Muhammed Kemal ERDEM
Köşe Yazarı
Muhammed Kemal ERDEM
 

KARAMANOĞULLARI VE TURGUTOĞULLARI BEYLİKLERİ DÖNEMİNDE SEYDİŞEHİR - 1

Merhabalar değerli tarih dostları. Beylikler Dönemi’nde Seydişehir’i anlatmaya Eşrefoğulları Beyliği ile başlamış ardından Hamitoğulları Beyliği  ile devam etmiştik. Yazımızı da Hamitoğulları sonrası Seydişehir’in Osmanoğulları ile Karamanoğulları arasında uzun yıllar boyunca el değiştirdiğinden bahsederek sonlandırmıştık. Evet, 1380 yılında Seydişehir’in  1. Murat tarafından Hamitoğulları Beyliği’nden satın alınmasi ile Cumhuriyet dönemine kadar aralıksız Osmanlıların Seydişehir’e hâkim olduğu görüşü doğru değildir. Zira Hamitoğulları Seydişehir’i Karamanoğulları ve Turgutoğulları akınlarından kurtaramadığı için satmak zorunda kalmıştır. Peki, Turgutoğulları ve bağlı bulundukları Karamanoğulları Beyligi neden kurulduğu günden bu yana sürekli Seydişehir’i ele geçirmek istiyorlardı? Siyasi sebepler dışında Seydişehir’i o yıllarda bölge içinde öne çıkaran tek sebep vardı; o da elbette ki şehrimizin kurucusu Seyyid Harun Veli idi. Geçmişte Turgutoğulları’nın Seydişehir ile ilişkilerine dair birçok yazı kaleme aldım. Bu yüzden şimdi benzer şeyleri tekrar yazmak yerine sizi Seydişehir’in ilk kuruluş yıllarına götürmek istiyorum. Malumunuz üzere Turgutoğulları aşireti, Seyyid Harun Veli gibi Horasan’dan Anadolu’ya göç etmiştir. Acaba Seyyid Harun Veli, Turgutoğulları ile Horasan’da da irtibat halinde miydi? Seyyid Harun Veli’nin Horasan’dan Seydişehir’e olan bu yolculuğu esnasında Turgutoğulları’nın herhangi bir yardımı oldu mu? Bu konuda elimizde bulunan tek kaynak Seyyid Harun Veli’nin ölümünden yaklaşık 230 yıl sonra yazılan Seyyid Harun Veli Makalati. Eserde Seyyid Harun Veli’nin Horasan’da bir bey iken, amcaların mezarlarını ziyareti esnasında gaipten gelen ses üzerine bir bulut eşliğinde Horasan’dan Konya’ya gelmesi, burda iki yıl konakladıktan sonra Seydişehir’e geçip şehri inşa etmesi anlatılıyor. Seyyid Harun Veli’nin bu yolculuğunun kaç yıl sürdüğü, Konya’da kaldığı iki yıl süresince kimlerle görüştü gibi sorularin cevaplarını maalesef eserde bulamıyoruz. İşte tam da bu noktada değerli hemşehrimiz Süleyman Demirel Üniversitesi, Tarih bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Şen Hoca’ nın, geçen yıl Seyyid Harun Veli hakkında yayımlanan makalesini çok değerli buluyorum.(1) Sayın Şen, özetle; Seyyid Harun Veli’nin bu yolcukla ilgili aldığı manevi ilham dışında, o dönemde Selçuklu tahtında ağırlığı bulunan Karamanoğulları’nın ve askeri gücünü temsil eden Turgutouğulları’nın, Seyyid Harun Veli ve kafilesinin Seydişehir’e yerleşmeleri konusunda yardımcı olmuş olabileceği ihtimalini dillendiriyor.  Zira Seyyid Harun Veli ve kafilesi ilk kez geldiği bu topraklarda  dağ eteğinde, korunaklı, sulu ve verimli arazilere sahip olan, eski ve yeni yerleşim yerlerine yakın bir bölgeyi keşfederken bölgeyi tanıyan birilerinin yönlendirmesine ihtiyaç duymuş olabilirlerdi.  Bu kimseler Eşrefoğulları olamaz. Zira, Eşrefoğlu Mehmet Bey’in bu yerleşimden önceden beri haberi olsa idi ordusu ile Seydişehir’e gelmezdi. Bu durumda şayet Seyyid Harun Veli  bir yardım aldı ise , Karamanoğulları’nın yardımcı olması daha olasıdır. Ayrıca unutulmamalıdır ki, Eşrefoğulları, Karamanoğulları’nın müttefikidir. Acaba Seyyid Harun Veli’nin makalatında geçen “Ya Harun Rum’a çık, Karaman iline Küpe dağı derler, bir dağın şarkından yana bir şehir yap” derken “Karamanoğulları” nı kast etmiş olabilir mi?  Malesef elimizde herhangi bir belge olmadığı için tüm bu düşünceler birer varsayımdan ibaret kalıyor.Bununla birlikte Karamanoğulları’nın Seyyid Harun Veli ilişkisine dair elimizdeki tek belge Karamanoğlu Sultanı 2. İbrahim Bey’in Ulu Kilise köyündeki arazileri ve azatlısı Bahadır Ağa Yenice Köy ’deki arazilerin gelirini Seyyid Harun Veli zaviyesine bağışladığını gösteren vakfiyelerdir(2)   Karamanoğulları Beyliği’ne 1474 yılında Fatih Sultan Mehmet son vermiştir. Beylik bu tarihte yıkılmış olsa da Karamanoğullarına bağlı beyler, yerel güçlerini daha uzun yıllar devam ettirmişlerdir. Örneğin 1523 yılında Seydişehir’in en nüfuzlu kişisi hala Turgutoğlu Şeyh Musa Beydir. Yağlıhöyük, Dereli, Akçalı, Gevrekli, Nuzumla,Karacahisar, Taşagıl, Avşarviran, Olberid, Manastır, Boyalı, Hisarlık daha birçok köyün gelirleri hala Musa Bey’in zeametidir. (3) Karamanoğlu Beyliği’nin yıkılması üzerinden yıllar geçtiği halde Turgutoğlu Şeyh Musa Bey nasıl hala Seydişehir’in en güçlü kişisi konumunda olabiliyordu? İlerleyen yıllarda Turgutoğlu Şeyh Musa ve ailesine ne oldu? Dilerseniz bu soruların cevaplarını bir sonraki yazımızda cevaplayalım   Yeniden görüşmek dileğiyle.   Muhammed Kemal Erdem İnstagram /Twitter: eski_seydişehir  & eski_konya           Kaynaklar;                 Mehmet Emin Şen, “Bir Şehir Kurucusu Olarak Seyyid Harun Veli”, SDÜ Fen Edebiyat Fak. Sosyal Bilimler Dergisi, Nisan 2022, Sayı 55, Sf 201/213 Mehmet Akif ERDOĞRU, Seydişehir Seydi Harun Külliyesi Vakıfları Üzerine Bir Araştırma, Tarih İncelemeleri Dergisi, Haziran 1992, sf. 85 Mehmet Akif ERDOĞRU, Osmanlı Yönetiminde Beyşehir Sancağı, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2006, sf. 105
Ekleme Tarihi: 31 Ağustos 2023 - Perşembe

KARAMANOĞULLARI VE TURGUTOĞULLARI BEYLİKLERİ DÖNEMİNDE SEYDİŞEHİR - 1

Merhabalar değerli tarih dostları.

Beylikler Dönemi’nde Seydişehir’i anlatmaya Eşrefoğulları Beyliği ile başlamış ardından Hamitoğulları Beyliği  ile devam etmiştik. Yazımızı da Hamitoğulları sonrası Seydişehir’in Osmanoğulları ile Karamanoğulları arasında uzun yıllar boyunca el değiştirdiğinden bahsederek sonlandırmıştık.

Evet, 1380 yılında Seydişehir’in  1. Murat tarafından Hamitoğulları Beyliği’nden satın alınmasi ile Cumhuriyet dönemine kadar aralıksız Osmanlıların Seydişehir’e hâkim olduğu görüşü doğru değildir. Zira Hamitoğulları Seydişehir’i Karamanoğulları ve Turgutoğulları akınlarından kurtaramadığı için satmak zorunda kalmıştır.

Peki, Turgutoğulları ve bağlı bulundukları Karamanoğulları Beyligi neden kurulduğu günden bu yana sürekli Seydişehir’i ele geçirmek istiyorlardı? Siyasi sebepler dışında Seydişehir’i o yıllarda bölge içinde öne çıkaran tek sebep vardı; o da elbette ki şehrimizin kurucusu Seyyid Harun Veli idi.

Geçmişte Turgutoğulları’nın Seydişehir ile ilişkilerine dair birçok yazı kaleme aldım. Bu yüzden şimdi benzer şeyleri tekrar yazmak yerine sizi Seydişehir’in ilk kuruluş yıllarına götürmek istiyorum. Malumunuz üzere Turgutoğulları aşireti, Seyyid Harun Veli gibi Horasan’dan Anadolu’ya göç etmiştir. Acaba Seyyid Harun Veli, Turgutoğulları ile Horasan’da da irtibat halinde miydi? Seyyid Harun Veli’nin Horasan’dan Seydişehir’e olan bu yolculuğu esnasında Turgutoğulları’nın herhangi bir yardımı oldu mu?

Bu konuda elimizde bulunan tek kaynak Seyyid Harun Veli’nin ölümünden yaklaşık 230 yıl sonra yazılan Seyyid Harun Veli Makalati. Eserde Seyyid Harun Veli’nin Horasan’da bir bey iken, amcaların mezarlarını ziyareti esnasında gaipten gelen ses üzerine bir bulut eşliğinde Horasan’dan Konya’ya gelmesi, burda iki yıl konakladıktan sonra Seydişehir’e geçip şehri inşa etmesi anlatılıyor. Seyyid Harun Veli’nin bu yolculuğunun kaç yıl sürdüğü, Konya’da kaldığı iki yıl süresince kimlerle görüştü gibi sorularin cevaplarını maalesef eserde bulamıyoruz.

İşte tam da bu noktada değerli hemşehrimiz Süleyman Demirel Üniversitesi, Tarih bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Şen Hoca’ nın, geçen yıl Seyyid Harun Veli hakkında yayımlanan makalesini çok değerli buluyorum.(1) Sayın Şen, özetle; Seyyid Harun Veli’nin bu yolcukla ilgili aldığı manevi ilham dışında, o dönemde Selçuklu tahtında ağırlığı bulunan Karamanoğulları’nın ve askeri gücünü temsil eden Turgutouğulları’nın, Seyyid Harun Veli ve kafilesinin Seydişehir’e yerleşmeleri konusunda yardımcı olmuş olabileceği ihtimalini dillendiriyor.  Zira Seyyid Harun Veli ve kafilesi ilk kez geldiği bu topraklarda  dağ eteğinde, korunaklı, sulu ve verimli arazilere sahip olan, eski ve yeni yerleşim yerlerine yakın bir bölgeyi keşfederken bölgeyi tanıyan birilerinin yönlendirmesine ihtiyaç duymuş olabilirlerdi.

 Bu kimseler Eşrefoğulları olamaz. Zira, Eşrefoğlu Mehmet Bey’in bu yerleşimden önceden beri haberi olsa idi ordusu ile Seydişehir’e gelmezdi. Bu durumda şayet Seyyid Harun Veli  bir yardım aldı ise , Karamanoğulları’nın yardımcı olması daha olasıdır. Ayrıca unutulmamalıdır ki, Eşrefoğulları, Karamanoğulları’nın müttefikidir.

Acaba Seyyid Harun Veli’nin makalatında geçen “Ya Harun Rum’a çık, Karaman iline Küpe dağı derler, bir dağın şarkından yana bir şehir yap” derken “Karamanoğulları” nı kast etmiş olabilir mi?

 Malesef elimizde herhangi bir belge olmadığı için tüm bu düşünceler birer varsayımdan ibaret kalıyor.Bununla birlikte Karamanoğulları’nın Seyyid Harun Veli ilişkisine dair elimizdeki tek belge Karamanoğlu Sultanı 2. İbrahim Bey’in Ulu Kilise köyündeki arazileri ve azatlısı Bahadır Ağa Yenice Köy ’deki arazilerin gelirini Seyyid Harun Veli zaviyesine bağışladığını gösteren vakfiyelerdir(2)  

Karamanoğulları Beyliği’ne 1474 yılında Fatih Sultan Mehmet son vermiştir. Beylik bu tarihte yıkılmış olsa da Karamanoğullarına bağlı beyler, yerel güçlerini daha uzun yıllar devam ettirmişlerdir.

Örneğin 1523 yılında Seydişehir’in en nüfuzlu kişisi hala Turgutoğlu Şeyh Musa Beydir. Yağlıhöyük, Dereli, Akçalı, Gevrekli, Nuzumla,Karacahisar, Taşagıl, Avşarviran, Olberid, Manastır, Boyalı, Hisarlık daha birçok köyün gelirleri hala Musa Bey’in zeametidir. (3)

Karamanoğlu Beyliği’nin yıkılması üzerinden yıllar geçtiği halde Turgutoğlu Şeyh Musa Bey nasıl hala Seydişehir’in en güçlü kişisi konumunda olabiliyordu? İlerleyen yıllarda Turgutoğlu Şeyh Musa ve ailesine ne oldu?

Dilerseniz bu soruların cevaplarını bir sonraki yazımızda cevaplayalım

 

Yeniden görüşmek dileğiyle.

 

Muhammed Kemal Erdem

İnstagram /Twitter: eski_seydişehir  & eski_konya

 

        Kaynaklar;              

 

  1. Mehmet Emin Şen, “Bir Şehir Kurucusu Olarak Seyyid Harun Veli”, SDÜ Fen Edebiyat Fak. Sosyal Bilimler Dergisi, Nisan 2022, Sayı 55, Sf 201/213
  2. Mehmet Akif ERDOĞRU, Seydişehir Seydi Harun Külliyesi Vakıfları Üzerine Bir Araştırma, Tarih İncelemeleri Dergisi, Haziran 1992, sf. 85
  3. Mehmet Akif ERDOĞRU, Osmanlı Yönetiminde Beyşehir Sancağı, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2006, sf. 105
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.