SORUN ETİ A.Ş.’DE DEĞİL SİREN HANIM’DA…

ETİ Alüminyum tesislerinde bulunan Atatürk anıtı 1973’te alüminyum ve bronzdan yapılmıştı. Tesislerde yer alan anıt, endüstriyel kalkınmayı simgelemekteydi. O dönem Türkiye’nin en büyük heykeltıraşlarından biri olan Şadi Çalık tarafından yapıldı. Şadi Çalık, bu eseriyle girdiği yarışmada birincilik ödülü almıştı. Özellikle geçtiğimiz yıllarda elektroliz ünitesinin modernizasyonu nedeniyle dışarıdan gelen büyük makinelerin buraya indirilip depolanması ve fabrikanın girişinde alınan sıkı güvenlik önlemleri nedeniyle vatandaşların ziyaretine de kapalı durumdaydı. Fabrikanın ön tarafında halkın girip görebileceği bir alanda bulunan ve o yıllarda Milli Bayramlarımızdan bazılarının da önünde yapıldığı bu anıt, günümüzde ise yukarıdaki sebepler dolayısıyla halkımız tarafından hak ettiği değeri göremediği için zaman zaman sansasyonel gelişmelere de meydan verdi. Bu konuda Cengiz Holding eleştiri alıyor… 2010 yılında Seydişehir Gazeteciler Cemiyeti olarak 17 sivil toplum örgütünün imzasıyla bu anıtın Seydişehir ve Seydişehirli için büyük önemi olduğu, bu konumuyla anıta karşı bir ilgisizlik oluştuğunu ve ilçe merkezine taşınması talebini içeren dilekçeyi ETİ A.Ş.’ ye vermiştik. O zaman ETİ A.Ş. bizlere olumlu cevap vererek Belediye’nin göstereceği Seydişehir merkezinde bir yere taşınması konusunda olur vereceklerini belirtmişlerdi. Bu gelişmelerden sonra dönemin Belediye Başkanı Abdülkadir Çat ile görüşen heykeltıraş Şadi Çalık’ın kızı Siren Çalık’ın bu gelişmeye tepki gösterdiği ve bu görüşmenin olumsuz sonuçlandığından dolayı bu durum gündemden düşmüştü. Gazeteciler Cemiyeti olarak biz buna şahidiz. O zamandan beri heykelin şu anda bulunduğu yerde gerekli ilgi görmediği, olmazsa Seydişehir’de bir merkeze taşınması gerektiği zaman zaman gündeme getirilmektedir. Son günlerde de bu konuyla ilgili bir süreç yaşanıyor. Oysa ETİ A.Ş. yetkilileri ile Kaymakam Erdoğan’ın görüşmesinde 2010’lu yıllarda olduğu gibi heykelin şehir merkezinde uygun bir yere taşınmasında olur vereceklerini, mevcut yerinde kalırsa da gerekli itinanın gösterileceğini belirtmişler. Yani şunu söylemek istiyorum. Bu konuda ETİ A.Ş. olaya olumlu bakıyor. Ama esas sorun kızı Siren Hanım’da… Çünkü geçtiğimiz günlerde telefonunu bularak kendim de aradım. Daha konuşmaya başlamadan lafı ağzıma tıkadı. Siren Hanım’ın babasının yaptığı bu önemli anıtta bir tasarrufu var mı? Hukuki bir hakkı var mı? bilemiyorum. Ama manevi yönden onun olurunun alınması ve tavsiyelerinin göz önünde bulundurulması önemli. En az Samsun ve Beyazıt’ta ki heykel kadar değeri olan, ülkemizin ve ilçemizin yöresiyle, tarihiyle yaşadığı acı tatlı pek çok olayı estetik güzelliğiyle anlatan bu önemli anıta, eski görkemli günlerini yaşatmak için işe Siren Hanım’dan başlamak gerekir diye düşünüyorum…