MUSTAFA AK
Köşe Yazarı
MUSTAFA AK
 

BÜLBÜLÜN KIRK ŞARKISI

                                                                                                                                         Yayınlanalı yıllar olmasına rağmen Türk edebiyatında modern Mesnevi örneklerinden biridir. Türk edebiyatının usta ismi akademik kimliği ile birlikte Divan edebiyatını günümüze taşıyan İskender Pala’nın ustalık eseri.                                                                                                                                                               Bülbülün güle yani Allah Resulüne aşkını 40 bölümden müteşekkil bir biçimde anlatan popüler siyer romanı. Bülbül divan edebiyatının aşığı; yani görmemesine rağmen Resulullaha muhabbet duyan Peygamber diliyle “Kardeşlerim”  olarak nitelen tüm Müslümanları simgeliyor. Gül ise divan edebiyatında olduğu gibi Hz. Peygamberin sembolüdür. Bu kitapla tanışmam ise bundan seneler önce oldu. Test çözülen bir ortamda çaktırmadan bu kitabı okuyan bir öğrencimi fark etmemle hikaye başladı. Kitabın ilk sayfasındaki isim gönül yaram oldu. Kitabın konusu ise bambaşka bir sevda… Yara kapanmadı. İzi de kendisi de hala taze. O günden gönlümüzü yoracak sevdaya gönlümü kapattım. Sonra kader bizi Seyit Harun diyarına getirdi. Günlerden bir gün asker ağam okul kütüphanemizden kitap istedi. İskender Pala Bülbülün Kırk Şarkısını bulmak icap etti. Allah selamet versin. Fatih hocamla kitabı bulup verdik. Umarım istifade ediyordur. Geçenlerde Siyer öğretimi ile ilgili bir makale okurken bu kitabın ismini görünce bu yazı gönlüme düştü. Gönül yaramız kanasa da kalemimize bu yazıyı yazmak nasip oldu. Rabbim yolundan ayırmasın.                                                                                                              FIRIN                                                                                                                Meslek liselerinin istihdamdaki gücünü artırmak için Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer Konya’daki Çalıştay açılışında “ Okullara fırın açıp ekmeği ucuza satacağız” dedi. Sonrasında malum her kafadan bir ses çıktı.  Arkası takip edilir ödenek getirilirse güzel proje. Dünyada da örnekleri olması muhtemeldir. Bugün çoğu meslek lisesi fabrika gibi çalışıyor. Güzel cirolar elde ediyor. OSB’ler içinde hatta bizzat sanayicilerin yaptırdığı ve kendilerinin istihdam garantisi verdiği okullar var. İllerinin en başarılı öğrencileri de buralara gidebiliyor. Bu nedenle bu proje de tutabilir. Hatta tutmalıdır. Salgın hastalık ve savaşlar derken gıda üretimi milli bir mesele oldu. Siyasi anlamda çiftçilere ve hayvancılara yönelik hatalar her dönemde yapıldı. Yalnızca bu döneme mahsus değil. Ama güzel olan bir işi desteklemek hepimizin görevidir. Çeşitli sosyal ağlarda bu işlerle dalga geçen insanları görünce üzüldüm. Dalga geçme sebepleri olayın mantığı olsa üzülmem. Yapanları sevmiyorsak yapılanı da sevmeyiz. Yani tamamen siyasi muhalefet üzerinden bakıyorlar. Ekmeğin, aşın ve suyun iktidarı,  muhalifi olamaz. Tabi bu proje de şahsa bağlı kalmamalı. Birinin yaptığını öteki yıkarsa anlamı olmaz. Her şeyden önemlisi bu işleri yapmak isteyen okullara maddi ve manevi destek vermek lazım. Rabbim hayra hizmet edenlerin hizmetini muvaffak eylesin.                                                                                                           Mustafa AK        Tarih Öğretmeni mstfknyali@gmail.com
Ekleme Tarihi: 28 Haziran 2022 - Salı

BÜLBÜLÜN KIRK ŞARKISI

                                                                                                                                        

Yayınlanalı yıllar olmasına rağmen Türk edebiyatında modern Mesnevi örneklerinden biridir. Türk edebiyatının usta ismi akademik kimliği ile birlikte Divan edebiyatını günümüze taşıyan İskender Pala’nın ustalık eseri.                                                                                                                                                              

Bülbülün güle yani Allah Resulüne aşkını 40 bölümden müteşekkil bir biçimde anlatan popüler siyer romanı. Bülbül divan edebiyatının aşığı; yani görmemesine rağmen Resulullaha muhabbet duyan Peygamber diliyle “Kardeşlerim”  olarak nitelen tüm Müslümanları simgeliyor. Gül ise divan edebiyatında olduğu gibi Hz. Peygamberin sembolüdür. Bu kitapla tanışmam ise bundan seneler önce oldu. Test çözülen bir ortamda çaktırmadan bu kitabı okuyan bir öğrencimi fark etmemle hikaye başladı. Kitabın ilk sayfasındaki isim gönül yaram oldu. Kitabın konusu ise bambaşka bir sevda… Yara kapanmadı. İzi de kendisi de hala taze. O günden gönlümüzü yoracak sevdaya gönlümü kapattım. Sonra kader bizi Seyit Harun diyarına getirdi. Günlerden bir gün asker ağam okul kütüphanemizden kitap istedi. İskender Pala Bülbülün Kırk Şarkısını bulmak icap etti. Allah selamet versin. Fatih hocamla kitabı bulup verdik. Umarım istifade ediyordur. Geçenlerde Siyer öğretimi ile ilgili bir makale okurken bu kitabın ismini görünce bu yazı gönlüme düştü. Gönül yaramız kanasa da kalemimize bu yazıyı yazmak nasip oldu. Rabbim yolundan ayırmasın.                                                                                                          

   FIRIN                                                                                                               

Meslek liselerinin istihdamdaki gücünü artırmak için Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer Konya’daki Çalıştay açılışında “ Okullara fırın açıp ekmeği ucuza satacağız” dedi. Sonrasında malum her kafadan bir ses çıktı.  Arkası takip edilir ödenek getirilirse güzel proje. Dünyada da örnekleri olması muhtemeldir. Bugün çoğu meslek lisesi fabrika gibi çalışıyor. Güzel cirolar elde ediyor. OSB’ler içinde hatta bizzat sanayicilerin yaptırdığı ve kendilerinin istihdam garantisi verdiği okullar var. İllerinin en başarılı öğrencileri de buralara gidebiliyor. Bu nedenle bu proje de tutabilir. Hatta tutmalıdır. Salgın hastalık ve savaşlar derken gıda üretimi milli bir mesele oldu. Siyasi anlamda çiftçilere ve hayvancılara yönelik hatalar her dönemde yapıldı. Yalnızca bu döneme mahsus değil. Ama güzel olan bir işi desteklemek hepimizin görevidir. Çeşitli sosyal ağlarda bu işlerle dalga geçen insanları görünce üzüldüm. Dalga geçme sebepleri olayın mantığı olsa üzülmem. Yapanları sevmiyorsak yapılanı da sevmeyiz. Yani tamamen siyasi muhalefet üzerinden bakıyorlar. Ekmeğin, aşın ve suyun iktidarı,  muhalifi olamaz. Tabi bu proje de şahsa bağlı kalmamalı. Birinin yaptığını öteki yıkarsa anlamı olmaz. Her şeyden önemlisi bu işleri yapmak isteyen okullara maddi ve manevi destek vermek lazım. Rabbim hayra hizmet edenlerin hizmetini muvaffak eylesin.                                                                                               

           Mustafa AK

       Tarih Öğretmeni

mstfknyali@gmail.com

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.