MASUMA KURŞUN

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 24.09.2014 - 06:59, Güncelleme: 24.09.2014 - 06:59
 

MASUMA KURŞUN

Seydişehir Fen Lisesi öğrencilerinden Elif Önal'ın yazı dizisini siz okuyucularımızla paylaşıyoruz...

Anne ?Kardeşim ? Zaman yavaşlamıştı, akmıyordu adeta. Yere düşen her adi bombada atılan her feryad, sessizce kana boğuluyordu. Duymuyordu kimse bizi. Kimse ağlayan bebeğe mama vermiyordu, kimse ninni söylemiyordu o minik kulaklara. Çocuklarımız çığlıkla büyüyor, acıyla boyanıyordu. Çaresizdim… Göğsüme dört-beş kurşun yemiş, ayağımın tekini kaybetmiştim. Oysaki ne güzel ip atlardım o ayağımla ben. 14 yaşındaydım ama bu savaş bu harabe, beni yetmiş yaşına getirmişti. Yüreğimdeki sızı, korkuyla beraber beni saran bir sarmaşık olmuştu. Kalan hayallerimi hatırlıyordum. Bilim adamı olacağımı, bombalara karşı korunaklı evler yapacağımı, artık hiçbir annenin ve çocuğun ağlamadığı dünyamın hayalini hatırlıyordum. Hayal olması tekrar acıtıyordu yüreğimi. Tekrar saplanıyordu kahpe kurşunlar göğsüme. Ve tekrar yanıyordu canım, yanağımdan süzülen kan olmuş gözyaşım ile birlikte… Etrafıma bakınıyordum. Kucağına bastığı el yapımı topuyla koşup annesini arayan 3-4 yaşlarında bir çocuk meydandaydı… Boncuk gözlerindeki masum telaş ve o tozlu yanaklardan akan masum gözyaşı vardı çocuğun yüzünde. O da benim gibi çaresizdi biliyorum. Ağlaması bir şey ifade etmiyordu bombalar için. Dünyanın en tatlı, en zeki çocuğu da olsa; o gün, o meydanda ölecekti! Biliyordum, her ne kadar bilmek istemesem de, her ne kadar inkar da etsem içimden, ölüm onu bekliyordu… Üzerimdeki cesetleri sarmıştı çoktan ölümün keskin soğuğu. Ve yine biliyordum ki benim de sıram geliyordu… Önce boncuk gözlü çocuğun elindeki top düştü kan gölüne, sonra cansız bedeni… Yutuyordu toprak ana bizleri, yavaş yavaş hazmediyor, istemeye istemeye yutuyordu ölü bedenleri. Yoktu değerimiz belli ki, insan olmamız bir şey ifade etmiyordu. Hayallerimizin olması boştu belki de. Belki hiç gelmemeliydik dünyaya. Hevesimiz çoktu yaşamaya; ama hakkımız yoktu. Gözlerimi kapatıyordum. Dua ediyordum içimden. Korkumdan içime içime akıyordu gözyaşlarım, çaresizliğimden titreyemiyordu ellerim. Bakamıyordum gökyüzüne. Görmek istemiyordum artık acıyı, kanı, ölümü. Bitmiştim, tükenmiştim. Artık bir hayalim bile yoktu. Sildim aklımdan her şeyimi, evimi, ailemi. Artık yoktu benim için karanlıktan başka dost. Yorulmuştum, yaralanmıştım… Dayanamıyordum. Gözlerimi açmaya çalışsam da açıp göremiyordum insanlığı. Hissedemiyordum artık göğsümdeki kurşunları. Yavaş yavaş çekiliyordu bedenimden acı. Bir uyuşukluk hakim oluyor, ağırlaştırıyordu. Ölüm tatlı geliyor, umut değerini yitiriyordu. Az kalmıştı… Ölümün güzelliği parmak uçlarıma kadar gelmiş, dudaklarımda sonlanmıştı. Bir gül kopmuştu yanağımdan bembeyaz.. ‘ Hoşçakal ‘ dedim içimden Filistin’e. ‘ Hoşçakal, ben gidiyorum…’ Elif ÖNAL Seydişehir FenLisesi
Seydişehir Fen Lisesi öğrencilerinden Elif Önal'ın yazı dizisini siz okuyucularımızla paylaşıyoruz...

Anne ?Kardeşim ?

Zaman yavaşlamıştı, akmıyordu adeta. Yere düşen her adi bombada atılan her feryad, sessizce kana boğuluyordu. Duymuyordu kimse bizi. Kimse ağlayan bebeğe mama vermiyordu, kimse ninni söylemiyordu o minik kulaklara. Çocuklarımız çığlıkla büyüyor, acıyla boyanıyordu. Çaresizdim… Göğsüme dört-beş kurşun yemiş, ayağımın tekini kaybetmiştim. Oysaki ne güzel ip atlardım o ayağımla ben. 14 yaşındaydım ama bu savaş bu harabe, beni yetmiş yaşına getirmişti. Yüreğimdeki sızı, korkuyla beraber beni saran bir sarmaşık olmuştu. Kalan hayallerimi hatırlıyordum. Bilim adamı olacağımı, bombalara karşı korunaklı evler yapacağımı, artık hiçbir annenin ve çocuğun ağlamadığı dünyamın hayalini hatırlıyordum. Hayal olması tekrar acıtıyordu yüreğimi. Tekrar saplanıyordu kahpe kurşunlar göğsüme. Ve tekrar yanıyordu canım, yanağımdan süzülen kan olmuş gözyaşım ile birlikte… Etrafıma bakınıyordum. Kucağına bastığı el yapımı topuyla koşup annesini arayan 3-4 yaşlarında bir çocuk meydandaydı… Boncuk gözlerindeki masum telaş ve o tozlu yanaklardan akan masum gözyaşı vardı çocuğun yüzünde. O da benim gibi çaresizdi biliyorum. Ağlaması bir şey ifade etmiyordu bombalar için. Dünyanın en tatlı, en zeki çocuğu da olsa; o gün, o meydanda ölecekti! Biliyordum, her ne kadar bilmek istemesem de, her ne kadar inkar da etsem içimden, ölüm onu bekliyordu… Üzerimdeki cesetleri sarmıştı çoktan ölümün keskin soğuğu. Ve yine biliyordum ki benim de sıram geliyordu…

Önce boncuk gözlü çocuğun elindeki top düştü kan gölüne, sonra cansız bedeni… Yutuyordu toprak ana bizleri, yavaş yavaş hazmediyor, istemeye istemeye yutuyordu ölü bedenleri. Yoktu değerimiz belli ki, insan olmamız bir şey ifade etmiyordu. Hayallerimizin olması boştu belki de. Belki hiç gelmemeliydik dünyaya. Hevesimiz çoktu yaşamaya; ama hakkımız yoktu.

Gözlerimi kapatıyordum. Dua ediyordum içimden. Korkumdan içime içime akıyordu gözyaşlarım, çaresizliğimden titreyemiyordu ellerim. Bakamıyordum gökyüzüne. Görmek istemiyordum artık acıyı, kanı, ölümü. Bitmiştim, tükenmiştim. Artık bir hayalim bile yoktu. Sildim aklımdan her şeyimi, evimi, ailemi. Artık yoktu benim için karanlıktan başka dost. Yorulmuştum, yaralanmıştım… Dayanamıyordum. Gözlerimi açmaya çalışsam da açıp göremiyordum insanlığı. Hissedemiyordum artık göğsümdeki kurşunları. Yavaş yavaş çekiliyordu bedenimden acı. Bir uyuşukluk hakim oluyor, ağırlaştırıyordu. Ölüm tatlı geliyor, umut değerini yitiriyordu. Az kalmıştı… Ölümün güzelliği parmak uçlarıma kadar gelmiş, dudaklarımda sonlanmıştı. Bir gül kopmuştu yanağımdan bembeyaz.. ‘ Hoşçakal ‘ dedim içimden Filistin’e. ‘ Hoşçakal, ben gidiyorum…’

Elif ÖNAL

Seydişehir FenLisesi

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.