Seydişehir’de belediye başkanının AK Parti’ye geçmesi, ilçede adeta bir şok etkisi yarattı. CHP tarafında ise bu durum tepkiyle karşılandı. Sosyal medyada ve halk arasında türlü söylentiler dolaşıyor: Kimi “mecbur kaldı” diyor, kimi “önceki görevlerinden kaynaklı sıkıntılar yaşadı” diye yorum yapıyor, kimisi de “parti içinde işbirliği sağlayamadı” iddiasını öne sürüyor. Bir gazeteci olarak ben de konuyu hem yetkililere hem de bu süreci yakından bilen isimlere sordum. Başkan Hasan Ustaoğlu’nun kendi ifadesine göre bu karar, kolay verilmiş bir karar değil. Ancak işin özünde, Seydişehir’e yeterli hizmet götürememenin getirdiği bir arayış var. Belediye öz kaynaklarının sınırlı olması, vaat edilen projelerin hayata geçirilmesini zorlaştırmış. Ustaoğlu da bu noktada, hizmetleri gerçekleştirebilmek için AK Parti’ye geçişin bir zorunluluk olduğunu ifade etmiş. Elbette başka tali nedenler de var. CHP’nin Türkiye genelinde ve özellikle Seydişehir ilçe teşkilatında yaşanan sıkıntılar, kararın arka planındaki etkenlerden biri. Fakat şu anda elimizdeki en güçlü gerekçe, hizmet üretme kaygısı. Burada altını çizmek isterim: Eğer bu geçişin perde arkasında yolsuzluk veya usulsüzlük gibi başka nedenler olduğu belgeleriyle ortaya konulursa, elbette biz de yazarız. Ama bugün itibarıyla görünen tablo, başkanın parti değişikliğini “daha fazla hizmet üretebilmek” adına yaptığıdır. Siyasette parti değiştirmek, her zaman tartışmalı bir konudur. Kimi ihanet olarak görür, kimi de hizmet odaklı bir zorunluluk olarak. Ama sonuçta olan, Seydişehir halkının beklentilerine oluyor. Şimdi asıl soru şu: Bu değişiklik, ilçemizin hizmet almasını gerçekten hızlandıracak mı?