1 Nolu Sağlık Ocağı ve Toplum Sağlığı Merkezinin binası yıkılmadan önce ve jandarmanın eski yerine cami yaptırılması düşüncesini duyar duymaz konuyla ilgili ‘Tarihi hata’ köşe yazımda tepkimi göstermiştim. Yazmakla kalmayıp ilgili kurum ve şahıslarla birebir görüşerek bu bölgenin üst tarafında modern ve güzel bir Selçuklu Parkın inşa edildiğini boydan boya parka dönüştüğü zaman Amerika’daki Central Park gibi olacağını belirtmiştim. Ayrıca Hükümet binası ve Muallimhane etrafındaki gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra, Askerlik Şubesinin de yeşil alana dahil edildiğinde Yeşil Vadi, Selçuklu Park ve Millet parkı ile beraber Sağlık Ocağı ve eski Jandarma alanının da yeşil alana dönüştürüldüğünde Atatürk Caddesi %35 yeşil alanla Avrupa standartlarını yakalayarak Türkiye’ye örnek, yaşam alanı ve Seydişehir’in simgesi olacaktı. Sayın Belediye Başkanımız Mehmet Tutal’ da buranın boydan boya yeşil alan olmasını istiyordu. Ne hikmetse iki mahalle muhtarının ve bazı mahalle sakinlerinin “İlle de sağlık ocağı burada olacak.” demesi üzerine Başkan Tutal’ın “Gelin burayı takas yapalım. Sağlık Ocağını eski Nikâh Salonuna taşıyalım.” önerisini kabul etmediler.    Benim bizzat bu konuyla ilgili iki muhtara gidip yalvar yakar: “Etmeyin! Devlet zaten Sağlık Ocaklarının kirasını veriyor. Yine bu mahallede bir yere kiraya çıkılsın. Uzak demezseniz, koskoca eski Devlet Hastanesi öylece duruyor oraya taşınılsın.” düşünceme katılmayarak “Yok, biz burayı vermeyiz.” diyerek Atatürk Caddesinin siluetini bozacak ucube binanın yapılmasına sebep oldular. Bu arada Hüdaverdi Cami Derneği de eski Jandarmanın olduğu yere biz yeni cami yapacağız diye tutturdu. Konuyla ilgili köşe yazımdan sonra tepkileri gören Cami Dernek Başkanı Remzi Arıkan, beni çağırdı. “Ali, buraya Sağlık Ocağı yapmaktan vazgeçerlerse bizde cami talebimizden vazgeçeceğiz. Yazıp durma” dedi. Maalesef, muhtarların dediği oldu ve o ucube bina yapıldı. Geçtiğimiz aylarda da Hazine yeri olan ve İç İşleri Bakanlığı bünyesindeki eski Jandarma alanına Valilik kararıyla cami yapılma izni çıktı. Testi kırılmadan önce görevimin sorumluluğu bilinciyle bu alanın yeşil alan kalması için, olanca gücümle kavgamı verdim. Gazeteci dostum Hakkı Balcı’nın da belirttiği gibi ne yazık ki bina yapılırken yeterli kamuoyu oluşmadı. Şimdi ise caminin yapılması konusunda baya bir karşı çıkış var. Bu yazım Valiliği de açık bir mektup olsun. Oraya cami yapılmaktan vazgeçilirse büyük bir hatadan dönülmüş olur. Köşe yazılarımda belirttiğim gibi bu binayı buraya yapanlara, sebep olanlara on sene geçmeden herkes beddua edecek demiştim. Daha şimdiden binayı görenler, bu buraya oldu mu? Demeye başladı. Cami yapılınca da aklı başındaki herkes yanında cami varken bu camiyi buraya kim yaptırdı diye sorgulayacak. İsterim ki bu tarihi hatadan yol yakınken dönülsün…!