm; barınak ve uzun süren etkili kısırlaştırma süreci ile popülasyonun azaltılması olabilir.

Barınaktan kastım ölüm kampları değil. Fiziki anlamda yeterliliğe ulaşmış alanlardan bahsediyorum.

Bunları yetkililer yaparken vatandaşlara çağrıda bulunup gönüllü olanlardan destek isterse çok güzel görüntüler oluşabilir. Hem hayvanlara fayda sağlanır hem birliktelik pekişir. İlk gönüllü de benim!

Kısırlaştırılmış köpek demek zaten zararsız köpek demektir. Bunun yanında hem ilçe yöneticileri hem biz vatandaşlar hayvanların beslenmesine yönelik sosyal sorumluluk projeleri geliştirirsek inanın aç kalıp saldırgan olmazlar.

Kendimizi doyurduk köpek mi kaldı demeyin. Koyacağınız bir kap su, evinizde artan bir kap yemek büyük bir farkındalık oluşturacaktır.

*

Hayvanlara işkenceye yönelik talep ettiğimiz ve beklediğimiz yasal güncellemelere hayvan ruhsatlandırılması da eklense ne iyi olur. Zira bir hevesle hayvan sahiplenip sokağa bırakanlar yüzünden hem hayvanlar acı çekiyor hem de sokakta ki köpek popülasyonu artıyor.  

*

Yazacak çok şey var fakat kısaca özetleyelim.

Onlarla yaşamayı öğrenmek ve oluşabilecek sorunlara çözüm aramak yerine hemen yok etmeyi düşünmek kısır bir zihnin ürünüdür.

Vatandaşından yetkililerine herkes taşın altına elini koyarsa ne hayvanlar ne de insanlar zarar görmeden bu sorunu çözebiliriz.

Yeter ki niyetler halis olsun.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.