Pınarbaşı Üzdü Beni...!

Röportaj (STG) - SEYDİŞEHİR TOROSLAR GAZETESİ | 01.08.2022 - 10:29, Güncelleme: 01.08.2022 - 10:29
 

Pınarbaşı Üzdü Beni...!

Ali Saylam Köşe Yazısı

Geçtiğimiz günlerde eşimle birlikte eskilerden Seydişehir’in meşhur piknik yeri Pınarbaşı’nı gezmeye gittik. Gitmez olaydık… Çocukluğumun Pınarbaşı’ndan bir şeyler aradım ama hiçbir şey kalmamış. İlkokul ve Ortaokul yıllarında dönem sonu pikniklerinde şehire yakın olduğu için öğretmenlerimiz genellikle Pınarbaşı’na götürürlerdi. Azığımız ise haşlanmış yumurta ve patatesten ibaretti. Büyük kavak ağacının olduğu yer piknik alanının en güzel yeriydi. Genelde öğretmenler onun altında oturur, öğrenciler ana pınardan su içerken düşmesin diye de onları gözetlerlerdi. O çocuk yıllarımızda hemen hemen hepimizin hastalığı da futboldu. O yıllar da ise yeni kurulan S.S. ( Seydişehir Spor) heyecanıyla Pınarbaşı Termiyelik’teki hiçbir maçı kaçırmazdım. Maç başlamadan önce o yılların popüler Konya takımlarından Demir Spor, Kültür Spor, Stat Spor gibi kulüp oyuncularının Pınarbaşı’nın çayırına uzanıp maçı beklediklerini hiç unutmam. Birde unutamadığım Pınarbaşı Piknik alanının dağ eteğindeki “Seyit Harun Dilek Taşı” … O çocuklu kalbimizle ‘Beni seviyor mu sevmiyor mu? yada Sınıfı geçecek miyim geçemeyecek miyim?” diye tükürdüğümüz taşın dilek taşına tuttuğunda yaşadığımız sevinç hala gözlerimin önünden gitmiyor. Tarihimizde Pınarbaşı yerleşim yeri olarakta geçen (Pınarbaşı’nın üst kısmından başlayıp dağ bağlarına olan kısım) hatta meşhur Pınarbaşı türküsünün buraya atfen yazıldığı da söylenen “Canım Pınarbaşı’nda” eskilerden bir şey bulamamam beni çok üzdü. Daha önceleri akla ziyan bir durum nasıl oraya yapıldığını hala aklım ermiyor. İmar iskan evlerinin bu bölgelere yapılmasıyla Termiyeli’ği öldürdük. Daha sonraları bir tanesi bile kalmayan ve buraya ayrı bir güzellik katan kavak ağaçlarını yok ettik. Eşimle gezerken ona ana pınarı göstermek istedim. Velakin onu da zor bulduk. Üzüntümden söyleyeceklerimi söyleyemiyorum ve daha fazla yazıyı uzatmak istemiyorum. “Bir eser kalmamış eski halinden Yazık geçmez akçe pula dönmüşsün Hayal mi gerçek mi gördüğüm bilmem Elden ele gezen güle dönmüşsün”
Ali Saylam Köşe Yazısı

Geçtiğimiz günlerde eşimle birlikte eskilerden Seydişehir’in meşhur piknik yeri Pınarbaşı’nı gezmeye gittik.

Gitmez olaydık…

Çocukluğumun Pınarbaşı’ndan bir şeyler aradım ama hiçbir şey kalmamış.

İlkokul ve Ortaokul yıllarında dönem sonu pikniklerinde şehire yakın olduğu için öğretmenlerimiz genellikle Pınarbaşı’na götürürlerdi.

Azığımız ise haşlanmış yumurta ve patatesten ibaretti.

Büyük kavak ağacının olduğu yer piknik alanının en güzel yeriydi. Genelde öğretmenler onun altında oturur, öğrenciler ana pınardan su içerken düşmesin diye de onları gözetlerlerdi.

O çocuk yıllarımızda hemen hemen hepimizin hastalığı da futboldu.

O yıllar da ise yeni kurulan S.S. ( Seydişehir Spor) heyecanıyla Pınarbaşı Termiyelik’teki hiçbir maçı kaçırmazdım.

Maç başlamadan önce o yılların popüler Konya takımlarından Demir Spor, Kültür Spor, Stat Spor gibi kulüp oyuncularının Pınarbaşı’nın çayırına uzanıp maçı beklediklerini hiç unutmam.

Birde unutamadığım Pınarbaşı Piknik alanının dağ eteğindeki “Seyit Harun Dilek Taşı” …

O çocuklu kalbimizle ‘Beni seviyor mu sevmiyor mu? yada Sınıfı geçecek miyim geçemeyecek miyim?” diye tükürdüğümüz taşın dilek taşına tuttuğunda yaşadığımız sevinç hala gözlerimin önünden gitmiyor.

Tarihimizde Pınarbaşı yerleşim yeri olarakta geçen (Pınarbaşı’nın üst kısmından başlayıp dağ bağlarına olan kısım) hatta meşhur Pınarbaşı türküsünün buraya atfen yazıldığı da söylenen “Canım Pınarbaşı’nda” eskilerden bir şey bulamamam beni çok üzdü.

Daha önceleri akla ziyan bir durum nasıl oraya yapıldığını hala aklım ermiyor.

İmar iskan evlerinin bu bölgelere yapılmasıyla Termiyeli’ği öldürdük.

Daha sonraları bir tanesi bile kalmayan ve buraya ayrı bir güzellik katan kavak ağaçlarını yok ettik.

Eşimle gezerken ona ana pınarı göstermek istedim. Velakin onu da zor bulduk.

Üzüntümden söyleyeceklerimi söyleyemiyorum ve daha fazla yazıyı uzatmak istemiyorum.

“Bir eser kalmamış eski halinden

Yazık geçmez akçe pula dönmüşsün

Hayal mi gerçek mi gördüğüm bilmem

Elden ele gezen güle dönmüşsün”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (1 )

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mehmet Zeki Ünüvar
(01.08.2022 10:45 - #610)
Sağolasın varolasın gardaşım. Bana çocukluğumu hatırlattın. Yazdık Yazdıklarına tamamen canı gönülden katılıyorum. Madem o evler yapılacaktı. Niye kıraç tepelere yapılıp, termiyelik yeşil alan olarak bırakılmadı? Hele geniş yapraklı karakavakların kesilmesi, başlı başına ayrı bir facia. Umalımki belediye bir el atsın ve gerekli düzenlemeleri yapıp, vatandaşın hizmetine sunsun. Sevgiyle saygıyla selamlar. Mehmet Zeki Ünüvar.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.