KİRLİ SİYASET ÜRÜNÜ BUNLAR…

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 27.04.2017 - 08:31, Güncelleme: 27.04.2017 - 08:31
 

KİRLİ SİYASET ÜRÜNÜ BUNLAR…

Bir ikindi vakti kardeşim ve arkadaşları ile Ziraat Bankasının karşı kaldırımında karşılaştık… Kucaklaşıp kısa süreli hal hatır sorup ayrıldık… Buraya kadar her şey normal…

Bu karşılaşma ve kardeş kucaklaşması 30 Mart yerel seçimler sonrasıydı… Öyle olunca da; kimine göre manidar bu kucaklaşma… Sen gör bu kucaklaşmayı; yeme, içme seçimlerin bir numarasına ertesi gün götür ‘Yusuf Balcı ile Hakkı Balcı kucaklaşıyorlardı’ de… Bir numara iyi ki feraset sahibi… Verdiği cevapla bu kirli kalbin fitne, fesat dolu münafık şahsiyetin değirmenine su dökmemiş… Takdirle yâd ediyorum… Bu şahsiyetsiz adam… Pespaye yalaka… Bir şey üretme kabiliyetinden yoksun ya da kişisel çıkarlarına ulaşmak için üretme zahmetine katlanmadan, en kolay yolu gıybeti, ispiyonu seçen bir zavallı… Peki, tek başına mı? Sürüsüyle… Referandum süreci de bunlardan çok üretti maalesef…  O seçimde; Vefa kavramını ömrünün her noktasında yaşamış bir insan olarak, aynı okuldan arkadaşım, dostum, ağabeyim ve insan olarak sevgi ve saygı duyduğum Sevgili dostum Abdulkadir Çat’a Belediye başkanı olması için oy verdim… Bugün seçim olsa bu tercihimin yine değişmeyeceğini, asla karşılaştırmalı bir tercih olmadığını tamamen 37 yıllık dostluğun tezahürü olduğunu da dostlarım bilir… Kardeşim Yusuf Balcı’da; yine kişiliği ve yıllardan beri üzerinde taşıdığı iyi adam, dava adamı misyonunu değişmeden taşıyan sevgi ve saygı duyduğum Mehmet Tutal’ın seçimleri kazanması için çalışmış, sadece oy vermekle kalmayıp gecesini gündüzüne katmıştı… Ve Kardeşimin tercihi ipi göğüsledi… Mehmet Tutal Belediye başkanı oldu… Rabbim muvaffakiyetine yardımcı olsun… İşte bu durum; dek-baz tacir, ve muadili karakterler için bulunmaz bir fırsattı ve bu fırsatı böylesi aşağılık bir üslup ve yöntemle kullanmaya çalıştılar… Aradan 3 yıl geçti değişeni yok… Duruma göre, zemine-zamana göre tavır alan gıybetçi, ispiyoncu şerefsizler sahnede… Sürüsüne bereket… Geçtiğimiz günlerde bir rızık müracaatını değerlendirecek mülk sahibine ‘Köşe yazarı Hakkı Balcı solcu’ ispiyonunu yapan cibilliyetsiz de böylesi bir adam… Sadece isim ve cisim farklı… Kalpleri, dilleri vıcır vıcır irin… Muhafazakâr, Müslüman gömleğine sığınmış, ahlaksız, edepsiz kendi sahtekârlıklarını başkalarını yücelterek ya da ötekileştirip gizlemeye çalışan bir sürü goygoycu tayfa… Dostlarımın ‘Hakkı Balcı’ya AK Partili, MHP’li, BBP’li, Saadet Partili ya da sağcı yakıştırmaları yapılabilir ama asla solcu diyemez kimse…’ savunmaları doğrudur teşekkür ederim ancak solcu olmakta bir suç değil, insan olmanın şartları solcu olmak ya da sağcı olmaktan geçmez… Bunu bilir bunu söylerim… Gelelim referanduma… Hayatımın hiçbir döneminde aktif siyasetin içerisinde yer almadım... Ülkesini, milletini seven milli ve manevi değerlere bağlı, bananecilikten uzak, hep üretmeye çalışan bir adam oldum… Referandumda da ne yapacağımdan çok, ne yapmamam gerektiğini düşünerek oyumu ‘Evet’ yönünde kullanan bir vatandaşım… Yarın referandum olsa yine ‘evet’ diyeceğinden emin bir vatandaş… Hal böyleyken; Solcu ya da başka sıfatlandırmalarla; sahtekârların gıybetine, iftirasına maruz kalmış ben ve benim gibi birçok kişiyi bir fanusun içine hapseden şerefsizler ahval buyken; şimdi nereye koyacaksınız? Kiminiz ‘Evet’ dedim diye vatan haini, kiminiz de süksünüzü eğip sahtekarlığınızı hatırlamış olacaksınız… “Nice canlı var ki, rızkını (yanında) taşımıyor. Onlara da size de rızık veren Allah’tır. O, her şeyi işitir ve bilir.” (el-Ankebût, 60) Bu ayetten ve ilahi adaletten haberiniz yok mu sizin? Siyaseti sadece kendi azınlık kitlesiyle dar bir mecrada yürüten ve sadece o azınlık gurubun işlerini yürütme olarak algılayıp buna göre politikalar üreten kifayetsiz politikacı ve bürokratların ürünlerisiniz hepiniz… Kamu, özel sektör ve diğer toplumsal alanlarda pragmatizmi kanıksattıran idealizmden uzak, liyakati en arka plana atan, siyasi huzurun göstergesi devlet-millet kaynaşmasının temeline dinamit koyan ve bu durumdan nemalanan hem bireylerin hem de buna fırsat verenlerin küçücük şehirdeki eylemleri böylesi bir ötekileşmeyi, adaveti getiriyorsa rantın büyük olduğu alanlarda ne olur varın siz düşünün… Hülasası; “Suret-i Hak”tan görünüp, yafta ve yalakalıklar yaparak kısa vadede bir şeyler kazandığını zanneden, çıkarlarına ulaşmada her yolu mubah sayan iyi bilsinler ki bu aşağılık yöntem eninde sonunda kaybettirtecektir… Esefle belirteyim ki! FETÖ bu ülke için ne kadar tehlikeli ise; bu yalaka gürûhu; hem yerelde hem de güzel ülkemizin kalkınmasının ve toplumsal barışın önündeki en büyük tehlike ve engeldir… Bu asla bir kin değil ama sizden hesap sormayan Hakkı Balcı namert olsun… GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ ‘Fitne büyüyor, göz göre göre, büyüte büyüte…’
Bir ikindi vakti kardeşim ve arkadaşları ile Ziraat Bankasının karşı kaldırımında karşılaştık… Kucaklaşıp kısa süreli hal hatır sorup ayrıldık… Buraya kadar her şey normal…

Bu karşılaşma ve kardeş kucaklaşması 30 Mart yerel seçimler sonrasıydı… Öyle olunca da; kimine göre manidar bu kucaklaşma… Sen gör bu kucaklaşmayı; yeme, içme seçimlerin bir numarasına ertesi gün götür ‘Yusuf Balcı ile Hakkı Balcı kucaklaşıyorlardı’ de…

Bir numara iyi ki feraset sahibi… Verdiği cevapla bu kirli kalbin fitne, fesat dolu münafık şahsiyetin değirmenine su dökmemiş… Takdirle yâd ediyorum…

Bu şahsiyetsiz adam… Pespaye yalaka… Bir şey üretme kabiliyetinden yoksun ya da kişisel çıkarlarına ulaşmak için üretme zahmetine katlanmadan, en kolay yolu gıybeti, ispiyonu seçen bir zavallı… Peki, tek başına mı? Sürüsüyle… Referandum süreci de bunlardan çok üretti maalesef…

 O seçimde; Vefa kavramını ömrünün her noktasında yaşamış bir insan olarak, aynı okuldan arkadaşım, dostum, ağabeyim ve insan olarak sevgi ve saygı duyduğum Sevgili dostum Abdulkadir Çat’a Belediye başkanı olması için oy verdim… Bugün seçim olsa bu tercihimin yine değişmeyeceğini, asla karşılaştırmalı bir tercih olmadığını tamamen 37 yıllık dostluğun tezahürü olduğunu da dostlarım bilir…

Kardeşim Yusuf Balcı’da; yine kişiliği ve yıllardan beri üzerinde taşıdığı iyi adam, dava adamı misyonunu değişmeden taşıyan sevgi ve saygı duyduğum Mehmet Tutal’ın seçimleri kazanması için çalışmış, sadece oy vermekle kalmayıp gecesini gündüzüne katmıştı… Ve Kardeşimin tercihi ipi göğüsledi… Mehmet Tutal Belediye başkanı oldu… Rabbim muvaffakiyetine yardımcı olsun…

İşte bu durum; dek-baz tacir, ve muadili karakterler için bulunmaz bir fırsattı ve bu fırsatı böylesi aşağılık bir üslup ve yöntemle kullanmaya çalıştılar…

Aradan 3 yıl geçti değişeni yok… Duruma göre, zemine-zamana göre tavır alan gıybetçi, ispiyoncu şerefsizler sahnede… Sürüsüne bereket…

Geçtiğimiz günlerde bir rızık müracaatını değerlendirecek mülk sahibine ‘Köşe yazarı Hakkı Balcı solcu’ ispiyonunu yapan cibilliyetsiz de böylesi bir adam… Sadece isim ve cisim farklı… Kalpleri, dilleri vıcır vıcır irin… Muhafazakâr, Müslüman gömleğine sığınmış, ahlaksız, edepsiz kendi sahtekârlıklarını başkalarını yücelterek ya da ötekileştirip gizlemeye çalışan bir sürü goygoycu tayfa…

Dostlarımın ‘Hakkı Balcı’ya AK Partili, MHP’li, BBP’li, Saadet Partili ya da sağcı yakıştırmaları yapılabilir ama asla solcu diyemez kimse…’ savunmaları doğrudur teşekkür ederim ancak solcu olmakta bir suç değil, insan olmanın şartları solcu olmak ya da sağcı olmaktan geçmez… Bunu bilir bunu söylerim…

Gelelim referanduma…

Hayatımın hiçbir döneminde aktif siyasetin içerisinde yer almadım... Ülkesini, milletini seven milli ve manevi değerlere bağlı, bananecilikten uzak, hep üretmeye çalışan bir adam oldum… Referandumda da ne yapacağımdan çok, ne yapmamam gerektiğini düşünerek oyumu ‘Evet’ yönünde kullanan bir vatandaşım… Yarın referandum olsa yine ‘evet’ diyeceğinden emin bir vatandaş…

Hal böyleyken;

Solcu ya da başka sıfatlandırmalarla; sahtekârların gıybetine, iftirasına maruz kalmış ben ve benim gibi birçok kişiyi bir fanusun içine hapseden şerefsizler ahval buyken; şimdi nereye koyacaksınız? Kiminiz ‘Evet’ dedim diye vatan haini, kiminiz de süksünüzü eğip sahtekarlığınızı hatırlamış olacaksınız…

“Nice canlı var ki, rızkını (yanında) taşımıyor. Onlara da size de rızık veren Allah’tır. O, her şeyi işitir ve bilir.” (el-Ankebût, 60) Bu ayetten ve ilahi adaletten haberiniz yok mu sizin?

Siyaseti sadece kendi azınlık kitlesiyle dar bir mecrada yürüten ve sadece o azınlık gurubun işlerini yürütme olarak algılayıp buna göre politikalar üreten kifayetsiz politikacı ve bürokratların ürünlerisiniz hepiniz…

Kamu, özel sektör ve diğer toplumsal alanlarda pragmatizmi kanıksattıran idealizmden uzak, liyakati en arka plana atan, siyasi huzurun göstergesi devlet-millet kaynaşmasının temeline dinamit koyan ve bu durumdan nemalanan hem bireylerin hem de buna fırsat verenlerin küçücük şehirdeki eylemleri böylesi bir ötekileşmeyi, adaveti getiriyorsa rantın büyük olduğu alanlarda ne olur varın siz düşünün…

Hülasası;

“Suret-i Hak”tan görünüp, yafta ve yalakalıklar yaparak kısa vadede bir şeyler kazandığını zanneden, çıkarlarına ulaşmada her yolu mubah sayan iyi bilsinler ki bu aşağılık yöntem eninde sonunda kaybettirtecektir…

Esefle belirteyim ki! FETÖ bu ülke için ne kadar tehlikeli ise; bu yalaka gürûhu; hem yerelde hem de güzel ülkemizin kalkınmasının ve toplumsal barışın önündeki en büyük tehlike ve engeldir…

Bu asla bir kin değil ama sizden hesap sormayan Hakkı Balcı namert olsun…

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

‘Fitne büyüyor, göz göre göre, büyüte büyüte…’

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.