HEPİMİZ BİRER ENGELLİ DOST EDİNELİM

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 13.12.2017 - 06:53, Güncelleme: 13.12.2017 - 06:53
 

HEPİMİZ BİRER ENGELLİ DOST EDİNELİM

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Cengiz Mühendislik Fakültesi konferans salonunda “Engelsiz Yüreklerle Hayata Dair” söyleşisi gerçekleştirildi.

Türkiye Engelsiz Bilişim Platformu Konya İl temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Yusuf Uzun ve Necmettin Erbakan üniversitesi Ahmet Cengiz Mühendislik Fakültesi ile ortaklaşa düzenledikleri söyleşiye her biri engelli olan Halise Güney İlkokul müdürü İzzet Eker, belediye çalışanlarından Ümmügülsüm Balcı ve Şair-Yazar Muhammed Uzun ve okul öğrencilerinden İbrahim Göksu’nun konuşmacı olarak katıldı. Üniversite öğrenci ve bazı engelli ailelerinin hazır bulunduğu söyleşide konuşmacılar hayat hikâyelerini katılımcılarla paylaşarak, yaşadıkları zorlukları ve hayat mücadelelerini anlattılar. Kendilerine sakat, özürlü ve çürük düşüncesi ile yaklaşılmamasını istediler. Kamu kurumlarında, okullarda, ibadethanelerde engelli rampası ve asansörün bulunmasının hayatlarını kolaylaştırdığına dikkat çektiler. Katılımcıların duygulu anlar yaşadığı ve beğenisini kazandığı “Engelsiz Yüreklerle Hayata Dair” söyleşisi programında ortak düşünce olarak herkesin birer engelli dost edinmesi de istendi. İlk konuşmacı doğuştan engelli Şair-Yazar Muhammed Uzun, kendisinin şiir kitabı çıkarttığı, şair bir yönünün olduğunu, üniversiteyi bitirdiğini, hayattan hiç korkmadığını söyleyerek; “bizim sakat olduğumuzu düşünenler yanlış düşünüyorlar” dedi. Muhammed Uzun, “Türkiye’de çok önemli engelli dernekleri var. Bu dernekler  pasif kaldığı zaman engellilerde pasif kalıyor” diyerek engelli derneklerinin önemine dikkat çekti. Üniversite okul öğrencisi İbrahim Göksu, eğitim-öğretim yılında yaşadığı zorlukları anlatarak; “asansör yoktu annem ve babam beni sırtlarında indirip çıkarıyorlardı. Bu anlamda çok zorluklar çektik, camilere hiç giremiyoruz. Çoğu kurumda asansör yok” dedi. İkinci konuşmacı Ümmügülsüm Balcı, 11 aylıkken yakalandığım hastalık binde bir görülen bir hastalıkmış. Şükürler olsun ben yine şanslıyım diyerek; “Annem, Babam ve ben elimizi bağlayıp kalmadık hepimiz bir şeyler yaptık. Her sene üçüncü katta ki evimize babamın omzunda çıktım indim. Daha sonra akülü araba ile tanıştım, rampalarım, asansörlerim oldu. Belediyede çalışıyorum. Engelliler yapamaz evlerinde oturur gibi toplumda böyle bir ön yargı var. Ben kendime inanarak bu ön yargıyı kırdım” dedi. Katılanlardan engelli yol rampalarının önüne araba park etmemelerini rica etti. Kendisinin sonradan engelli olduğunu, bu konuda daha şanslı olduğunu, yaşadıklarının bir imtihan olduğunu belirten konuşmacı ilkokul müdürü İzzet Eker ise, ben 12 yıl önce geçirdiğim bir kaza sonucu omurilik felci geçirdim ve sandalyeye mahkum oldum. Arkadaşların yaşadığı ise doğuştan anne ve babalarıyla mücadele o daha zor. Bu arkadaşlara nazaran kendimi biraz daha şanslı görüyorum. Gençtim, farklı hayaller kurarken bir anda engelli oldum. Hani derler ya hepimiz potansiyel engelliyiz ben bu örneklerden biriyim. Sıkıntılarımız var ama önemli nimetlerde var. Konuşabiliyorum, görebiliyorum, mikrofon tutabiliyorum. Allaha şükretmek gerekir. Halise Güney İlkokul müdürü Eker, nasihat nitelikteki konuşmasında üniversite öğrencilerine seslenerek ; “yaşadığınız sürece çok şeyler göreceksiniz. Ben en güzel çağımda imtihan edildim sizler de çeşitli imtihanlardan geçeceksiniz. Çok çalıştım, sürekli bir şeyler yaptım ve engelli olduğumu hissetmedim. Hayatta muhakkak başımıza bir şeyler gelecek. Hiçbir şekilde mücadeleden vazgeçmeyin ve empati yapın. Bu başa gelenlerin Allahtan gelen birer imtihan olduğunu düşünün. Elhamdülillah ben böyle düşünerek engelleri aştım” şeklinde konuştu. Söyleşinin Moderatörlüğünü yapan Yrd. Doç. Dr. Yusuf Uzun ise konuşmaların sonunda engelliler hakkında bazı verileri öğrencilerle paylaştı ve konuşmalardan çıkan sonucu aktardı. Yrd. Doç. Dr. Uzun, Seydişehir’de 1022 engelli bulunduğunu, Türkiye’de 6 milyona yakın engellinin olduğunu söyleyerek, bu sayı göz ardı edilmeyecek bir sayı, arkadaşların söylediklerinden anladık ki, mimari sorunlar, eğitim problemleri, sosyal yaşantıda sıkıntılar var. Bu sıkıntıları siz üniversite gençliği ile çözeceğiz” şeklinde konuştu. Söyleşiye katılan engelli babası Gazeteci-Yazar Hakkı Balcı, “bende bir engelli babası olmama rağmen bazen benimde eksik kaldığım taraflar oluyor. Bu söyleşi verimli oldu. Şahsen bende çok yararlandım. Siz gençlerden bir isteğim var. Hepimiz birer engelli dost edinelim” dedi. Daha sonra söyleşi programı soru cevap olarak devam etti.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Cengiz Mühendislik Fakültesi konferans salonunda “Engelsiz Yüreklerle Hayata Dair” söyleşisi gerçekleştirildi.

Türkiye Engelsiz Bilişim Platformu Konya İl temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Yusuf Uzun ve Necmettin Erbakan üniversitesi Ahmet Cengiz Mühendislik Fakültesi ile ortaklaşa düzenledikleri söyleşiye her biri engelli olan Halise Güney İlkokul müdürü İzzet Eker, belediye çalışanlarından Ümmügülsüm Balcı ve Şair-Yazar Muhammed Uzun ve okul öğrencilerinden İbrahim Göksu’nun konuşmacı olarak katıldı.

Üniversite öğrenci ve bazı engelli ailelerinin hazır bulunduğu söyleşide konuşmacılar hayat hikâyelerini katılımcılarla paylaşarak, yaşadıkları zorlukları ve hayat mücadelelerini anlattılar.

Kendilerine sakat, özürlü ve çürük düşüncesi ile yaklaşılmamasını istediler. Kamu kurumlarında, okullarda, ibadethanelerde engelli rampası ve asansörün bulunmasının hayatlarını kolaylaştırdığına dikkat çektiler.

Katılımcıların duygulu anlar yaşadığı ve beğenisini kazandığı “Engelsiz Yüreklerle Hayata Dair” söyleşisi programında ortak düşünce olarak herkesin birer engelli dost edinmesi de istendi.

İlk konuşmacı doğuştan engelli Şair-Yazar Muhammed Uzun, kendisinin şiir kitabı çıkarttığı, şair bir yönünün olduğunu, üniversiteyi bitirdiğini, hayattan hiç korkmadığını söyleyerek; “bizim sakat olduğumuzu düşünenler yanlış düşünüyorlar” dedi.

Muhammed Uzun, “Türkiye’de çok önemli engelli dernekleri var. Bu dernekler  pasif kaldığı zaman engellilerde pasif kalıyor” diyerek engelli derneklerinin önemine dikkat çekti.

Üniversite okul öğrencisi İbrahim Göksu, eğitim-öğretim yılında yaşadığı zorlukları anlatarak; “asansör yoktu annem ve babam beni sırtlarında indirip çıkarıyorlardı. Bu anlamda çok zorluklar çektik, camilere hiç giremiyoruz. Çoğu kurumda asansör yok” dedi.

İkinci konuşmacı Ümmügülsüm Balcı, 11 aylıkken yakalandığım hastalık binde bir görülen bir hastalıkmış. Şükürler olsun ben yine şanslıyım diyerek; “Annem, Babam ve ben elimizi bağlayıp kalmadık hepimiz bir şeyler yaptık. Her sene üçüncü katta ki evimize babamın omzunda çıktım indim. Daha sonra akülü araba ile tanıştım, rampalarım, asansörlerim oldu. Belediyede çalışıyorum. Engelliler yapamaz evlerinde oturur gibi toplumda böyle bir ön yargı var. Ben kendime inanarak bu ön yargıyı kırdım” dedi. Katılanlardan engelli yol rampalarının önüne araba park etmemelerini rica etti.

Kendisinin sonradan engelli olduğunu, bu konuda daha şanslı olduğunu, yaşadıklarının bir imtihan olduğunu belirten konuşmacı ilkokul müdürü İzzet Eker ise, ben 12 yıl önce geçirdiğim bir kaza sonucu omurilik felci geçirdim ve sandalyeye mahkum oldum. Arkadaşların yaşadığı ise doğuştan anne ve babalarıyla mücadele o daha zor. Bu arkadaşlara nazaran kendimi biraz daha şanslı görüyorum. Gençtim, farklı hayaller kurarken bir anda engelli oldum. Hani derler ya hepimiz potansiyel engelliyiz ben bu örneklerden biriyim. Sıkıntılarımız var ama önemli nimetlerde var. Konuşabiliyorum, görebiliyorum, mikrofon tutabiliyorum. Allaha şükretmek gerekir.

Halise Güney İlkokul müdürü Eker, nasihat nitelikteki konuşmasında üniversite öğrencilerine seslenerek ; “yaşadığınız sürece çok şeyler göreceksiniz. Ben en güzel çağımda imtihan edildim sizler de çeşitli imtihanlardan geçeceksiniz. Çok çalıştım, sürekli bir şeyler yaptım ve engelli olduğumu hissetmedim. Hayatta muhakkak başımıza bir şeyler gelecek. Hiçbir şekilde mücadeleden vazgeçmeyin ve empati yapın. Bu başa gelenlerin Allahtan gelen birer imtihan olduğunu düşünün. Elhamdülillah ben böyle düşünerek engelleri aştım” şeklinde konuştu.

Söyleşinin Moderatörlüğünü yapan Yrd. Doç. Dr. Yusuf Uzun ise konuşmaların sonunda engelliler hakkında bazı verileri öğrencilerle paylaştı ve konuşmalardan çıkan sonucu aktardı.

Yrd. Doç. Dr. Uzun, Seydişehir’de 1022 engelli bulunduğunu, Türkiye’de 6 milyona yakın engellinin olduğunu söyleyerek, bu sayı göz ardı edilmeyecek bir sayı, arkadaşların söylediklerinden anladık ki, mimari sorunlar, eğitim problemleri, sosyal yaşantıda sıkıntılar var. Bu sıkıntıları siz üniversite gençliği ile çözeceğiz” şeklinde konuştu.

Söyleşiye katılan engelli babası Gazeteci-Yazar Hakkı Balcı, “bende bir engelli babası olmama rağmen bazen benimde eksik kaldığım taraflar oluyor. Bu söyleşi verimli oldu. Şahsen bende çok yararlandım. Siz gençlerden bir isteğim var. Hepimiz birer engelli dost edinelim” dedi.

Daha sonra söyleşi programı soru cevap olarak devam etti.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.