TELHİS-U USUL-İ FIKIH

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 08.07.2017 - 05:36, Güncelleme: 08.07.2017 - 05:36
 

TELHİS-U USUL-İ FIKIH

ÇOK YÖNLÜ BİR İLİM ADAMI; Mahmut Es’ad SEYDİŞEHRİ ve onun Telhis-u Usul-i Fıkıh adlı eseri Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Kültürü Ahlak Bilgisi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Halis Demir bilgisi ışığında ve Cum. Ün. İlahiyat Fak. Sos. Bil. Ens. Yüksek Lisans Öğrencisi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Teyfik YILMAZ tarafından araştırma konusu oldu.

Yrd. Doç. Dr. Halis Demir ve din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni Teyfik Yılmaz’ın birlikte sadeleştirdikleri Mahmut Esat efendi’nin Telhis-u Usul-i Fıkıh adlı kitabı hakkında yazılan makaleyi siz okuyucularımızla paylaşıyoruz.   ÇOK YÖNLÜ BİR İLİM ADAMI; Mahmut Es’ad SEYDİŞEHRİ ve onun Telhis-u Usul-i Fıkıh adlı eseri Mahmud Es’ad Seydişehri Medrese eğitiminin yanısıra müsbet ilimleri de öğrendi. Doğu kültürüne vakıf olduğu gibi batı kültürüne de hakim idi. Arapça, Farsça bildiği gibi, İngilizce ve Fransızca da bilirdi. Müderris, Hukukçu ve Devlet Adamı olarak üstlendiği tüm görevleri başarıyla yerine getirdi. Buna mukabil iİlimle uğraşmaktan ve eserler kaleme almaktan geri durmadı. Geleneksel Usul-i Fıkıh anlayışına bağlı kaldı. İlim adamı tanımına farklı bir anlam kazandırdı. İlim adamının ilim öğrenen ve öğreten ama aynı zamanda öğrendikleri ile topluma yol gösteren, ihtiyaç duyulduğunda hukukçu kimliği ile, devlet adamı kimliği ile halkına hizmet etmekten geri durmayan bir vasfının olduğunu bizzat yaşantısı ile göstermiştir. Ve bu özelliklerini Osmanlı İmparatorluğu’nun en zor yıllarında sergilemiş, vatanı için fedakarlıktan kaçınmamıştır. Mahmut Es’ad Seydişehri; ailesinden pek çok kadı yetiştiği için Çopur Kadı Oğulları diye isimlendirilen bir aileden Güzelzade lakabıyla tanınan ve kendisi de kadı olan Mehmet Emin Efendi’nin oğludur. Hicri 1212 (1855) yılında Konya’nın Seydişehir Kazasında doğmuştur. Çocukluğunu Seydişehir’de geçirmiş, daha sonra İstanbul ve İzmir’de yaşamını sürdürmüş, 1335 (1918) tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir. Tahsil hayatına Seydişehir’de başlamış, daha sonra İstanbul’da Rüştiye’yi bitirmiş, Fatih Medresesi’ne devam etmiş, Menşe-i Muallimin-i Askeri İ’dâdî, Mekteb-i Harbiyye, Hukuk Mektebi’ni bitirmiştir. Gülhane Askeri Rüştiyesi muallimliği ile memuriyete adım atan Mahmut Es’ad Seydişehri daha sonra Aydın (İzmir) Vilayeti Bidayet Mahkemesi 1. Reisliği, Hazine-i Maliye Hukuk Müşavirliği ve bu görevi esnasında Mekteb-i Mülkiye’de müderrislik, daha sonra Maliye Nezareti Müfettişliği görevlerini yerine getirmiştir. Defteri-i Hakani (Tapu Kadastro) Nazırlığı, Şuray-ı Devlet (Danıştay) Tanzimat Reisliği, Isparta Mebusluğu yapmış, Hukuk-u Aile Kararnamesi’ni hazırlayan komisyona başkanlık etmiştir. Defter-i Hakani Nazırı iken çıkarılmasına öncülük ettiği kadastro kanunları vesilesiyle ailesi “Kadaster” soyadını almıştır. Siyaset alanında ve devlet kademelerinde görev almış olmasından dolayı ilme yeteri kadar zaman ayıramamış olmasına rağmen Fıkıh, Hukuk, Tarih alanları ile ilgili pek çok eseri telif etmiştir. Fıkıh Usulü ile ilgili eserlerinden biri olan “Telhis-u Usul-i Fıkıh” adlı eseri 72 dersten oluşan bir ders yılı için hazırlanmış olan ana kaidelerle sınırlı ve misalleri muamelata ait bir ders kitabıdır. Ders kitabı olması hasebiyle de eser Hamdele, Salvele bölümleri olmaksızın Besmele ile başlamıştır. Telhis-u Usul-i Fıkıh Tarifat-i İbtidaiyye adı altında genel bilgilerin verildiği giriş bölümü ile Maksıd diye isimlendirilen Şer’i Deliller ve Ahkam olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. Ana bölümler Rükün, Bab ve Kısım olmak üzere 3 alt başlık altında sıralanmıştır. Müellif Telhis-u Usul-i Fıkıh adlı eserinde hangi kaynaklardan istifade ettiğini belirtmemiş ancak dipnotunda Şerh-i Pezdevi ve Sahib-i Tenkih (Sadru’ş-Şeria) gibi eserlere atıf yapmıştır. Başlıkta yer alan ıstılahların lügat manası, kökü, sarf yönünden çekimi, kullanılışı dipnotta gösterilip açıklamalar yapıldığı gibi cümle içerisinde geçen ıstılahların açıklamaları da dipnotta verilmiştir. Bazen bu açıklamalar betimleme ile yapılmış, bazen de sorulan bir soruya cevap veriyormuşçasına bir üslup sergilenmiştir. Zaman zaman cümle içerisinde geçen kelimelerin anlamı parantez içerisinde verilmiştir. Cümlede tanımları yapılan ıstılahların farklı tanımlarının dipnotta verildiği de olmuştur. Kimi tanımlar özet halinde verildikten sonra Kur’an, Sünnet ve İcma’dan misaller getirilmiştir. Anlatılan bir konuya ait misal farklı bir konuda da geçiyorsa parantez içerisinde o misalin bulunduğu konuya işaret edilmiştir. Yapılan açıklamanın daha detaylı geçtiği fıkra yine parantez içerisinde belirtilmiştir. Tarif-i muhtasarı verilen bilgilerin ileride mufassalan açıklanacakları dipnotta belirtilmiştir. Müellif zaman zaman kendi eserlerine işaret etmiş, tafsilatlı açıklamanın o eserde bulunduğunu bildirmiştir. Müellif İslam Hukuk Usulü konularının açıklamaları içerisinde öncelikle ve yoğun şekilde Kur’an-ı Kerim ayetlerine müracaat etmiştir. Ayetleri takdim ederken ayet numaraları olmaksızın anlamlarıyla birlikte verdiği gibi zaman zaman ayetin Arapça ve Türkçe’sini verdikten sonra surenin adını ve ayet numarasını dipnotta vermiştir. İşlenen bir konuya misal olarak getirilen ayet ve açıklaması dipnotta verilmiştir. Bazen de ayeti kerimenin anlamı verilmiş dipnotta ayet numaraları olmaksızın veya da sure ismi ve ayet numarası ile  Arapça’sı verilmiştir. Hadisleri takdim ederken; zaman zaman anlamını verdiği bir hadisin ravisini dipnotta vermiş, zaman zaman hadisin Arapça’sı ve anlamını verirken ravilerini veya kaynaklarını vermediği olmuştur. Bazen misal olarak getirilen hadislerin anlamı verilmeksizin geldiği olmuş, bazen hadise bir işaret yapılıp Arapçası’nın dipnotta verildiği, zaman zaman da konu ile ilgili hadisin anlamıyla beraber cümle içerisinde geçtiği görülmüştür. Müellif mantık kaidelerinden yararlanarak değerlendirmelere yaptığı gibi zaman zaman bizzat mantık ıstılahları ve yöntemleri ile açıklamalar yapmıştır. Zaman zaman usulcüler ve felsefecilerin görüşlerini karşılaştırmış, aynı konuda yaptıkları farklı tanımları ve ortaya çıkan ıstılahları belirtmiştir. Kanun-i Arazi, Maden Nizamnamesi, Ceza Kanunu, Usul-ü Muhakeme-i Hukukiyye, İğlâmât-ı Hukûkiyye’nin İcrası Hakkında Kanun, İ’şar Nizamnamesi, Îcar ve İkar Nazamnamesi gibi pek çok kanun maddesine atıfta bulunmuştur. Ancak en fazla atıfta bulunduğu ve tüm konularda kendisinden misaller getirdiği kanun kısaca Mecelle diye belirttiği Mecelle-i Ahkam-ı Adliyye olmuştur. Yaşadığı dönem ve coğrafyanın kabul görmüş mezhebi olan Hanefi Mezhebi’ne mensup olan müellif, Hanefi Mezhebi’ne mensup öğrenciler için kaleme aldığı eserinde Hanefi Mezhebi’ni tercih etmiştir. Bunu bazen yaptığı bazı tanımların dipnotunda açıkça söylemiştir. Müellif sadece Hanefi Mezhebi’nin görüşlerini vermekle yetinmemiş, çoğu zaman yaptığı üzere Hanefi Mezhebi’nin görüşünü metin içerisinde vermiş, diğer mezheplerin görüşlerine dipnotta değinmiştir. Zaman zaman Hanefi Mezhebi’ne veya diğer mezheplere ait alimlerin görüşlerini yine tercih belirterek veya belirtmeksizin takdim etmiştir. Mezhep içerisinde ise İmam ile İmameyn’in ihtilaf ettikleri hususlar zaman zaman tercih belirtilmeksizin, bazen de tercih edilen görüşün hangisine ait olduğu belirtilerek verilmiştir. Mukallid müftinin İmam ile İmameynin ihtilafı durumunda nasıl bir yol izleyecekleri yine eserde yer almaktadır. Mezhep içerisinde diğer alimlerin görüşleri de çoğu zaman tercih belirtilmeksizin parça içerisinde geçmiştir. Müellif farklı görüşte olanlar için Ba’zı Ulema, ihtilaf edilen hususlar için Muhtelifun Fih tabirini kullanmış, tercih edilen fetva için Müftiyyün Bih, tercih edilen mezhep sahipleri için Mezheb-i Sahiha, Mezheb-i Muhtar tabirlerini kullanmıştır. Görüldüğü üzere müellifin yazmış olduğu çok sayıda eserden İslam Hukuk Usulü ile ilgili olan Telhis-u Usul-i Fıkıh adlı eser bir ders kitabı olarak hazırlanmış, usül kaidelerini özlü bir şekilde içeren, günlük hayata dair misallerle anlaşılması kolaylaştırılmış bu eser fıkıh usulü hakkında genel malumat almak isteyenler için uygun bir başlangıç kitabı olacaktır. Teyfik YILMAZ Yard. Dr. Halis DEMİR
ÇOK YÖNLÜ BİR İLİM ADAMI; Mahmut Es’ad SEYDİŞEHRİ ve onun Telhis-u Usul-i Fıkıh adlı eseri Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Kültürü Ahlak Bilgisi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Halis Demir bilgisi ışığında ve Cum. Ün. İlahiyat Fak. Sos. Bil. Ens. Yüksek Lisans Öğrencisi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Teyfik YILMAZ tarafından araştırma konusu oldu.

Yrd. Doç. Dr. Halis Demir ve din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni Teyfik Yılmaz’ın birlikte sadeleştirdikleri Mahmut Esat efendi’nin Telhis-u Usul-i Fıkıh adlı kitabı hakkında yazılan makaleyi siz okuyucularımızla paylaşıyoruz.

 

ÇOK YÖNLÜ BİR İLİM ADAMI; Mahmut Es’ad SEYDİŞEHRİ ve onun Telhis-u Usul-i Fıkıh adlı eseri

Mahmud Es’ad Seydişehri Medrese eğitiminin yanısıra müsbet ilimleri de öğrendi. Doğu kültürüne vakıf olduğu gibi batı kültürüne de hakim idi. Arapça, Farsça bildiği gibi, İngilizce ve Fransızca da bilirdi. Müderris, Hukukçu ve Devlet Adamı olarak üstlendiği tüm görevleri başarıyla yerine getirdi. Buna mukabil iİlimle uğraşmaktan ve eserler kaleme almaktan geri durmadı. Geleneksel Usul-i Fıkıh anlayışına bağlı kaldı.

İlim adamı tanımına farklı bir anlam kazandırdı. İlim adamının ilim öğrenen ve öğreten ama aynı zamanda öğrendikleri ile topluma yol gösteren, ihtiyaç duyulduğunda hukukçu kimliği ile, devlet adamı kimliği ile halkına hizmet etmekten geri durmayan bir vasfının olduğunu bizzat yaşantısı ile göstermiştir. Ve bu özelliklerini Osmanlı İmparatorluğu’nun en zor yıllarında sergilemiş, vatanı için fedakarlıktan kaçınmamıştır.

Mahmut Es’ad Seydişehri; ailesinden pek çok kadı yetiştiği için Çopur Kadı Oğulları diye isimlendirilen bir aileden Güzelzade lakabıyla tanınan ve kendisi de kadı olan Mehmet Emin Efendi’nin oğludur. Hicri 1212 (1855) yılında Konya’nın Seydişehir Kazasında doğmuştur.

Çocukluğunu Seydişehir’de geçirmiş, daha sonra İstanbul ve İzmir’de yaşamını sürdürmüş, 1335 (1918) tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir.

Tahsil hayatına Seydişehir’de başlamış, daha sonra İstanbul’da Rüştiye’yi bitirmiş, Fatih Medresesi’ne devam etmiş, Menşe-i Muallimin-i Askeri İ’dâdî, Mekteb-i Harbiyye, Hukuk Mektebi’ni bitirmiştir.

Gülhane Askeri Rüştiyesi muallimliği ile memuriyete adım atan Mahmut Es’ad Seydişehri daha sonra Aydın (İzmir) Vilayeti Bidayet Mahkemesi 1. Reisliği, Hazine-i Maliye Hukuk Müşavirliği ve bu görevi esnasında Mekteb-i Mülkiye’de müderrislik, daha sonra Maliye Nezareti Müfettişliği görevlerini yerine getirmiştir. Defteri-i Hakani (Tapu Kadastro) Nazırlığı, Şuray-ı Devlet (Danıştay) Tanzimat Reisliği, Isparta Mebusluğu yapmış, Hukuk-u Aile Kararnamesi’ni hazırlayan komisyona başkanlık etmiştir.

Defter-i Hakani Nazırı iken çıkarılmasına öncülük ettiği kadastro kanunları vesilesiyle ailesi “Kadaster” soyadını almıştır.

Siyaset alanında ve devlet kademelerinde görev almış olmasından dolayı ilme yeteri kadar zaman ayıramamış olmasına rağmen Fıkıh, Hukuk, Tarih alanları ile ilgili pek çok eseri telif etmiştir.

Fıkıh Usulü ile ilgili eserlerinden biri olan “Telhis-u Usul-i Fıkıh” adlı eseri 72 dersten oluşan bir ders yılı için hazırlanmış olan ana kaidelerle sınırlı ve misalleri muamelata ait bir ders kitabıdır. Ders kitabı olması hasebiyle de eser Hamdele, Salvele bölümleri olmaksızın Besmele ile başlamıştır.

Telhis-u Usul-i Fıkıh Tarifat-i İbtidaiyye adı altında genel bilgilerin verildiği giriş bölümü ile Maksıd diye isimlendirilen Şer’i Deliller ve Ahkam olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. Ana bölümler Rükün, Bab ve Kısım olmak üzere 3 alt başlık altında sıralanmıştır.

Müellif Telhis-u Usul-i Fıkıh adlı eserinde hangi kaynaklardan istifade ettiğini belirtmemiş ancak dipnotunda Şerh-i Pezdevi ve Sahib-i Tenkih (Sadru’ş-Şeria) gibi eserlere atıf yapmıştır.

Başlıkta yer alan ıstılahların lügat manası, kökü, sarf yönünden çekimi, kullanılışı dipnotta gösterilip açıklamalar yapıldığı gibi cümle içerisinde geçen ıstılahların açıklamaları da dipnotta verilmiştir. Bazen bu açıklamalar betimleme ile yapılmış, bazen de sorulan bir soruya cevap veriyormuşçasına bir üslup sergilenmiştir. Zaman zaman cümle içerisinde geçen kelimelerin anlamı parantez içerisinde verilmiştir. Cümlede tanımları yapılan ıstılahların farklı tanımlarının dipnotta verildiği de olmuştur. Kimi tanımlar özet halinde verildikten sonra Kur’an, Sünnet ve İcma’dan misaller getirilmiştir.

Anlatılan bir konuya ait misal farklı bir konuda da geçiyorsa parantez içerisinde o misalin bulunduğu konuya işaret edilmiştir. Yapılan açıklamanın daha detaylı geçtiği fıkra yine parantez içerisinde belirtilmiştir. Tarif-i muhtasarı verilen bilgilerin ileride mufassalan açıklanacakları dipnotta belirtilmiştir. Müellif zaman zaman kendi eserlerine işaret etmiş, tafsilatlı açıklamanın o eserde bulunduğunu bildirmiştir.

Müellif İslam Hukuk Usulü konularının açıklamaları içerisinde öncelikle ve yoğun şekilde Kur’an-ı Kerim ayetlerine müracaat etmiştir. Ayetleri takdim ederken ayet numaraları olmaksızın anlamlarıyla birlikte verdiği gibi zaman zaman ayetin Arapça ve Türkçe’sini verdikten sonra surenin adını ve ayet numarasını dipnotta vermiştir. İşlenen bir konuya misal olarak getirilen ayet ve açıklaması dipnotta verilmiştir. Bazen de ayeti kerimenin anlamı verilmiş dipnotta ayet numaraları olmaksızın veya da sure ismi ve ayet numarası ile  Arapça’sı verilmiştir.

Hadisleri takdim ederken; zaman zaman anlamını verdiği bir hadisin ravisini dipnotta vermiş, zaman zaman hadisin Arapça’sı ve anlamını verirken ravilerini veya kaynaklarını vermediği olmuştur. Bazen misal olarak getirilen hadislerin anlamı verilmeksizin geldiği olmuş, bazen hadise bir işaret yapılıp Arapçası’nın dipnotta verildiği, zaman zaman da konu ile ilgili hadisin anlamıyla beraber cümle içerisinde geçtiği görülmüştür.

Müellif mantık kaidelerinden yararlanarak değerlendirmelere yaptığı gibi zaman zaman bizzat mantık ıstılahları ve yöntemleri ile açıklamalar yapmıştır.

Zaman zaman usulcüler ve felsefecilerin görüşlerini karşılaştırmış, aynı konuda yaptıkları farklı tanımları ve ortaya çıkan ıstılahları belirtmiştir.

Kanun-i Arazi, Maden Nizamnamesi, Ceza Kanunu, Usul-ü Muhakeme-i Hukukiyye, İğlâmât-ı Hukûkiyye’nin İcrası Hakkında Kanun, İ’şar Nizamnamesi, Îcar ve İkar Nazamnamesi gibi pek çok kanun maddesine atıfta bulunmuştur. Ancak en fazla atıfta bulunduğu ve tüm konularda kendisinden misaller getirdiği kanun kısaca Mecelle diye belirttiği Mecelle-i Ahkam-ı Adliyye olmuştur.

Yaşadığı dönem ve coğrafyanın kabul görmüş mezhebi olan Hanefi Mezhebi’ne mensup olan müellif, Hanefi Mezhebi’ne mensup öğrenciler için kaleme aldığı eserinde Hanefi Mezhebi’ni tercih etmiştir. Bunu bazen yaptığı bazı tanımların dipnotunda açıkça söylemiştir. Müellif sadece Hanefi Mezhebi’nin görüşlerini vermekle yetinmemiş, çoğu zaman yaptığı üzere Hanefi Mezhebi’nin görüşünü metin içerisinde vermiş, diğer mezheplerin görüşlerine dipnotta değinmiştir. Zaman zaman Hanefi Mezhebi’ne veya diğer mezheplere ait alimlerin görüşlerini yine tercih belirterek veya belirtmeksizin takdim etmiştir. Mezhep içerisinde ise İmam ile İmameyn’in ihtilaf ettikleri hususlar zaman zaman tercih belirtilmeksizin, bazen de tercih edilen görüşün hangisine ait olduğu belirtilerek verilmiştir. Mukallid müftinin İmam ile İmameynin ihtilafı durumunda nasıl bir yol izleyecekleri yine eserde yer almaktadır. Mezhep içerisinde diğer alimlerin görüşleri de çoğu zaman tercih belirtilmeksizin parça içerisinde geçmiştir.

Müellif farklı görüşte olanlar için Ba’zı Ulema, ihtilaf edilen hususlar için Muhtelifun Fih tabirini kullanmış, tercih edilen fetva için Müftiyyün Bih, tercih edilen mezhep sahipleri için Mezheb-i Sahiha, Mezheb-i Muhtar tabirlerini kullanmıştır.

Görüldüğü üzere müellifin yazmış olduğu çok sayıda eserden İslam Hukuk Usulü ile ilgili olan Telhis-u Usul-i Fıkıh adlı eser bir ders kitabı olarak hazırlanmış, usül kaidelerini özlü bir şekilde içeren, günlük hayata dair misallerle anlaşılması kolaylaştırılmış bu eser fıkıh usulü hakkında genel malumat almak isteyenler için uygun bir başlangıç kitabı olacaktır.

Teyfik YILMAZ

Yard. Dr. Halis DEMİR

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.