ALİ SAYLAM
Köşe Yazarı
ALİ SAYLAM
 

Küresel Güçlere Karşı Tek Yol Türk Devletleri Birliği…

Daha önce Türk Konseyi olarak faaliyet gösteren, Bağımsız Türk Cumhuriyetlerini bir araya getiren ve geçtiğimiz günlerde adı Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştirilen birliğe; Nahçivan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye birlikte imza atarak yeni bir boyut kazandırdı. Türk Devletleri arasında ilk kurulan bu birliğin fikir babası ve kurucusu Alpaslan Türkeş’i, daha sonra bu birlikteliği bir devlet politikası haline getiren Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Turgut Özal’ı bu vesileyle rahmetle anıyorum… Ayrıca Türk Devletleri Teşkilatı kuruluşunda lokomotif görevi gören ülkemiz adına imza atan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı da kutluyorum… Türkiye dışında yaşayan Türklerin birliğini savunan, esaret ve zulüm altında yaşayan Müslüman Türk kardeşlerimizin sıkıntılarını kendilerine şiyar edinen Alpaslan Türkeş ve dava arkadaşları, hiç alakası ve mantığı yokken zamanında ırkçılık ile suçlanmışlardı. Daha sonra Süleyman Demirel’in Başbakanlığı döneminde; Türkiye dışında yaşayan bu dil, kültür, kan ve inanç bağı olan kardeşlerimize yardım etmek, onlarla birlikte hareket ederek bir güç oluşturmak, devlet politikası haline gelmiş ve on binlerce Türk kardeşimiz ülkemize getirilerek devlet desteği ile üniversitelerimizde öğretim görmüşlerdi… Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ise Türk Cumhuriyetleri’nde de vakıf üniversiteleri kurularak bu birlikteliğin özünü oluşturacak öğrencilerin yetişmesi sağlanmıştı… Bu çalışmalar Turgut Özal zamanında da devam etmişti… Emperyalist güçlerin yanı başımızda planladığı; Müslümanları lime lime ayıran kan, gözyaşı ve ızdırap projesi BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ile Türk devletlerinin bu dayanışması ister istemez geri planda kalarak sekteye uğradı.  Daha sonra Suriye, Irak ve Libya’da yaşananlarla şuanda büyük güç olan Amerika , Avrupa ve Rusya’ya karşı alternatif bir güç oluşturabileceğimiz tek yolun Türk Cumhuriyetleri ile birlikteliğimizden geçtiğini çok açık bir şekilde  gözüktü…   Bu birlikteliğin en güzel örneği Tek Millet İki Devlet anlayışı ile tasada ve kıvançta birlikte olduğumuz Can Azerbaycan ile Karabağ savaşındaki gösterdiğimiz dayanışmadır. Çünkü zaman ve yaşananlar göstermiştir ki haklı davalarımızda bile bu küresel güçler bizimle olmadılar. Emperyalist güçlerin bizimle olmayışını anladık da, bazı Müslüman ülkelerin bile Türkiye’nin aleyhinde tavır almaları, Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulmasının ne kadar önemli ve gerekli olduğunu gösterdi. Yeni bir anlayış ile kurulan Türk Devletleri Teşkilatının şu anda en önemli görevinin bağımsız Türk Cumhuriyetleri’nde birliği sağlama çalışmalarının yanı sıra, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Çin’de Doğu Türkistan bölgesinde ki kardeşlerimize ve Kırım Tatarlarına da sahip çıkması gerekir. Bu yazıyı kaleme alırken; ömürlerini halkının bağımsızlığı için adamış, bu uğurda çileli bir hayat sürmüş ve destanî bir mücadele örneği göstermiş Rauf Denktaş’ı ve Yusuf İsa Alptekin’i rahmetle anıyorum… İlerleyen yaşına rağmen mücadeleden yılmayan Kırım Tatarları Lideri Mustafa Cemiloğlu’na da sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum… Umarım bu devlet politikası bir daha sekteye uğramaz... Arap dünyasının halide malum. Bize Ne Amerika’dan, ne Rusya’dan, Ne Avrupa’dan fayda var…
Ekleme Tarihi: 22 Kasım 2021 - Pazartesi

Küresel Güçlere Karşı Tek Yol Türk Devletleri Birliği…

Daha önce Türk Konseyi olarak faaliyet gösteren, Bağımsız Türk Cumhuriyetlerini bir araya getiren ve geçtiğimiz günlerde adı Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştirilen birliğe; Nahçivan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye birlikte imza atarak yeni bir boyut kazandırdı.

Türk Devletleri arasında ilk kurulan bu birliğin fikir babası ve kurucusu Alpaslan Türkeş’i, daha sonra bu birlikteliği bir devlet politikası haline getiren Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Turgut Özal’ı bu vesileyle rahmetle anıyorum…

Ayrıca Türk Devletleri Teşkilatı kuruluşunda lokomotif görevi gören ülkemiz adına imza atan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı da kutluyorum…

Türkiye dışında yaşayan Türklerin birliğini savunan, esaret ve zulüm altında yaşayan Müslüman Türk kardeşlerimizin sıkıntılarını kendilerine şiyar edinen Alpaslan Türkeş ve dava arkadaşları, hiç alakası ve mantığı yokken zamanında ırkçılık ile suçlanmışlardı.

Daha sonra Süleyman Demirel’in Başbakanlığı döneminde; Türkiye dışında yaşayan bu dil, kültür, kan ve inanç bağı olan kardeşlerimize yardım etmek, onlarla birlikte hareket ederek bir güç oluşturmak, devlet politikası haline gelmiş ve on binlerce Türk kardeşimiz ülkemize getirilerek devlet desteği ile üniversitelerimizde öğretim görmüşlerdi…

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ise Türk Cumhuriyetleri’nde de vakıf üniversiteleri kurularak bu birlikteliğin özünü oluşturacak öğrencilerin yetişmesi sağlanmıştı…

Bu çalışmalar Turgut Özal zamanında da devam etmişti…

Emperyalist güçlerin yanı başımızda planladığı; Müslümanları lime lime ayıran kan, gözyaşı ve ızdırap projesi BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ile Türk devletlerinin bu dayanışması ister istemez geri planda kalarak sekteye uğradı.

 Daha sonra Suriye, Irak ve Libya’da yaşananlarla şuanda büyük güç olan Amerika , Avrupa ve Rusya’ya karşı alternatif bir güç oluşturabileceğimiz tek yolun Türk Cumhuriyetleri ile birlikteliğimizden geçtiğini çok açık bir şekilde  gözüktü…

 

Bu birlikteliğin en güzel örneği Tek Millet İki Devlet anlayışı ile tasada ve kıvançta birlikte olduğumuz Can Azerbaycan ile Karabağ savaşındaki gösterdiğimiz dayanışmadır.

Çünkü zaman ve yaşananlar göstermiştir ki haklı davalarımızda bile bu küresel güçler bizimle olmadılar.

Emperyalist güçlerin bizimle olmayışını anladık da, bazı Müslüman ülkelerin bile Türkiye’nin aleyhinde tavır almaları, Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulmasının ne kadar önemli ve gerekli olduğunu gösterdi.

Yeni bir anlayış ile kurulan Türk Devletleri Teşkilatının şu anda en önemli görevinin bağımsız Türk Cumhuriyetleri’nde birliği sağlama çalışmalarının yanı sıra, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Çin’de Doğu Türkistan bölgesinde ki kardeşlerimize ve Kırım Tatarlarına da sahip çıkması gerekir.

Bu yazıyı kaleme alırken; ömürlerini halkının bağımsızlığı için adamış, bu uğurda çileli bir hayat sürmüş ve destanî bir mücadele örneği göstermiş Rauf Denktaş’ı ve Yusuf İsa Alptekin’i rahmetle anıyorum…

İlerleyen yaşına rağmen mücadeleden yılmayan Kırım Tatarları Lideri Mustafa Cemiloğlu’na da sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum…

Umarım bu devlet politikası bir daha sekteye uğramaz...

Arap dünyasının halide malum. Bize Ne Amerika’dan, ne Rusya’dan, Ne Avrupa’dan fayda var…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
tayyar
(25.11.2021 00:59 - #158)
yazın için teşekkür ederim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.