LEBLEBİ, ALÜMİNYUM VE TERMAL…

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 18.05.2017 - 11:38, Güncelleme: 18.05.2017 - 11:38
 

LEBLEBİ, ALÜMİNYUM VE TERMAL…

Efendim, gerek katkı malzemeleri gerek pişirme usulü açısından normal pilavdan hiçbir farkı olmayan temcit pilavını yeniden ısıtıp sunacağım izninizle…

Temcit pilavı;Ramazan ayında sahurda pilav yapmak zaman aldığı ve uykuyu fazlasıyla böldüğü için akşamdan yapılıp sahur vakti ısıtılarak yenen pilava verilen bir isim… Benimse böyle bir derdim yok… Ne uykum bölünür, ne üşenir, nede bıkarım… Yazarım... BiR daha yazarım… 17 yıl öncesi, Kavak köyünde usulüne uydurulup tevdi edilen kuyularla birlikte yazmaya başladım, 2008 yılında Ketirağılları bölgesinde termal su arama ruhsatının alınması 2013 yılında işletme ruhsatının alınmasıyla devam ettim… Durmadım… Hani şu peygamber gibi uğurladığımız Robin hood lakaplı Kaymakam Tuncay Sonel’in milletin gözünü boyayıp sunduğu bir sürü araziye sahip olacak olan iş adamı Osman Nuri Bakırcı vardı ya… Hani şu namı değer Robin Hood Kaymakam Tuncay Sonel, iş Adamı ve arkadaşı Osman Nuri Bakırcı’yı kastederek termal su için 100 trilyon liraya kadar yatırım yapacak bir iş adamıyla görüştüklerini, yatırımcının ilçemize kütüphane ve engellilere okul yaptırmasının da kesinleştiğinin müjdesini vermişti ya… Demem o ki! Hep yazdım termali ve makûs talihini… Yıl 2017 hala yazıyorum… Verilen hiçbir söz yerine getirilmedi…Hepsi martavalmış meğer… Engelli okulunun da, kütüphanenin de kuyularında ne izi kaldı ne de tozu… Huzuru mahşerde devleti zarara uğratan, milleti kandıran bu anlayış ve kişilerden davacı olacağım… Yazmaya devam… Öncelikle arama ruhsatlarını alan dönemin belediye Başkanı İbrahim Halıcı, İşletme ruhsatını alıp kuyunun açılmasını sağlayan Belediye Başkanı Abdulkadir Çat ve bugün yeni açılan iki kuyu ve tesisleşmeye adım atan Belediye Başkanı Mehmet Tutal’a kalben teşekkür ederim… Edindiğim bilgilere göre Seydişehir Belediyesi; Beyşehir’e gidişte yolun sağ tarafında 315 000 metre karelik alanda ki tesis çalışmalarına en geç 2 ay içerisinde başlayarak bir yıl içersinde bitirmeyi planlanıyor… Tesisin içerisinde kapalı, açık havuzlar, spa merkezleri, yürüyüş parkurları eğlence ve ticaret alanları olacak… Ayrıca; bir iş adamının 60 bin m2 bir alana talip olduğu ve ilk etapta 110 odalı bir konaklama tesisi yapacağı ilgili projeyi Seydişehir Belediyesine sunma aşamasında olduğu da edindiğim bilgiler arasında… Önemli, zira bölgemizde akla ilk gelen Afyon, Kızılcahamam, Ilgın kaplıcalarından; derecesi, içinde barındırdığı mineraller, faydaları ve coğrafyası açısından çok daha cazip bir kaplıca adresi olacağı ve Seydişehir’e sağlayacağı katma değer yeni bir akarı meydana getireceği aşikâr… Suyu özel kılan diğer bir özelliği ise; içilebilir olması… Termalin;Seydişehir’in kuruluşu sırasında Eşref oğlu Mehmet Bey’in destekleri ile kurulan VAKIFLAR ve LEBLEBİ… Merhum Mümin Dede’in (Demir) 1956 yılında bulduğu BOKSİT madeni ve ALÜMİNYUMDAN sonra… Rab’bimizin Seydişehirliye bahşettiği üçüncü rızık kapısı olacağı aşikâr… Yukarıda saydığım ihmal, peşkeş ve ihtiraslara bağlı gecikmeler umarım bu kez yaşanmaz zira ilçe ekonomisi gün geçtikçe dibe vurmaktadır… Nüfusa oranla meslek guruplarına bağlı işyeri sayısının çokluğu ve özelleştirme sonunda sıcak para girdisinin azalması ve göçler sebebi ile ekonomik anlamda yeni bir lokomotife ihtiyaç olduğu günlerde, termal tesislerin bir an önce bitirilmesi hatırı sayılır bir canlılığı beraberinde getirecektir… Seydişehir Belediyesinin girişimleri bir yıl sonra meyvelerini vermeye başladığı andan itibaren de 2000 yılından beri bir adım yol alamayan Kavak termalinin de önünü açacağı ve böylece Seydişehir’in Türkiye’nin en önemli termal bölgesi olacağı kanaatindeyim… Bu vesile ile emeği geçen üç belediye başkanı ve diğer etkenlere teşekkür ediyorum… Hülasası; Seydişehir’in Alüminyum çalışanlarının düşük ücretleri, birkaç KOBİ’nin sağladığı katma değerlerin dışında döngü sağlayacak ekonomik bir cazibesi kalmamıştır… Termal tesislerinin bir an önce bitirilmesi bu anlamda çok önemlidir… Leblebi ve alüminyumdan sonra üçüncü kurtarıcı unsur olacaktır… Bitirilmesi ile birlikte başta Atatürk Caddesi, Çarşı meydanı olmak üzere esnaf profili tamamen değişecektir… Rabbim kolaylık versin… GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ… “Bütün; başı, ortası ve bir sonu olandır…” Aristoteles        
Efendim, gerek katkı malzemeleri gerek pişirme usulü açısından normal pilavdan hiçbir farkı olmayan temcit pilavını yeniden ısıtıp sunacağım izninizle…

Temcit pilavı;Ramazan ayında sahurda pilav yapmak zaman aldığı ve uykuyu fazlasıyla böldüğü için akşamdan yapılıp sahur vakti ısıtılarak yenen pilava verilen bir isim…

Benimse böyle bir derdim yok… Ne uykum bölünür, ne üşenir, nede bıkarım… Yazarım... BiR daha yazarım…

17 yıl öncesi, Kavak köyünde usulüne uydurulup tevdi edilen kuyularla birlikte yazmaya başladım, 2008 yılında Ketirağılları bölgesinde termal su arama ruhsatının alınması 2013 yılında işletme ruhsatının alınmasıyla devam ettim…

Durmadım…

Hani şu peygamber gibi uğurladığımız Robin hood lakaplı Kaymakam Tuncay Sonel’in milletin gözünü boyayıp sunduğu bir sürü araziye sahip olacak olan iş adamı Osman Nuri Bakırcı vardı ya…

Hani şu namı değer Robin Hood Kaymakam Tuncay Sonel, iş Adamı ve arkadaşı Osman Nuri Bakırcı’yı kastederek termal su için 100 trilyon liraya kadar yatırım yapacak bir iş adamıyla görüştüklerini, yatırımcının ilçemize kütüphane ve engellilere okul yaptırmasının da kesinleştiğinin müjdesini vermişti ya…

Demem o ki!

Hep yazdım termali ve makûs talihini… Yıl 2017 hala yazıyorum…

Verilen hiçbir söz yerine getirilmedi…Hepsi martavalmış meğer… Engelli okulunun da, kütüphanenin de kuyularında ne izi kaldı ne de tozu… Huzuru mahşerde devleti zarara uğratan, milleti kandıran bu anlayış ve kişilerden davacı olacağım…

Yazmaya devam…

Öncelikle arama ruhsatlarını alan dönemin belediye Başkanı İbrahim Halıcı, İşletme ruhsatını alıp kuyunun açılmasını sağlayan Belediye Başkanı Abdulkadir Çat ve bugün yeni açılan iki kuyu ve tesisleşmeye adım atan Belediye Başkanı Mehmet Tutal’a kalben teşekkür ederim…

Edindiğim bilgilere göre Seydişehir Belediyesi; Beyşehir’e gidişte yolun sağ tarafında 315 000 metre karelik alanda ki tesis çalışmalarına en geç 2 ay içerisinde başlayarak bir yıl içersinde bitirmeyi planlanıyor… Tesisin içerisinde kapalı, açık havuzlar, spa merkezleri, yürüyüş parkurları eğlence ve ticaret alanları olacak…

Ayrıca; bir iş adamının 60 bin m2 bir alana talip olduğu ve ilk etapta 110 odalı bir konaklama tesisi yapacağı ilgili projeyi Seydişehir Belediyesine sunma aşamasında olduğu da edindiğim bilgiler arasında…

Önemli, zira bölgemizde akla ilk gelen Afyon, Kızılcahamam, Ilgın kaplıcalarından; derecesi, içinde barındırdığı mineraller, faydaları ve coğrafyası açısından çok daha cazip bir kaplıca adresi olacağı ve Seydişehir’e sağlayacağı katma değer yeni bir akarı meydana getireceği aşikâr… Suyu özel kılan diğer bir özelliği ise; içilebilir olması…

Termalin;Seydişehir’in kuruluşu sırasında Eşref oğlu Mehmet Bey’in destekleri ile kurulan VAKIFLAR ve LEBLEBİ… Merhum Mümin Dede’in (Demir) 1956 yılında bulduğu BOKSİT madeni ve ALÜMİNYUMDAN sonra… Rab’bimizin Seydişehirliye bahşettiği üçüncü rızık kapısı olacağı aşikâr…

Yukarıda saydığım ihmal, peşkeş ve ihtiraslara bağlı gecikmeler umarım bu kez yaşanmaz zira ilçe ekonomisi gün geçtikçe dibe vurmaktadır…

Nüfusa oranla meslek guruplarına bağlı işyeri sayısının çokluğu ve özelleştirme sonunda sıcak para girdisinin azalması ve göçler sebebi ile ekonomik anlamda yeni bir lokomotife ihtiyaç olduğu günlerde, termal tesislerin bir an önce bitirilmesi hatırı sayılır bir canlılığı beraberinde getirecektir…

Seydişehir Belediyesinin girişimleri bir yıl sonra meyvelerini vermeye başladığı andan itibaren de 2000 yılından beri bir adım yol alamayan Kavak termalinin de önünü açacağı ve böylece Seydişehir’in Türkiye’nin en önemli termal bölgesi olacağı kanaatindeyim…

Bu vesile ile emeği geçen üç belediye başkanı ve diğer etkenlere teşekkür ediyorum…

Hülasası;

Seydişehir’in Alüminyum çalışanlarının düşük ücretleri, birkaç KOBİ’nin sağladığı katma değerlerin dışında döngü sağlayacak ekonomik bir cazibesi kalmamıştır… Termal tesislerinin bir an önce bitirilmesi bu anlamda çok önemlidir… Leblebi ve alüminyumdan sonra üçüncü kurtarıcı unsur olacaktır…

Bitirilmesi ile birlikte başta Atatürk Caddesi, Çarşı meydanı olmak üzere esnaf profili tamamen değişecektir…

Rabbim kolaylık versin…

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ…

“Bütün; başı, ortası ve bir sonu olandır…” Aristoteles

 

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.