Dünyayı saran Kovit 19 pandemisi insanların hayatında farklılıklar oluşturdu. O dönemde konferans, seminer ve toplantılar uzaktan yapılmaya başladı. Bu süreç yeni alternatiflerin oluşmasını neden oldu. Yusuf Kaplan’ın “Medeniyet Okulu Tasavvuru” çalışmaları bu süreçte doğdu.
Yusuf Kaplan son dönemde ismini duyduğumuz bir mütefekkir. Özellikle hazırladığı 100 kitaplık liste ilim camiasında yankı uyandırmıştı. Bu listedeki kitapların okuma yöntemi ve hedefledikleri var. Yani tesadüfen seçilmemişler. Temel amaç “ Müslümanca Düşünmeye “kılavuzluk etmek olsa da her aşamanın belli özellikleri var. Örnek olması açısından birinci aşamayla şunlar kazandırılmaya çalışılmış. “Dert sahibi yapmak, Dil zevki kazandırmak ve Medeniyet perspektifi kazandırmak “ amaçlarını öncelikli hedef olarak belirlemiş.
Kaplan’ın okuma yöntemi de “4 Kurşun Kalem” yöntemi olarak adlandırılıyor. Yeşil kalemle kavramların altı çizilecek, kırmızı kalemle önemli satırların altı çizilecek, mavi kalemle atlanmayacak yerler işaretlenecek, siyah kurşun kalemle kitabın kenarlarına notlar alınacak. Önemli notlar en üste yazılacak. Eğitimin temel kuralı olan farklılıkların dikkat çekmesi uygulaması ve akılda kalıcılık özelliklerinin burada esas alındığını görmekteyiz.
Yusuf Kaplanın kitap listesinde Sezai Karakoç kitaplarının ağırlık teşkil ettiğini görüyoruz. Diriliş Neslinin Amentüsü başta olmak üzere kitaplarının analizini görüyoruz. Bu durum Yusuf Kaplan’ın nesil yetiştirme konusunda rehberinin Karakoç olduğunu gösteriyor. Medeniyet Tasavvuru Okulu günümüzde farklı düşüncelerin etkisinde sürüklenen bir kuşağa kendi açısından yön verme çabası olarak değerlendirilebilir. Yerelde ve genelde çokça şikâyetçi olunan bazı fikir grupları var. Bu gruplar farklı alanlarda çok çeşitli okumalar yapıyorlar. Ama eleştirenlerin bir fikirleri en azından okumaları yoktu. Şu anda buna alternatif oluşmuş durumda.
Yusuf Kaplan dini açıdan Kur’an ve Sünnet çizgisinde olduğunu belirtiyor. Ama tenkit ve fikir zenginliği açısından çok yönlü okumalar yapıyor. Medeniyet fikrinin temelinde Sünnet-i Seniyye var. Şehirlerin bu bağlamda kurulması gerektiğini söylüyor. Kitapta geçen City ve Şehir kelimelerinin farklı olduğunu anlatan bölümler kelimelerin İslam medeniyetine göre anlamlandırılma şeklini ortaya koyuyor. Selefilik gibi bugün de gündem oluşturan kavramları bilgi birikimiyle değerlendiriyor. Bu satırların yazarı bu konuya ilmi bir çerçeveden yaklaşmaya çalışıyor. Herhangi bir tarafı söz konusu değil. Şu konuyu da belirtmek isterim. Bir cemaate bağlı olmayan bu okul ileriki süreçte sosyolojik anlamda cemaat haline gelebilir. Cemaatleri eleştiren Ankara Okulunun cemaat mantığı ile yürüdüğü gibi. Bölünmüşlükleri açısından dahi aynılar. Gelelim Medeniyet Tasavvuru Okuluna burada kelimelere aykırı anlamlar yükleyecek insanlar çıkabilir. Amaçtan sapılabilir. Bu yönde dikkatli olmak elzemdir. Son olarak Ümmileşme kavramını açıklamak isterim. Bu kavram insanın cahilliğini kast etmez. Aksine doğruyu görmesine engel olacak ön yargılardan kurtulması anlamına gelir. Rabbim bizleri istikametinden ayırmasın. Kendi yolunda yürüme niyetimiz oldukça yolumuz açık olsun.
Selam ve dua ile
Mustafa AK
Seydişehir Anadolu İmam Hatip Lisesi Tarih Öğretmeni
mstfknyali@gmail.com