Bir Sosyal Facianın Eşiğindeyiz

  Ülkemizde maalesef son yıllarda sosyal bir facia yaşanıyor. Ekonomik sıkıntılar, geçim derdi, işsizlik ve artan borçlar toplumun tüm kesimlerini etkiler hale geldi. İcra dosyalarının sayısı 30 milyonu aşmış durumda. Kredi kartı borçları ise 1 trilyon 875 milyar TL civarına yaklaşıyor. 24 milyon ailenin yaşadığı bir ülkede, 30 milyon icra dosyasının olması ve milyonlarca insanın borç batağında yüzmesi, toplumun geleceği açısından ciddi bir tehlike oluşturuyor. Bu tablo en çok da gençlerimizi olumsuz etkiliyor. Ekonomik sıkıntılar içinde boğulan gençler, umutlarını kaybediyor; kolay yoldan para kazanma düşüncesiyle kumara, uyuşturucuya ve benzeri tehlikeli alışkanlıklara yöneliyor. Toplumun temeli olan gençliğin bu bataklığa sürüklenmesi, bir milletin geleceğini tehdit eden en büyük sorunlardan biridir. Daha da acısı, artık üst seviyedeki üniversite gençlerimiz bile bu durumu sorgulayarak, yaşamak ve ayakta kalmak için yasa dışı yollara başvurmak zorunda kalıyor. Bu, sosyal bir çöküşün en açık göstergesidir. Ne yazık ki, Seydişehir de bu olumsuz tablodan nasibini almış durumda. Son günlerde, son aylarda, hatta neredeyse her gün bir intihar, bir bıçaklama, bir aile faciası haberiyle karşılaşıyoruz. Artık “gün olmasın ki kötü bir haber duymayalım” der hale geldik. Bu durum sadece ekonomik değil, aynı zamanda ahlaki ve toplumsal bir çöküntünün de işaretidir. Yardımlarla ya da günübirlik çözümlerle bu tabloyu düzeltmek mümkün değildir. Siyasilerin, yerel yöneticilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve ailelerin el birliğiyle bu meseleye acilen el atması gerekiyor. Gençlerimize sahip çıkmalı, onları yeniden umutla hayata bağlayacak adımlar atmalıyız. Unutmayalım ki, bir toplumun geleceği çocuklarında ve gençlerinde gizlidir. Onları kaybedersek, geleceğimizi de kaybederiz.