Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

İNSANA DAİR?

‘İyilik garip’ derler eskiler… Diyorlarsa vardır bir hikmeti… Bu iki kelime ambar belki de… Onca tecrübeyi, yaşanmışlığı içine dolduran… Arkadaş, dost, akraba muhabbetlerinde illaki iyiliğin, iyi olmanın garip olduğuna dair cümleler dökülür… Doğrusu kim iyi, kimler kötü onu da bilemiyoruz… İçi boşaltılmış kavramlar kargaşasına feda edilmiş hasletlerin her geçen gün iç edilişine daha çok şahit oluyoruz… Yalan söylemenin bile haysiyeti kalmamış artık… Eskiden toplumda ki yalancılar bilinirdi… Hatta bazılarının yalanları eğlenceye bile dönüştürülürdü… Zararsız abartılı konuşmalardı yalanların çoğu… Şimdilerde ise yalan söyleyenleri, saygı yoksunlarını tabiri caiz ise; ‘abayla ürküt sopayla kovala’… Dinleyende yalanı yalan olduğunu bile bile dinleyip savunmasını daha güçlü bir yalan kurgusuyla yapmaya hazırlanıyor… Ok gibi yalanlar artık… Yüreklere zarar… Sanki daha da çirkinleşti insanlık… Şu küçücük ilçede son ay içerisinde meydana gelen bıçaklamalar, kurşunlamalar ve ülkemizde cereyan eden ve ajanslara yansıyan bebek katilleri gelinen noktanın acı tezahürleri… Özellikle köy kökenliler ve Seydişehir’in nüfusu henüz alüminyum katmerli olmadan bayanlar erkeklerin önünden geçmezdi… Bugün için uygulanması mümkün olmayan bir adet hatta bana göre de yanlış bir adet ama inanın eskinin kötü geleneklerini bile arar olduk… Ne evlatların ebeveyne, ne gençlerin büyüklerine nede büyüklerin gençlere saygısı, sevgisi kalmadı artık… Büyüğün elini öpen… Hasta ziyareti sorumluluğunu hisseden… Nesep derdi olan… Kardeş sevgisi taşıyan… İnsanı yaratandan ötürü seven… Hayvan seven… Emeğe saygın… Bebeğe melek kalan pek az artık… Son kuşaklarız belki de bu hasletleri yaşamaya çalışan… İstisnalar kaideyi bozmaz ancak bir dönem sakalı olan, namaz kılan, hacca giden, umreden dönen, bir yaş büyük olan muteberdi gözümde… Hatta herkesin gözünde… Ya şimdi; Artık birincil ölçü değil hiç birimiz için… İçim titremiyor eskisi gibi… Kıstas ahlak… Kıstas yalansız dost… Riyasız arkadaş… Adaletli yönetici… Samimiyet, samimiyet, samimiyet… Daha dün; Aracımla seyrederken ikindi namazına yetişmeye çalışan ak sakallı tosun amca, heyecan yapmadan hemen karşıda ki camiye geçsin diye duruyorum…  Adamda surat düşük, arabanın içine bile bakmıyor kimdir bu insanlığı bana yapan diye… Beklenen sadece küçük bir tebessüm ama gelin görün ki! Sanki Karadeniz hemen caminin arka tarafında gemileri batmış ona yetişiyor… Bir afra, bir tafra, bir hiddet, bir şiddet ki suratta gülmemek, acımamak elde değil… Dedim ya! İyilik garip… Üstüne üstlük ‘Neden duruyorsun lan ayı’ der gibi bakıyor celalli celalli… El kol hareketleriyle ‘geçsene lan kazma’ der gibi mimikler savuruyor… Keşke durmaz olaydım; namaza koşan bir müslümanın suratında hoplaşanları görmeseydim… Keşke yaptığım insanlıktan utanmasaydım… Hülasası; Ünsüz şairin dediği gibi insanlık… “Birileri bizleri gülmeye alıştırmış Ağlanacak halleri fark etmemek ne garip. Neşe ile kederi yönetmen karıştırmış Sahnede ki dramı görememek ne garip... İnsanlık; damarlarda pıhtılaşmış kan gibi Hastalık; gemisini kurtaran kaptan gibi…” GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ “Tebessüm kadar insanı mest eden, gönlü fetheden başka bir insan eylemi görmedim...”
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

İNSANA DAİR?

‘İyilik garip’ derler eskiler…

Diyorlarsa vardır bir hikmeti… Bu iki kelime ambar belki de… Onca tecrübeyi, yaşanmışlığı içine dolduran…

Arkadaş, dost, akraba muhabbetlerinde illaki iyiliğin, iyi olmanın garip olduğuna dair cümleler dökülür…

Doğrusu kim iyi, kimler kötü onu da bilemiyoruz… İçi boşaltılmış kavramlar kargaşasına feda edilmiş hasletlerin her geçen gün iç edilişine daha çok şahit oluyoruz…

Yalan söylemenin bile haysiyeti kalmamış artık…

Eskiden toplumda ki yalancılar bilinirdi… Hatta bazılarının yalanları eğlenceye bile dönüştürülürdü… Zararsız abartılı konuşmalardı yalanların çoğu…

Şimdilerde ise yalan söyleyenleri, saygı yoksunlarını tabiri caiz ise; ‘abayla ürküt sopayla kovala’… Dinleyende yalanı yalan olduğunu bile bile dinleyip savunmasını daha güçlü bir yalan kurgusuyla yapmaya hazırlanıyor…

Ok gibi yalanlar artık… Yüreklere zarar…

Sanki daha da çirkinleşti insanlık… Şu küçücük ilçede son ay içerisinde meydana gelen bıçaklamalar, kurşunlamalar ve ülkemizde cereyan eden ve ajanslara yansıyan bebek katilleri gelinen noktanın acı tezahürleri…

Özellikle köy kökenliler ve Seydişehir’in nüfusu henüz alüminyum katmerli olmadan bayanlar erkeklerin önünden geçmezdi… Bugün için uygulanması mümkün olmayan bir adet hatta bana göre de yanlış bir adet ama inanın eskinin kötü geleneklerini bile arar olduk…

Ne evlatların ebeveyne, ne gençlerin büyüklerine nede büyüklerin gençlere saygısı, sevgisi kalmadı artık…

Büyüğün elini öpen… Hasta ziyareti sorumluluğunu hisseden… Nesep derdi olan… Kardeş sevgisi taşıyan… İnsanı yaratandan ötürü seven… Hayvan seven… Emeğe saygın… Bebeğe melek kalan pek az artık… Son kuşaklarız belki de bu hasletleri yaşamaya çalışan…

İstisnalar kaideyi bozmaz ancak bir dönem sakalı olan, namaz kılan, hacca giden, umreden dönen, bir yaş büyük olan muteberdi gözümde… Hatta herkesin gözünde…

Ya şimdi; Artık birincil ölçü değil hiç birimiz için… İçim titremiyor eskisi gibi… Kıstas ahlak… Kıstas yalansız dost… Riyasız arkadaş… Adaletli yönetici… Samimiyet, samimiyet, samimiyet…

Daha dün; Aracımla seyrederken ikindi namazına yetişmeye çalışan ak sakallı tosun amca, heyecan yapmadan hemen karşıda ki camiye geçsin diye duruyorum… 

Adamda surat düşük, arabanın içine bile bakmıyor kimdir bu insanlığı bana yapan diye… Beklenen sadece küçük bir tebessüm ama gelin görün ki! Sanki Karadeniz hemen caminin arka tarafında gemileri batmış ona yetişiyor…

Bir afra, bir tafra, bir hiddet, bir şiddet ki suratta gülmemek, acımamak elde değil…

Dedim ya! İyilik garip…

Üstüne üstlük ‘Neden duruyorsun lan ayı’ der gibi bakıyor celalli celalli…

El kol hareketleriyle ‘geçsene lan kazma’ der gibi mimikler savuruyor…

Keşke durmaz olaydım; namaza koşan bir müslümanın suratında hoplaşanları görmeseydim… Keşke yaptığım insanlıktan utanmasaydım…

Hülasası; Ünsüz şairin dediği gibi insanlık…

“Birileri bizleri gülmeye alıştırmış

Ağlanacak halleri fark etmemek ne garip.

Neşe ile kederi yönetmen karıştırmış

Sahnede ki dramı görememek ne garip...

İnsanlık; damarlarda pıhtılaşmış kan gibi

Hastalık; gemisini kurtaran kaptan gibi…”

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

“Tebessüm kadar insanı mest eden, gönlü fetheden başka bir insan eylemi görmedim...”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.