MHP?Lİ ALTAN ALTIOK, ?ADAY DEĞİLİM??

Altıok basın bildirisinde; “Bilindiği üzere 26 Mart 2017 Pazar günü ilçe kongremiz gerçekleşecektir. İlçe kongremizle ilgili olarak değerli ülküdaşlarımızın ve hemşerilerimizin şahsıma yoğun bir şekilde sormuş oldukları sorular ve geçtiğimiz hafta yazılı basında şahsımın adaylığı ile ilgili yayınlanmış bir haber sebebiyle bu açıklamayı yapmak ihtiyacı hasıl olmuştur. Özellikle benim de milletvekili adayı olduğum 1 Kasım 2015 Genel Seçimlerinden sonra Milliyetçi – Ülkücü Hareket ülke gündeminin de üst sıralarında takip edilen tartışmaların başrolünde olmuştur. Sözde Kurultay süreci, mahkemeler, 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında gündeme gelen anayasa değişikliği ve halen içerisinde olduğumuz referandum sürecinde Milliyetçi – Ülkücü Hareket ülke gündeminin ilk sırasında yer almıştır ve almaya de devam etmektedir. 26 yıl önce, Ülkü Ocaklarına adım attığım ilk günden itibaren bizi biz yapan “Lider, Doktrin, Teşkilat” ilkesinden bir an olsun taviz vermeyen, otel köşelerinde sözde kurultay toplanınca “Bittiniz, ilçede 3-5 kişikaldınız hepiniz defolup gideceksiniz” diye saldıranların karşısında dimdik duran, şahıslara değilLidere, Doktrine, Teşkilata sadakati şeref sayan, hayatının her anını Milliyetçi – Ülkücü Hareket’e hizmet etmeye adamış bir Ülkücü olarak; “Lider, Doktrin, Teşkilat” ilkesini hiçe sayan, hiçe sayanlara çanak tutan ve bunları görmezden gelenlerin sözde Liderimizin yanında olduklarını beyan eden şahıslarca el üstünde tutulduğu, korunduğu ve kollandığı, Genel Merkez politikalarını hiçe sayanların cirit attığı, referandum konusunda bile omurgalı dik bir duruş yerine gizli köşelerde “Hayır diyeceğiz, çalışmayacağız” diye anlaşıp farklı ortamlarda farklı kaygılarla “Evet diyeceğiz” diyenlere söz hakkı verilen bir ortamda ilçe kongresinde aday olmanın Milliyetçi – Ülkücü Hareket’e bir fayda sağlayacağına inancım yoktur. Ülkücü, duruşu net olan kişidir. Genel Başkan’a muhalif olabilir, Genel Merkez “Evet” oyu vereceğini açıklar ama Ülkücü “Hayır” oyu da verebilir en doğal hakkıdır ama Ülkücü, Ali’yi görünce “Evet” Veli’yi görünce “Hayır” diyeceğim demez. Ülkücü, tüm Genel Başkan adaylarının karşısında el ovuşturup, Lider için “20 yıldır sırtımızda taşıdık yeter artık gitsin” deyip de sonrasında yakınları ile ilgili farklı olaylar yaşanınca Liderin karşısında diz çöküp şahsi işlerinin peşinde koşmaz. Milliyetçi – Ülkücü Hareket’in Lideri Devlet Bahçeli muhaliflere baskı yapmakla, muhalifleri kongrelere sokmamakla, kongrelerde delegeleri ayarlamakla eleştirildi. İşte bu iddiaya en güzel cevap 26 Mart günü Seydişehir’de verilecek. 30’a yakın üyenin buharlaşıp yok olduğu, Yargıtay kayıtlarında 376 olan üye sayısının ilan edilen listede 350 civarında kaldığı, üyelik ölçüsü olarak Ülkücü olmanın değil de birileriyle eş, dost, akraba, enişte, gelin, damat, komşu olmak olduğu, üye sayısı 400’ü geçmesin diye “Genel Merkez Üye Kaydı Yaptırmıyor” şeklinde hazır bahanelerinin olduğu bir ortamda bakalım bu sefer ne olacak da kabahat Genel Merkez’e ve Lidere atılacak. İnanıyorum ki “Değişim” taraftarı olan ve üye listelerini dilediği gibi şekillendiren bir ilçe yönetiminin kongreye tek liste halinde gitmesi de zaten “Devlet Bahçeli kongrelere müdahale ediyor, muhalifleri susturuyor, kongreler baskıyla tek liste olarak yapılıyor” diye tezvirat yapanlara da en güzel cevap olacaktır. Bize düşen ise eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ali Metin Tokdemir ağabeyin sözlerini kendimize bu süreçte rehber edinmektir “Ülkücülük bazen evinin bir köşesine çekilip, lekesiz, onurlu bir şekilde yaşamaktır.” Saygılarımla…”