Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

GÖNÜL SERGİLERİ?

Atatürk Caddesi yeniliğe kapalı zihinlerin ömür boyu algılamayacağı özellikte ve güzellikte bir gezi yolu haline geldi… Yolun ramazan ayının başı itibari ile iftar sonrası araç trafiğine kapatılarak yaya trafiğine açılması renk çeşidi arttı… Caddede seyyar satıcıların yanı sıra icra ettikleri sanatı Seydişehirlinin hizmetine sunma gayreti içerisinde olan sanatçılarda eserlerini sergilemeye başladılar… Fotoğraf sanatçısı Hüseyin Bostancı Seydişehir Belediyesi ve Art Ajansın sponsorluğunda fotoğraflarını bu yolda sergiledi… İlçemizin çeşitli bölgelerinden görüntülediği canlı cansız objelerin yanı sıra manzara, siluet çekimleri aynı zamanda kültürel zenginliklerimizin de tanıtımı olarak göze çarpıyordu… Çalışmalarından dolayı yüreği güzel, elinden emekli fotoğraf sanatçısı Hüseyin Bostancı kardeşimi gönülden tebrik ediyorum… Geçtiğimiz günlerde aynı güzergâhta Şehir ve Bölge Planlamacısı Mehtap Arsan ve Eşi mahir Arslan tarafından sergilenen Kanvas tablo ve dekoratif ahşap saat sergisi de kültürel zenginliğimize katkı niteliğindeydi... Kaldırımlarda sergilenen gümüş takılar ise büyüleyici… Ayşe Çelik hanımefendinin el emeği göz nuru çalışmaları devasa gümüş takı mağazalarında bile az rastlanabilecek özelliklerde… Namı yurtdışına taşmış durumda… Sanatsal özelliği ön planda olan bu sergiler Hakkâk sanatçısı sevgili Mehmet Elbi kardeşin sergilerini hatırlattı bana… Sergi hazırlıkları günlerce sürmüş eserlerin Seydişehirliye sunumunun en naif şekilde yapılabilmesi için gönül gayretleri sarf edilmişti… Sözlü itibar çoktu ama verilen kıymetin netice itibari ile sanatçıya yansıması sıfır düzeyindeydi…Hakkâk sanatı oldukça zor meşakkatli sabır isteyen bir sanat ve ülkemizde bu sanatı icra eden sanatçı sayısı elle sayılır ölçülerde… Sergi sırasında tahsilli bir zatı muhteremin işaret parmağını bükerek karpuzun ergin olup olmadığına bakar gibi vurarak çıkan sese göre esere kıymet biçtiğine şahit oldum… Hâlbuki görülmesi, hissedilmesi gereken şey harekeleri dâhil bir ayetin yekpare olarak ahşap üzerine nakşedildiğiydi… Sahi! Seydişehir sanata, kültüre ne kadar duyarlı? Duyarlılığı artırmak ve sanatçılarımızı desteklemek kimlerin görevi? Sivil toplum kuruluşlarımız sanatın neresinde olmalı? Bu iş sadece belediyenin kültürel çalışmaları ile mi sınırlı kalmalı? Vesaire, vesaire, vesaire… Sorular çoğaltılabilir... Bu arada Matematik öğretmeni ve dağcılığı ile tanıdığımız Canan Gören hanımefendinin de bir sergi hazırlığı olduğu bilgisini aldım… Sanatçı evsel atıklardan ürettiği eserlerini 2011 yılında İzmir’de sergilemiş…Canan Gören Peçeteden balerin, kuş, plastik yoğurt kapaklarına geçirdiği ten rengi çoraplara özel attığı düğümlerle ortaya koyduğu çalışmalar ilgili çevrelerce çevreci bir duruş olarak yorumlanmış… Ne dersiniz? Canan gören öğretmenin 2011 yılında İzmir’de düzenlediği sergiyi ilçemizde bu zamana kadar düzenlememesi sanata ve kültüre verdiğimiz değerle doğru orantılı değil mi? Bu vesile ile sanatına halktan yana değer kazandıran… Zaman içerisinde sanatsal üstünlüğünü kibire dönüştürmeyen gönlü zengin tüm sanatçı ve sanatkârlarımızı tebrik ve takdir ediyorum…
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

GÖNÜL SERGİLERİ?

Atatürk Caddesi yeniliğe kapalı zihinlerin ömür boyu algılamayacağı özellikte ve güzellikte bir gezi yolu haline geldi… Yolun ramazan ayının başı itibari ile iftar sonrası araç trafiğine kapatılarak yaya trafiğine açılması renk çeşidi arttı…

Caddede seyyar satıcıların yanı sıra icra ettikleri sanatı Seydişehirlinin hizmetine sunma gayreti içerisinde olan sanatçılarda eserlerini sergilemeye başladılar…

Fotoğraf sanatçısı Hüseyin Bostancı Seydişehir Belediyesi ve Art Ajansın sponsorluğunda fotoğraflarını bu yolda sergiledi… İlçemizin çeşitli bölgelerinden görüntülediği canlı cansız objelerin yanı sıra manzara, siluet çekimleri aynı zamanda kültürel zenginliklerimizin de tanıtımı olarak göze çarpıyordu…

Çalışmalarından dolayı yüreği güzel, elinden emekli fotoğraf sanatçısı Hüseyin Bostancı kardeşimi gönülden tebrik ediyorum…

Geçtiğimiz günlerde aynı güzergâhta Şehir ve Bölge Planlamacısı Mehtap Arsan ve Eşi mahir Arslan tarafından sergilenen Kanvas tablo ve dekoratif ahşap saat sergisi de kültürel zenginliğimize katkı niteliğindeydi...

Kaldırımlarda sergilenen gümüş takılar ise büyüleyici… Ayşe Çelik hanımefendinin el emeği göz nuru çalışmaları devasa gümüş takı mağazalarında bile az rastlanabilecek özelliklerde… Namı yurtdışına taşmış durumda…

Sanatsal özelliği ön planda olan bu sergiler Hakkâk sanatçısı sevgili Mehmet Elbi kardeşin sergilerini hatırlattı bana… Sergi hazırlıkları günlerce sürmüş eserlerin Seydişehirliye sunumunun en naif şekilde yapılabilmesi için gönül gayretleri sarf edilmişti…

Sözlü itibar çoktu ama verilen kıymetin netice itibari ile sanatçıya yansıması sıfır düzeyindeydi…Hakkâk sanatı oldukça zor meşakkatli sabır isteyen bir sanat ve ülkemizde bu sanatı icra eden sanatçı sayısı elle sayılır ölçülerde…

Sergi sırasında tahsilli bir zatı muhteremin işaret parmağını bükerek karpuzun ergin olup olmadığına bakar gibi vurarak çıkan sese göre esere kıymet biçtiğine şahit oldum… Hâlbuki görülmesi, hissedilmesi gereken şey harekeleri dâhil bir ayetin yekpare olarak ahşap üzerine nakşedildiğiydi…

Sahi! Seydişehir sanata, kültüre ne kadar duyarlı? Duyarlılığı artırmak ve sanatçılarımızı desteklemek kimlerin görevi? Sivil toplum kuruluşlarımız sanatın neresinde olmalı? Bu iş sadece belediyenin kültürel çalışmaları ile mi sınırlı kalmalı? Vesaire, vesaire, vesaire… Sorular çoğaltılabilir...

Bu arada Matematik öğretmeni ve dağcılığı ile tanıdığımız Canan Gören hanımefendinin de bir sergi hazırlığı olduğu bilgisini aldım…

Sanatçı evsel atıklardan ürettiği eserlerini 2011 yılında İzmir’de sergilemiş…Canan Gören Peçeteden balerin, kuş, plastik yoğurt kapaklarına geçirdiği ten rengi çoraplara özel attığı düğümlerle ortaya koyduğu çalışmalar ilgili çevrelerce çevreci bir duruş olarak yorumlanmış…

Ne dersiniz? Canan gören öğretmenin 2011 yılında İzmir’de düzenlediği sergiyi ilçemizde bu zamana kadar düzenlememesi sanata ve kültüre verdiğimiz değerle doğru orantılı değil mi?

Bu vesile ile sanatına halktan yana değer kazandıran… Zaman içerisinde sanatsal üstünlüğünü kibire dönüştürmeyen gönlü zengin tüm sanatçı ve sanatkârlarımızı tebrik ve takdir ediyorum…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.